İstanbul Sağlık Müdürü Ali İhsan Dokucu, İstanbul'daki aile hekimliği konusunda açıklamalarda bulundu.
Ali İhsan Dokucu, İstanbul'da 1 Aralık 2010'da başlayan ''aile hekimliği'' uygulamasına ilişkin olarak, ''Bu geçişin bazı sancılı kısımları oldu. Biz daha çok sorun çıkar diye düşünürken şaşırtıcı derecede iyi gidiyoruz'' dedi.
AA muhabirine, İstanbul'da aile hekimliği uygulamasının ilk 3 ayını değerlendiren Dokucu, uygulama başlamadan önce en önemli sorunu insan kaynağı olarak gördüklerini, çünkü yaklaşık 13 milyon nüfusa karşılık eldeki hekim sayının 1500 olduğunu anlattı.
Aile hekimliğine geçiş çalışmaları kapsamında 2009'da yoğunluklu eğitim işlerine başladıklarını, önce insan kaynağının geliştirilmesine yönelik çalıştıklarını ifade eden Dokucu, pratisyen hekim ağırlıklı bir yapılanma olan bu sistemde, aile hekimlerini önce 10 günlük davranış bilimleri, nezaket kuralları, insana yaklaşımı kapsayan uyum kursundan geçirdiklerini söyledi.
Dokucu, en çok korktukları insan kaynağı sorununu, eldeki insan gücünü iyi kullanmak suretiyle büyük ölçüde çözdüklerini vurgulayarak, belediyeler, diğer kamu kurumları, hastaneler, 112 Acil Servisi ve özel sektörden almak suretiyle şu ana kadar aktif olmayan, iyi çalışmayan hekimleri sisteme kazandırdıklarını belirtti.
Sistem içerisindeki 90 hekimi de kendisinin görevlendirdiğini kaydeden Dokucu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Aile hekimliği uygulaması başlamadan önce 31 Ekim 2010'da şimdi aile sağlığı merkezleri olan sağlık ocaklarının sayısı 607, sağlık ocaklarında çalışan hekim sayısı da 2007 idi. Bir hekim günde 60-70 hasta bakıyordu. Gururla söylüyorum, aradan 3 ay bile geçmedi, bugün itibarıyla hepsi kiralık yeni yerlerin de devreye girmesiyle, aile sağlığı merkezleri 802 oldu,önümüzdeki birkaç hafta içinde de 849'a çıkacak. Şu an için 802 aile sağlığı merkezinde 3 bin 300 sözleşmeli hekim var. Sistemde bulunan 90 hekimin daha görevlendirilmesiyle, hekim sayımız 3 bin 390'a ulaştı. Varmamız gereken hekim sayısı 3 bin 541. Yani 150 civarında hekim eksiğimiz kalmış. İstanbul'un tamamı dikkate alındığın 150 hekim hiçbir şey. 29 Ocakta bir yerleştirme daha olacak ve o zaman hekim sayısı 3 bin 500 kişiyi rahatlıkla bulmuş olacak.''
Aile hekimlerini hızla hizmet içi eğitime aldıklarını, gebelik ve aşı takibi, yüksek tansiyon, diyabet, KOAH, sigarayı bıraktırma gibi ayrı konularda ayrı kurslar düzenlendiğini dile getiren Dokucu, bu eğitimlerin haftalar, aylar süreceğini belirtti.
''Aile hekimi, mahallenin hekimidir'' diyen Dokucu, aile hekiminin akşam hizmetlerinden veya acil hizmetlerden değil, bölgesindeki insanların temel sağlık hizmetlerinden, yönlendirme, aşılık ve gebelik takipleri ile evde bakılan yatalak hastaların takibi ve raporlandırmalardan sorumlu olduğunu kaydetti.
-''1 ŞUBATTAN İTİBAREN HERKES KENDİ AİLE HEKİMİNE GİDECEK''-
Ali İhsan Dokucu, 1 Kasım 2010'da başlayan aile hekimliği sisteminin ilk 3 aylık adaptasyon döneminde, herkesin istediği her yere gidebildiğini hatırlatarak, ''1 Şubattan itibaren herkes kendi aile hekimine gidecek. Sistem, Şubattan itibaren kişilerin kendi hekimleri ile muhatap oldukları, herkesin kaydının iyi tutulduğu, ayrıntılı sağlık bilgilerinin o hekimin bilgisayarında ve merkezde kaydedildiği ve temel sağlık hizmetlerinin gerek yönlendirme gerek tedavici edici anlamda verildiği bir şekilde devam edecek'' şeklinde konuştu.
Memnun olmayanların hekimini değiştirme hakkının bulunduğunu, sistemin 3'er ay aralarla hekim değiştirme hakkını getirdiğini dile getiren Dokucu, bütün bu hizmetlerin ücretsiz olduğunu vurguladı.
Aile hekimlerine kan idrar tahlili yapma gibi kısmen genişletilmiş yetkilerin de verildiğine dikkati çeken Dokucu, 44 tane laboratuvarın bu sisteme dahil edildiğini aktardı.
Dokucu, hastanın kan ve idrar gibi tahlil örneklerinin aile sağlık merkezleri içerisinde görevli hemşireler tarafından alındıktan sonra motorlu kuryelerce ilgili laboratuvarlara götürüldüğü ve tahlil sonuçlarının da online olarak ilgili hekimin bilgisayarına yansıtıldığı bir sistemi kurduklarını kaydetti.
Dokucu, ''Amacımız bu insanların bu tür basit tahlil hizmetlerini bulundukları bölgede almasını sağlamak, bu tür basit tahliller yaptırmak ve sonuç almak için hastanelere gitmesini önleyerek hastanelerdeki kalabalığı azaltmak'' şeklinde konuştu.
-AİLE HEKİMİ GÜNDE 40-45 HASTAYA BAKIYOR-
Eski sağlık ocağı sisteminde bir hekimin günde ortalama 60-70 hastaya bakarken, aile hekimlerinin günde baktıkları hasta sayısının ortalama 40-45 olduğunu belirten Dokucu, ''Sonuç itibarıyla aile hekimi o bölgedeki insanların ilk başvuru adresi olsun istiyoruz'' diye konuştu.
Ali İhsan Dokucu, aile hekimlerinin çalıştığı bölgeyi kendisinin tercih ettiğini, odasını bile kendisinin seçtiğini anlatarak, talebin çok olduğu yerlerde hekimin puana göre, kıdeme göre belirlendiğini söyledi.
İlk verilerin, aile hekimliği uygulamasının, hastanelerde hasta azalmasına neden olmadığı şeklinde olduğunu aktaran Dokucu, bunun kış şartlarından, insanların daha fazla hastalanmasından kaynaklanabileceğini belirtti.
Dokucu, geçen sene itibarıyla bir kişinin yılda 7,1 kere hastaneye gittiğini, bu rakamın 9 yıl öncekinin 10 katı olduğunu aktararak, bu durumun, insanların hekime ve hastanelere eskiye göre daha kolay ulaşabilir hale gelmesinden kaynaklandığını vurguladı.
Bir aile hekimine 3 bin 500-3 bin 700 kişinin kayıtlı olduğunu ifade eden Dokucu, aynı hasta grubu olunca, hekimin de bir süre sonra hastalarını daha iyi tanıyacağını, bunun da işini kolaylaştıracağını kaydetti.
Ali İhsan Dokucu, ''Aile hekimlerimizin herkesin telefonuna 'aile hekimim'' diye kaydettiği, aile fotoğrafı içerisinde yeri olan arkadaşı olsun istiyoruz. Belki ilk 3 ayda bu olmayacaktır, ama önümüzdeki aylarda yıllarda o noktaya doğru gelebiliriz'' şeklinde konuştu.
-''AİLE HEKİMLİĞİNİN GÖRÜNMEYEN ÖZELLİĞİ KAYIT SİSTEMİ''-
Türkiye'de şu ana kadar hastaların, merkezi bir yapı içerisinde kaydedilmediğini, sağlık konusunda gerçekçi verilerin bulunmadığını, otomasyon sistemi de olsa her hastanede tutulan kayıtların, o hastanenin içinde kaldığını, eski sağlık ocağı sisteminde de kayıt tutulmadığını dile getiren Dokucu, aile hekimliğinin aynı zamanda merkezi bir otomasyon sistemi olacağını, bütün verilerin aile hekimi tarafından bilgisayara aktarılırken İstanbul ve Ankara'da yedeklendiğini bildirdi.
İstanbul Sağlık Müdürü Dokucu, aile hekimliği uygulamasına ilişkin şu bilgileri verdi:
''Örneğin Türkiye'de kaç diyabetli var? 1 Ocaktan itibaren tüm Türkiye'de aile hekimliğine geçildiği için gerçekten kaç diyabetli olduğunu 1 yıl sonra çok daha net rakamlarla konuşacağız. Kim diyabet, kim yüksek tansiyon, kim hiper tiroidi, kim şişman, kim zayıf hepsini kaydediyor aile hekimi. Vatandaşlarımızın sağlığıyla alakalı doğru ve güncel bilgileri oradan alacağız. Sağlık yöneticileri olarak bizleri çok olumlu etkileyecek kayıt sisteminin oluşturulması.''
-''HASTA MAHREMİYETİ VAZGEÇEMEYECEĞİMİZ BİR KONU''-
İstanbul'da birkaç ay içinde yeni çalışmalar yapacaklarını bu çalışmaların sonucunda hasta dosyalarının ve aile hekimlerindeki verilerin hastaneler tarafından da görüleceğini ifade eden Dokucu, ''Aile hekimlerinin birbiriyle ve hastanelerle irtibatı bu sistemle sağlanacak. Sağlık Müdürlüğü inisiyatifiyle yürüyen bir proje'' dedi.
İstanbul Sağlık Müdürü Ali İhsan Dokucu, bütün bu çalışmalar yapılırken, hasta mahremiyetini ön planda tuttuklarına dikkat çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hasta mahremiyeti vazgeçemeyeceğimiz bir konu. Sağlıkla alakalı kişilere ait verilerin, bilgilerin ortada dolaşmaması için yani mahremiyet meselesini aşmak için 3-4 yıldır çalışıyoruz. Bunun hem mevzuat altyapısı hem de ilgili teknik altyapısını organize etmeye çalışıyoruz. Önümüzdeki günlerde nereye giderseniz gidin, bilginiz dahilinde verilerinizin dolaşmasını sağlayacak bir sistem oluşturulacak. Diyelim Kayseri'ye gittiniz, hastasınız. Sizin İstanbul'daki hastanede filmleriniz, hikayeniz var. Bütün bunların görünebileceği bir ortama doğru gidiyoruz.''