Karamollaoğlu'nun Asiltürk'ten sonra YİK başkanlığına seçilmesi Ankara'da muhalefet cephesinin güçlendiği şeklinde yorumlanıyor. AKP'den diğer muhazakar partilere oy kaymaları olabileceği tahmin ediliyor.
Milli Görüş çizgisinin Necmettin Erbakan'dan sonraki ikinci ismi sayılanOğuzhan Asiltürk'ün vefatından sonra boşalan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) başkanlığına, partinin genel başkanlığı görevini yürüten Temel Karamollaoğlu seçildi.
Ankara'da, Karamollaoğlu'nun genel başkanlık ile YİK başkanlığı görevini birlikte yürütecek olmasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Saadet üzerinden yürütmeye çalıştığı seçim siyaseti ile muhalefet cephesinin Erdoğan'a karşı mücadelesini etkileyeceği beklentisi hakim.
Saadet Partisi içinde Oğuzhan Asiltürk, Millet İttifakı ortaklığını sorgulayan kesimin başında geliyordu. Erdoğan'la görüşmeler gerçekleştiren Asiltürk, Karamollaoğlu'na karşı hareket başlatmıştı. Ancak Asiltürk'ün vefatı ve YİK Başkanlığı'na Karamollaoğlu'nun seçilmesiyle birlikte partide AKP-MHP ortaklığından kurulu Cumhur İttifakı'na karşı cephe iyice güçlenmiş oldu.
Karamollaoğlu'nun YİK başkanlığına seçilmesini DW Türkçe'ye değerlendiren Parti Sözcüsü Birol Aydın ise Asiltürk'ün Türkiye'deki siyasi atmosferin "kutuplaştırıcı ve gerilim artırıcı" olduğundan yakındığına dikkat çekti. Asiltürk'ün, Saadet'in de Türkiye'deki kutuplaştırıcı siyasete hizmet ettiğine dönük bir eleştirisi olduğu ve parti yönetiminin eleştiri siyasetinden uzaklaşmasını istediğine dönük yaklaşımlar ortaya konduğunu anlatan Aydın, bu yaklaşıma yanıtlarının net olduğunu dile getirdi:
"Saadet Partisi ilkeler ve prensipler üzerinden siyaset yapıyordu, bundan böyle de öyle yapacak. Türkiye'nin bugün gidişatına bakıp da dış politikada, ekonomide, siyasette savrulduğunu söylüyorsak, yönetime itirazda bulunuyorsak doğaldır. Bu itirazlarımız muhalefet bloğunun itirazlarına benziyorsa o da doğrudur. Ancak bunlar, Millet İttifakı'nın içinde olduğumuz şeklinde yorumlanamaz. İttifaklar, seçim sathına girdiğimizde netleşecek."
"Saadet'in Millet İttifakı'nda yeri netleşti"
Ankara'da Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi'ni, Erbakan'ın siyasi yasaklı olduğu dönemi ve Milli Görüş hareketini yakından izleyen gazetecilerin başında gelen Sedat Bozkurt ise Asiltürk'ün vefatı ve Karamollaoğlu'nun YİK başkanlığıyla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saadet'i 'kendi yanına çekme ya da "Millet İttifakı'nı bölmeye dönük" girişimlerinin son bulduğu kanısında.
Bozkurt, "Erdoğan’ın Saadet içinde Asiltürk gibi işbirliği yapabileceği kimse kalmadı. Çünkü Saadet'te Asiltürk gibi birisi de yok artık. Karamollaoğlu iktidara itirazlarını her geçen gün artırıyor ve Saadet Partisi'nin Millet İttifakı'ndaki yeri netleşmiş görünüyor" yorumunu yaptı.
Asiltürk'ün Necmettin Erbakan'dan sonra Milli Görüş'ün manevi lideri sayıldığına dikkat çeken Bozkurt sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erbakan siyasi yasaklıyken Fazilet Partisi'ni de Saadet Partisi'ni de uzaktan yönetti. O öldükten sonra ise Saadet'i uzaktan yönetme işi Asiltürk'ün oldu. Partiye Mustafa Kamalak'ı da Karamollaoğlu'nu da Asiltürk getirdi. Saadet'in Millet İttifakı'yla 2018'de işbirliği yapmasını da Asiltürk istedi. Erdoğan'la diyalog da Asiltürk'ün komutasındaydı."
"AKP’nin oy kaybı hızlanacak"
Bozkurt, siyaset kulislerini de hareketlendiren Asiltürk'ün yokluğunun siyasi dengeleri değiştireceğine ilişkin değerlendirmeleri de yerinde bulduğunu söyledi. Bozkurt, Erdoğan'ın Karamollaoğlu'nun YİK başkanlığıyla birlikte "büyük sıkıntı" yaşayacağı kanısında. Bozkurt, bu sıkıntıda AKP'nin Milli Görüş çizgisinden gelen bir tabanı olmasının da büyük etkisi olduğunu ifade etti:
"Saadet'in muhalefet bloğunda olması, AKP'yi taşıyan Milli Görüş çizgisindeki kadroların Saadet ya da DEVA ile Gelecek partilerine geçişini meşru kılıyor. Saadet, muhalefet çizgisini kuvvetlendirdiğine göre AKP'den DEVA ve Gelecek partilerine geçiş hızlanacak. Her iki parti de AKP'den koptu ve AKP tabanından ciddi destek görüyor. Erdoğan'ın da tabanını bir arada tutma sıkıntısı çektiği de zaten ortada. AKP'nin oy kaybının hızlanacağı özellikle AKP'den kopan muhafazakar Kürtlerin Saadet'e gideceği açıkça görülüyor. Bu da doğal olarak Erdoğan karşısındaki muhalefet cephesinin güçleneceği anlamına geliyor."
"Erdoğan'ın şansı kalmadı"
Karamollaoğlu'nun Saadet'in muhalefet çizgisini "tutarlı ve kuvvetli" şekilde sürdüreceği, Erdoğan'ın oy kaybının süreceğine ilişkin değerlendirmeler kamuoyu araştırmacıları tarafından da paylaşılıyor.
Metropol Araştırma'nın sahibi Özer Sencar, Karamollaoğlu'nun YİK başkanlığını "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saadet ya da İYİ Parti'ye dönük herhangi bir girişimde bulunma şansı kalmadı. Asiltürk'le iletişim halinde Saadet'i muhalefetten uzak tutma projesi vardı ama o kart artık oynanabilir olmaktan çıktı. Karamollaoğlu'nun bundan böyle partideki gücü, liderliği tartışma konusu olmayacak. Seçim yaklaştıkça Erdoğan'ın neler yapabileceğini göreceğiz ama muhalefet cephesi güçleniyor" sözleriyle değerlendirdi.