Prof. Över: Hatay'da 7 ve üzeri deprem bekliyoruz

Prof. Över: Hatay'da 7 ve üzeri deprem bekliyoruz
HATAY (CİHAN)- Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Yer Fiziği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semir Över, Hatay'da 10 Şubat'ta meydana gelen 4.6 büyüklüğündeki depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Över meydana gelen son depremlerden yola çıkarak ve jeolojik konumuna bakıldığında il genelinde 7 ve üzeri büyüklükte deprem beklediklerini söyledi.
Över, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Deprem Araştırma Dairesi tarafından hazırlanan Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası'na göre Hatay'ın kırmızı kuşak üzerinde birinci dereceden deprem bölgesinde olduğunu aktardı ve risk taşıdığını söyledi.
DEPREMİN KONUMU SAMANDAĞ YAYLADAĞI ARASINDA
Hatay'da son yüzyılda çok büyük deprem olmamakla birlikte küçük ve orta ölçekte depremlerin yaşandığını belirten Prof. Dr. Semih Över, "Hatay'da son yüzyılda meydana gelen depremlerin episantral dağılımlarına göre 10 Şubat'ta meydana gelen depremin konumu Samandağ-Yayladağı arasında bir bölgede kalıyor. Hatay'ı etkileyen faylara baktığımızda bunlar önemli faylardır. Ülkemizi etkileyen Arabistan- Afrika ve Anadolu levhalarının kesiş noktasının Amik ovası civarında olduğu görülüyor. Bu levhaların sınırlarını oluşturan lavha sınır faylarında büyük deprem beklemekteyiz. Şuanda meydana gelen deprem Kıbrıs-Antakya fayı üzerinde meydana gelmiştir. Bu fayın dışında Hatay'ı etkileyen diğer faylar Türkoğlu-Antakya boyunca uzanan Amanos Fayı ile güneyden ölü denizden Antakya'ya kadar gelen Ölüdeniz Fayı ise yaklaşık bin kilometrelik bir faydır" dedi.
Şuanda aktif olan ve 10 Şubat depreminin meydana geldiği fayın Kıbrıs-Antakya Transform Fayı olarak adlandırıldığını dile getiren Över, "Burada pek çok deprem meydana gelmiştir ve özellikle son yüzyılda her ne kadar büyük deprem meydana gelmemiş olmasına rağmen orta ve küçük büyüklükte depremler sıkça meydana gelmiştir. Son yüzyılda meydana gelen depremlerin yüzde 90'ı bu fay üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu da bize bu fayın en azından günümüzde diğer iki faya oranla daha aktif olduğunu göstermektedir. Yani Antakya'dan Kıbrıs'a Samandağ üzerinden giden fay şuanda Antakya'yı en fazla etkileyen faydır" diye konuştu.
BEKLENEN DEPREM DAHA ÖNCEKİLERİN 90 KATI BÜYÜKLÜĞÜNDE ENERJİ AÇIĞA ÇIKARACAK
Antakya'nın birinci dereceden deprem bölgesi olmasının nedeninin son yüzyılda meydana gelen depremlerden ziyade tarih ve tarih öncesinde meydana gelen depremlerden kaynaklandığını vurgulayan Prof. Över şöyle devam etti: "Günümüze en yakın iki büyük deprem meydana gelmiştir. Bu depremler 1822 ve 1872 depremleridir. Bu depremlerde pek çok hasarın yanında can kaybı da meydana gelmiştir. Tarihsel depremlerin haritadaki dağılımlarına baktığımızda yoğunluklu olarak Amik Ovası ve civarında meydana geldiğini görüyoruz. Aynı zamanda Antakya-Kıbrıs Transform Fayı üzerinde yoğunluk kazandığını görmekteyiz. Son yüzyılda Hatay'da meydana gelmiş en büyük deprem ise 22 Ocak 1997'de 5.7 büyüklüğünde meydana geldi. Hatay'ı etkileyen son iki tarihsel depremin büyüklüğü 7.2 ve 7.3'tür. Dolayısıyla Hatay'ın jeolojik konumuna baktığımızda Hatay'da 7 ve üzeri büyüklüğünde deprem beklemekteyiz. Bu durumda son yüzyılda Hatay'da meydana gelen en büyük deprem olan 5.7 büyüklüğündeki depremin açığa çıkardığı enerji ile beklediğimiz 7 ve daha büyük depremin açığa çıkaracağı enerjiyi kıyasladığımızda beklediğimiz deprem Hatay'da son yüzyılda meydana gelen 5.7 büyüklüğündeki depremin yaklaşık 90 katı olacaktır."
Ülkemizde ve dünyada meydana gelen depremleri engellemenin mümkün olmadığını kaydeden Prof. Dr. Semir Över, "Ancak depremle yaşamayı öğrenmemiz mümkündür. Bunu dünyada Japonya gibi başaran ülkeler vardır. Burada temel prensip depreme dayanıklı yapı inşa etmektir. Bunu da hemen söylemek gerekir ki dayanıklı yapı yapmak tek başına yeterli değildir. Aynı zamanda yapıyı konuşlandıracağımız zemini de göz önünde bulundurup inşaatımızı ona göre yapmamız gerekiyor. Zemin ve inşaatın sağlamlığı bizi depremlerden önemli ölçüde koruyacaktır" diye kaydetti.
Prof. Dr. Över bazı basın yayın organlarında çıkan 'deprem önceden öğrenilebilir' şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını, bilimsel olarak depremi önceden işaret eden herhangi bir icadın yapılmadığını söyledi ve "Bunu kabul etmemiz mümkün değil" diye ekledi. Son olarak bu depremlerin beklediğimiz depremin habercisi anlamına gelmediğini not düşen Över, "Ama büyük deprem bugünde olabilir yarında olabilir, 5 yıl sonra da olabilir" diye konuştu.
CİHAN
23 Şubat 2015 13:56
DİĞER HABERLER