HRW'nin Filistinlilere karşı aç bırakmanın bir taktik olarak kullanıldığını bildirdiği bir raporun ortasında, İsrail askerleri Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki bir kara operasyonu sırasında görülüyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü İsrail'in Gazze'de açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanıp savaş suçu işlediğini savundu
İsrail hükümeti, işgal altındaki Gazze Şeridi'nde 'açlığa mahkum etmeyi' bir savaş yöntemi olarak kullanıp savaş suçu işlemekle suçlandı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından hazırlanan bir raporda, İsrail güçlerinin su, gıda ve yakıt gibi temel kaynakların dağıtımını engellediğini ve insani yardıma izin vermeyerek bölgede zaten vahim olan koşulları daha da kötüleştirdiği vurgulandı.
'İsrail kasıtlı olarak sivilleri aç bırakıyor'
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıdan bu yana aralarında Savunma Bakanı Yoav Gallant, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Enerji Bakanı Israel Katz'ın da bulunduğu üst düzey İsrailli yetkililer Gazzeli sivilleri temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakma niyetlerini açıkça dile getirdiler.
İnsan Hakları İzleme Örgütü bu politikanın İsrail ordusu tarafından uygulandığını ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini savunuyor.
HRW İsrail ve Filistin Direktörü Ömer Şakir "İsrail iki ayı aşkın bir süredir Gazze halkını gıda ve sudan mahrum bırakıyor. Bu politika üst düzey İsrailli yetkililer tarafından teşvik ediliyor veya onaylanıyor ve bir savaş yöntemi olarak sivilleri aç bırakma niyetini yansıtıyor," dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 24 Kasım ve 4 Aralık tarihleri arasında yerlerinden edilmiş 11 Filistinliyle yaptığı görüşmeler, Gazzelilerin temel ihtiyaç maddelerini temin etmekte yaşadıkları büyük zorlukları ortaya koydu. Görüşülen kişilerden biri "Yiyeceğimiz yoktu, elektriğimiz yoktu, internetimiz yoktu, hiçbir şeyimiz yoktu" diye yakındı.
Güney Gazze'de bireyler içme suyu kıtlığını, boş dükkanları, gıda için uzun kuyrukları ve artan fiyatları anlattı.
Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) 6 Aralık'ta kuzey Gazze'deki her 10 haneden 9'unun ve güney Gazze'deki her 3 haneden 2'sinin en az bir tam gün ve geceyi gıdasız geçirdiğini bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat AFP'ye yaptığı açıklamada, "İnsan Hakları İzleme Örgütü ... İsrail vatandaşlarına yönelik saldırıyı ve 7 Ekim katliamını kınamadı. İsraillilerin çektiği acıları ve insan haklarını görmezden geliyorsa Gazze'de olup bitenler hakkında konuşmak için hiçbir ahlaki dayanağı yoktur," dedi.
İsrail hükümetine bağlı yardım kuruluşu Bölgelerdeki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyonu, 17 Aralık'ta 201 insani yardım kamyonunun denetlendiğini ve Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktığını bildirdi.
Uluslararası hukuka aykırı
Uluslararası insancıl hukuk, özellikle de Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü, bir savaş yöntemi olarak sivillerin aç bırakılmasını yasaklıyor. Sivilleri hayatta kalmaları için vazgeçilmez olan nesnelerden kasten mahrum bırakmak savaş suçu olarak kabul ediliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, iddia edilen aç bırakma taktiklerine ek olarak, İsrail'in Gazze'ye yönelik 16 yılı aşkın süredir devam eden ablukasını da savaş suçu olarak kabul edilen toplu cezalandırma olarak kınıyor.
Gazze'deki işgalci güç olarak İsrail, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi uyarınca sivil halkın gıda ve tıbbi malzemeye erişimini sağlamakla yükümlü durumda.
Dünya Gıda Programı, 17 Kasım'da gıda ve su kaynaklarının neredeyse hiç bulunmadığını vurgulayarak "acil açlık olasılığı" konusunda uyarıda bulundu. Daha sonraki raporlar Gazze'de "yüksek kıtlık riski" ve ciddi açlık seviyelerine işaret etti.
Norveç Mülteci Konseyi 3 Kasım'da "felaket boyutlarında su, sanitasyon ve hijyen ihtiyacı" olduğunu vurguladı.