Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü'nden Prof. Dr. Atilla Uluğ, İzmir'deki binaların sadece yüzde 3'ünün depreme dayanıklı olduğunu, geriye kalanların ise tehlike sınırında bulunduğunu söyledi. Önceki gün meydana gelen 3,7 ve 3,0 büyüklüklerindeki iki depremi değerlendiren Uluğ, "İzmir, fay tarlası üstünde. Binalarınsa büyük çoğunluğu eski ve sağlıksız. Bir devlet politikası olmadan da yerel yönetimlerin bu işin altından kalkması mümkün değil. İzmir'in her an yıkılabileceğini söyleyince birileri rahatsız oluyor." dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nin, 2010 yılında Karşıyaka ilçesinin Alaybey ve Bayraklı ile Karabağlar'ın Basın Sitesi semtlerinde bir çalışması olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Uluğ, 7 büyüklüğündeki depreme göre hesaplama yapıldığını ve binaların sadece yüzde 3'ünün dayanıklı çıktığını söyledi. Orta denilen oranlarınsa yüzde 35-40 civarında olmasının konuyu özetlediğini belirten Atilla Uluğ, 17 Ağustos benzeri bir depremin, 100 bini aşkın kişinin ölme ihtimalini ortaya koyduğunu vurguladı. Böyle bir durumda şehirde kaos oluşucağını kaydeden Uluğ, bu sebeple devlet politikasıyla eski binaların yıkılması ve gerekenlerin bakımdan geçirilerek güçlendirilmesi gerektiğini anlattı.