Prof. Turan: Medya, şiddeti körükleyici yaklaşımla toplumu şiddete yöneltiyor

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Tayfun Turan, şiddete maruz kalan kadınların çoğunluğunun özgüvenini yitirmiş durumda olduğunu söyledi. Prof. Dr. Turan, kadına yönelik şiddetin artışındaki faturayı medyaya keserek, "Âdeta medya, şiddeti körükleyici bir yaklaşım sergileyerek toplumu şiddete yöneltiyor." diye konuştu.

Erciyes Üniversitesi Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından 'Kadına Yönelik Şiddetin Tıbbi ve Hukuki Boyutları' isimli panel düzenlendi. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri çerçevesinde Erciyes Üniversitesi Sabancı Kültür Sitesi'nde düzenlenen panele konuşmacı olarak ERÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Tayfun Turan, ERÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağlar Özdemir, Boşanma Davaları Serbest Avukatı Av. Mehmet Üçok katıldı.

ERÜ Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asuman Gölgeli yaptığı açılış konuşmasına, Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi yeni yönetimini oluşturan Prof. Dr. Hülya Argunşah, Yrd. Doç. Dr. Jale Metin Kıyıcı, Yrd. Doç. Dr. Emel Tanyeri Mazıcı, Yrd. Doç. Dr. Elif Deniz Şafak ve Doç. Dr. İlkay Şahin'e böylesine güzel bir çalışmaya imza attıkları için teşekkürlerini ileterek başladı. Dominik'te 3 kız kardeşin tecavüz sonucu öldürülmesi olayının anısına 25 Kasım tarihinin Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edildiğini söyleyen Prof. Dr. Gölgeli, konuşmasının ardından 'Görünür Boyutuyla Kadına Yönelik Şiddet' isimli konuşmasını yapmak üzere Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağlar Özdemir'i davet etti. Doç. Dr. Özdemir daha önceki senelerde de aynı salonda benzer paneller ile kadına karşı şiddete dikkat çekildiğini dile getirerek şunları kaydetti: "Daha önceki senelerde bu salonda kadına karşı şiddet ile ilgili paneller yaptık. 3, 4 yıl geçmiş bunların üzerinden. Toplumda neler değişim gösterdi diye dönüp baktığımızda hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz. Aksine kadınlar bu süreçte artık daha da farklı türde travmalara maruz kaldılar."

'ŞİDDET REFAH VE EĞİTİM DÜZEYİYLE İLGİLİ'

Kadına karşı şiddetin dünyadaki ve ülkemizdeki durumlarına da değinen Doç. Dr. Özdemir, "İstatistiklere baktığımız zaman her 4 kadından birisine şiddet uygulanmış. Bunların birçoğu aile içi şiddet. Dünyanın genelinde durum böyle. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın 2014'te yaptığı araştırmaya göre şiddet oranı Türkiye'de tüm bölgelerde yaşanıyor." dedi. Kadına yönelik şiddetin eğitim ile orantılı olduğunu belirten Doç. Dr. Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: "Kadına yönelik şiddetin refah ve eğitim durumu ile ilgili. Bu olay bakanlık tarafından yapılan araştırma sonucunda da elde edildi. Çalışmaya göre eğitim düzeyi ne kadar artarsa şiddetin aynı oranda azaldığı görülüyor. Aynı zamanda şiddet yalnızca kadına uygulanmıyor. Sadece şiddete tanık olmak dahi psikolojik sorunlar ortaya çıkarıyor. Örneğin çocuklar şiddet kendilerine uygulanmasa dahi bulundukları ortam sebebiyle dolaylı yoldan da olsa şiddete maruz kalabiliyorlar."

'MEDYA ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR'

ERÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Tayfun Turan da 'Kadına Yönelik Şiddetin Ruhsal Boyutu' isimli konuşmasında şiddetin tek boyutlu bir olay olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "Şiddetin ekonomik, kültürel, sosyal vb. birçok boyutu vardır ve şiddet yalnızca ülkemizde değil dünyada bir sorun olarak yer almaktadır. Bu sorun özellikle medyada çok farklı bir biçimde yer almaktadır. Âdeta medya şiddeti körükleyici bir yaklaşım sergileyerek toplumu şiddete yöneltiyor."

Şiddet gören kadınlarda özgüven kayıpları gözlemlendiğini belirten Üyesi Prof. Dr. Turan, "Şiddete maruz kalan kadınların çoğunluğu özgüvenini yitirmiş durumda oluyorlar ve geneli erken yaşta evlilikler yapmışlar. Aslında baktığımız zaman şiddet yalnızca evde değil, çevresel olarak her yerde maruz kalınabilen bir şey ve etkileri de farklı boyutlarda olabiliyor. Şiddet sonlansa dahi psikiyatrik olarak etkisini yıllar sonra gösterebiliyor." ifadelerinde bulundu.

'BİZ HALA MOR GÜNLERDEYİZ'

Kürsüye son olarak gelen Av. Mehmet Üçok'ta BM tarafından 25 Kasım için turuncu olarak belirlenen renge dikkat çekerek, "BM bugün için renk olarak turuncuyu belirlemişse de, biz hala mor günlerdeyiz." dedi. Kadına karşı saygının Orta Asya'dan beri süre geldiğini belirten Üçok, sözlerine şöyle devam etti: "Yaratılışın ilham kaynağı Orta Asya'da bir kadın gösterilir. Biz bu gelenekten gelen bir toplumuz. Metehan'ın eşi geçmiş zamanlarda Çin'e gidip devlet adına anlaşma imzalıyor. Fermanlarda 'hükümdar buyuruyor' derse o ferman geçersiz sayılıyordu. 'Hükümdar ve sultan buyuruyor' dendiği zaman ferman geçerli sayılıyordu."

PANEL ARDINDAN SERGİ VE FİLM GÖSTERİMİ YAPILDI

Panel, konuşmaların ardından İletişim Fakültesi Öğretim Elemanları Öğr. Gör. Filiz Yıldız, Okutman Mehpare Yağlıcı, Arş. Gör. Meltem Şahin ve Gazetecilik Bölümü Öğrencisi Mustafa Böyük tarafından hazırlanan 'Basında Kadına Yönelik Şiddetin Sunumu' isimli serginin gezilmesi ve 'Gözlerimi de Al' isimli film gösterimiyle son buldu.
CİHAN
26 Kasım 2015 15:03
DİĞER HABERLER