'Sahi Yıldıray Oğur, Yargıtay meselesi nasıl halledildi?'

'Sahi Yıldıray Oğur, Yargıtay meselesi nasıl halledildi?'
Samanyoluhaber.com yazarı Mehmet Aysan, HSYK Üyelikleri için Yargıtay’da yapılan seçim sonuçlarından sonra Yıldıray Oğur ve havuz medyasının takındığı tavrı eleştiren bir yazı kaleme aldı.
Samanyoluhaber.com yazarı Mehmet Aysan, HSYK Üyelikleri için Yargıtay’da yapılan seçim sonuçlarından sonra Yıldıray Oğur'un kaleme aldığı yazıyı eleştirerek "Oğur ve dava arkadaşlarının bir türlü kabullenemedikleri; görmek istemedikleri gerçek, belki de seçilen üyelerin, hükümetin talimatları yerine görevlerini yerine getirecek olmalarıdır."ifadelerini kullandı.


İŞTE MEHMET AYSAN'IN YAZISININ TAMAMI


Türkiye Gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, bugün (23 Eylül) yayınlanan “Yargıtay Meselesi Nasıl Halledildi” başlıklı yazısında Yargıtay ve HSYK Seçimleri konusuna değinmiş. Oğur gibi yıllardır köşe yazan, TV programlarında yorumlar yapan, aynı zamanda akademik çalışmaları olan birinin bu kadar çok hatayı barındıran bir yazıyı nasıl yazdığını anlamakta zorlandık.

Yıldıray Oğur, HSYK Üyelikleri için Yargıtay’da yapılan seçim sonuçları için; “  Bütün siteler de sonucu: “Yargıtay'da cemaat kazandı” diye verdi.” cümlesiyle yorumluyor. Oğur, mensubu bulunduğu medya havuzunun tesiri altına çok çabuk girmiş olacak ki, tıpkı onlar gibi algı çalışması yapmaya kalkışıyor. “Bütün siteler” ifadesinin doğru olmadığını elbet kendisi de biliyor fakat bu ifadeyi bilerek ve isteyerek kullanmayı tercih ediyor.

Örneğin Türkiye’nin en çok okunan internet sitelerinden biri olan Habertürk, haberi “Yargıtay, HSYK’da görev yapacak isimleri belirledi” başlığıyla vermiş. Oğur ve dava arkadaşlarının bir türlü kabullenemedikleri, görmek istemedikleri gerçek belki de seçilen üyelerin hükümetin talimatları yerine görevlerini yerine getirecek olmalarıdır.

Yargıtay’dan yüksek hakimlerin oylarıyla HSYK’ya üye seçilen Yakup Ata için; “sosyal demokrat olarak biliniyor ama kripto cemaatçi” iddiasında bulunuyor Yıldıray Oğur. Referans olarak da aynı bağlamda yazılar yazan Star Gazetesi yazarı Elif Çakır’ı gösteriyor. Elif Çakır deyince ne akla geliyor? Kabataş’ta saldırıya uğradığı iddia edilen başörtülü kadınla yaptığı röportaj tabi ki. Ağdalı cümlelerle süslenmiş, algı malzemesi olarak kullanılan  o röportaj. Sonuçta görüntüler ortaya çıktı, hepimiz anladık Kabataş Saldırısı diye anlatılanın kocaman bir algı operasyonu olduğunu. Ve bu operasyonun en iyi yardımcı oyuncusu Elif Çakır, Yıldıray Oğur’un yazısı için en önemli referans olmuş. Yazının ciddiyetini varın siz anlayın.

Bir de aklımıza takılan şu soru var. Bir insan sosyal demokrat ise, siz onu nasıl kripto cemaatçi olarak lanse edebiliyorsunuz? Ve o insan sizin bu iddianızı nasıl çürütecek? Ne yaparsa sizin nazarınızda “kripto cemaatçi” olmaktan kurtulacak? Yargıda Birlik Platformu’nun otobüsüne mi binmesi lazım, onların yaptıkları toplantıya mı katılması mı gerek ya da Adalet Bakanı’nın karşısında el pençe divan durması mı? Ya da A Haber’de Sevilay Yükselir’in programına katılıp, coşku dolu konuşmalar yapması yeterli olur mu?

Oğur’un yazısının devamı rivayet, söylenti ve duyumlarla sürüp gidiyor. Yine HSYK’ya seçilen Yargıtay Üyesi Mustafa Kemal Özçelik’in Mehmet Ali Şahin tarafından iddia edilen “Yargıtay İmamı” olduğuna dair rivayetler varmış. HSYK’ya yeniden seçilemeyen Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu’nun yargıda cemaatçi yapılanmaya dikkat çektiği yargı çevrelerinde konuşuluyormuş. SHP’li  Mehmet Moğultay döneminde bile Alevi hakim ve savcı kılığında bakanlığa girmiş cemaatçiler olduğu yargıyı iyi bilen isimler tarafından örneklerle anlatılıyormuş. Bakanlığı iyi bilen isimler, AKP’den önce Adalet Bakanlığı’nda cemaat kadrolarının en çok yerleştiği dönemin Hikmet Sami Türk’ün bakanlık yaptığı dönem olduğunu söylüyorlarmış.

İsim yok, belge yok, kaynak yok, Yeni Türkiye’de gazetecilik böyle yapılıyor maalesef. En çok uydurma, en çok iftira haber yapan, en makbul gazeteci sayılıp, uçaklarda ağırlanıyor.

Araştırmacı özelliğiyle tanınan Yıldıray Oğur, yazıda çok önemli bir bilgiyi bilerek veya bilmeyerek okuyucusuna yanlış aktarıyor. 2011 yılında HSYK tarafından seçilen Yargıtay için 160 ve Danıştay için 51 yeni üyenin 1. Daire tarafından seçildiğini iddia ediyor. Oysa ki o üyeler, HSYK 1. Dairesi tarafından değil, HSYK Genel Kurul’u tarafından seçilmişti. Yani Oğur’un yazısında iddia ettiği gibi 7 üye tarafından değil, 21 üyenin tamamının katılımıyla seçim yapılmıştı. 

Yazısına dayanak yaptığı en önemli iddiası yalan olan Oğur’un bu yazısını büyük bir coşkuyla paylaşan havuzun gayretkeş siteleri adına da çok üzüldüğümüzü belirtmeden geçemeyeceğiz. 

Son olarak yazısında bazı gazeteler için “Kullanışlı Aptal” tabirini kullanan Yıldıray Oğur, çok değil bundan birkaç ay önce kendisinin bir dönemler “Kullanışlı Aptal” olarak kullanıldığını itiraf ettiğini de okuyucularımıza hatırlatmak isteriz. Oğur’un, aynı kişileri referans alıp, aynı tarz yazılar yazmaya devam etmesi durumunda, yakın bir gelecekte aynı minvalde bir yazı daha yazması eminim kimseyi şaşırtmayacaktır.

Yazısını “her şey bitmiş sayılmaz, daha 17 koltuk var” cümlesiyle tamamlayan Yıldıray Oğur’un HSYK seçimleri için bu kadar taraf olmasının nedenini okuyucuları ile de paylaşması gerekmez mi? Yine bu seçim kapsamında Hükümet tarafından oluşturulan ve bizzat Adalet Bakanı tarafından oy istenilen Yargıda Birlik Platformu hakkındaki görüşlerini de kamuoyu ile paylaşmayı düşünmez mi? Mesela açıklaması seçim öncesine, yasası seçim sonrasına bırakılan zam ve sicil affı konusunda ne düşündüğünü bizlerle de paylaşması gerekmez mi?

Son olarak şu soruyla tamamlayalım yazımızı; Yıldıray Oğur’un yazının başlığında sorduğu “Yargıtay meselesi nasıl halledildi” sorusunun cevabını yazıda bulamadık. Yıldıray Oğur bize daha detaylı anlatır mı? Hepimiz merak ediyoruz; Sahi Yargıtay meselesi nasıl halledildi?
25 Eylül 2014 23:05
DİĞER HABERLER