ABD'nin, askerlerini Kırım'daki üssüne geri çekerek tansiyonu azaltması ve Ukrayna'daki herhangi bir başka yere müdahaleden de uzak durması noktasında Rusya'ya çağrı yaptığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Obama, 90 dakikalık görüşmede, Rusya'nın, BM sözleşmesi altındaki yükümlülükleri ve Ukrayna ile 1997 tarihli askeri üs anlaşmasının ihlali anlamına gelen ve Budapeşte Bildirisi ve Helsinki Nihai Senedi ile uyuşmayan, Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik açık ihlalinden duyduğu derin kaygıyı dile getirdi.''

               

"ABD olarak, Rusya'nın Ukrayna ile derin tarihi ve kültürel bağlarını ve Ukrayna'daki azınlık nüfusu ve Rusya kökenlilerin haklarını koruma ihtiyacını tanıdığımızı devamlı olarak belirttik. Ukrayna hükümeti, tüm Ukraynalıların haklarını korumaya ve Ukrayna'nın uluslararası yükümlülüklerine uymaya yönelik taahhüdünü açıkça ortaya koydu ve bizim onlara bu konudaki çağrımız da devam edecek.''

              

Başkan Obama, Devlet Başkanı Putin'e, Rusya'nın, eğer Rus kökenlilere ve Ukrayna'daki azınlık nüfusa muameleye yönelik kaygıları varsa, bunu ele almasının uygun yolunun, Ukrayna hükümetiyle doğrudan barışçıl istişareye girmek ve BM Güvenlik Konseyi (BMGK) veya Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) himayesi altında uluslararası gözlemciler göndermekten geçtiğini belirtti. İki örgütün de üyesi olarak Rusya da buna katılabilir. Başkan Obama, uygun uluslararası kolaylaştırmalarla ve uygun biçimde, Rusya ile Ukrayna hükümeti arasında diyalog başlatılması yönünde acil çabaların olması çağrısında bulundu. ABD de bu çabalara katılmaya hazırdır".

         

Rusya Parlamentosu'nun aldığı kara üzerine Ukrayna Devlet Başkan Vekili ve Meclis Başkanı Aleksandr  Turçinov, ülkenin silahlı kuvvetlerinin tam olarak askeri hazır duruma  getirildiğini belirtti.

Putin'in, orduyu Ukrayna ve Kırım  sınırlarında kullanmak için parlamentonun üst kanadı Federasyon Konseyi'nden  yetki alması üzerine, Ukrayna Milli Güvenlik ve Savunma Kurulu toplantısının  ardından açıklama yapan Turçinov, Rusya Federasyonu'nun söz konusu kararını  hatırlatarak, böyle bir saldırının gerçekleştirilmesi için herhangi bir dayanağın olmadığını dile getirdi.

Turçinov, Ukrayna'daki Rus dilinde konuşan halkın hayatına herhangi  bir tehdidin olduğuna ilişkin söylentilerin gerçekdışı ve yalan olduğunu  kaydederek, Ukrayna devletinin, kendi vatandaşlarını hangi bölgede yaşadığına,  hangi dilde konuştuğuna ve hangi kiliseye gittiğine bakmaksızın korumakla görevli  olduğunu ifade etti.

Turçinov, söz konusu olası saldırıyı dikkate alarak, ülkenin silahlı  kuvvetlerini askeri hazır duruma getirilmesine ilişkin karar aldığını ifade  ederek, ayrıca ülkedeki nükleer santralleri, havaalanı ve diğer stratejik  yerlerin korunmasının sıkılaştırıldığını kaydetti.