Grande Exhibitions Avustralya tarafından tasarlanan ve Abdi İbrahim'in katkılarıyla Singapur'un ardından İstanbul'a gelen 'Van GoghAlive Dijital Sanat Sergisi' 10 Şubat'ta açıldı.
Sanat, bilim ve teknolojiyi harmanlayarak iddiasını ortaya koyan sergi, 15 mayısa kadar İstanbul'da olacak.
Ressam Van Gogh'un yağlıboya, suluboya, karakalem ve mektup dâhil 1.000 kadar eserini 3.000'in üzerinde dijital imajla çerçevenin dışına çıkaran 'Van GoghAlive'; sergiden ziyade bir ışık, renk ve ses gösterisi. Ressamın 'Çalışan Adam', 'Çiçek Açmış Erik Ağacı', 'Gri Şapkalı Otoportre', 'Vazoda 12 Ayçiçeği', 'Vincent'ın Yatak Odası', 'Teras Kafe', 'Ren Nehrinde Yıldızlı Bir Gece', 'Kırmızı Üzüm Bağı' ve 'Sargılı Kulaklı Otoportre' gibi yapıtlarını yüksek çözünürlüklü 40 projektör aracılığıyla duvarlar, kolonlar, zemin ve hatta tavanda görürken güçlü bir klasik müzikle çevreleniyoruz. Van Gogh'un hayat hikâyesini anlatmak için seçilen müzikler arasında Handel-Sarabande, Barber-Bubamara (Vivaldi versiyonu), Arvo Part-Fratres For Cello And Piano, Carl Nielsen-String Quartet in D minor 1883 ve geleneksel Japon klasik koto müziği bulunuyor. Detayları Abdi İbrahim Başkanı Nezih Barut anlattı.
Siz mi projeyi buldunuz, proje mi sizi?
Biz projeyi bulduk. İlk defa Singapur'da sergilendi, ardından İstanbul'da. 3 aylığına Amerika'ya gidecek. Sonra tekrar Türkiye'ye, Ankara'ya gelecek.
Neden Van Gogh ve niye bu şekilde?
Biz 100. yılımızla ilgili önemli bir etkinlik yapmak istedik. Ne yapsak diye uzun uzun düşündük ve 'Van GoghAlive'da karar kıldık. Van Gogh'un orijinal resimlerini de getirebilirdik. Ama getirmedik, bu sergiyi tercih ettik. Çünkü burada çok yüksek bir teknoloji var. Biz Abdi İbrahim olarak hem Ar-Ge merkezimizde, hem üretim tesislerimizde hem de tüm faaliyetlerimizde çok ileri teknoloji kullanıyoruz. Her yıl ciromuzun %5'ini Ar-Ge'ye ayırıyoruz. Bu sergi, kullandığı ileri teknoloji sebebiyle bizim bakış açımızla çok örtüşüyor.
Gerçekten orijinal eserleri getirebilir miydiniz?
Getirebilirdik ama biz orijinal Van Gogh ile değil, bu teknolojiyle ilgilendik. Başka sefer getiririz. Burada resmin içine giriyorsunuz, öbür tarafta resme bakıyorsunuz. Bizim için önemli olan ileri teknoloji. Biz müze değiliz, bir ilaç firmasıyız.
Sakıp Sabancı Müzesi 2014 yılında bir Van Gogh sergisi açmayı planlıyor. Haberiniz var mıydı?
Evet, evet... Anlaşmayı yaptıktan sonra duyduk. Ama dediğim gibi, biz hiçbir zaman resimlerini getirmeyi düşünmedik. Amacımız sanat, bilim ve teknolojiyi birleştirmek. Bu soruların geleceğini de biliyorduk. Ama derdimiz başka. Biz müze değiliz.
Koleksiyonunuzu düşünürsek; belki ileride müze olabilir misiniz?
Hiç düşünmüyoruz. Biz sanatı seviyoruz. Müzecilik bizim işimiz değil.
Dijital bir sergide telif meseleleri nasıl işliyor?
Sergiyi yapan şirket Grande Exhibitions. Biz projeyi 6 aylığına onlardan kiraladık. Tüm telif meseleleri şirketle vakıf arasında. Yani bizim hiçbir telif işlemiyle ilgimiz yok. Şirket, hakları bize belli bir süre için kiraladı. 3 ay İstanbul, 3 ay Ankara için... Çok ayrıntılı, 35-40 sayfalık dev bir sözleşme söz konusu elbette.
Sergideki 3.000 görüntüyü görmek ne kadar vakit alıyor? Yani sergi ne kadar sürede gezilebiliyor?
Tam tur 25-30 dakika sürüyor.
Siz kişisel olarak en çok hangi eseri seviyorsunuz?
Gri Şapkalı Otoportre... En çok onu seviyorum. Van Gogh'un iki dönemi var. Biri Hollanda'daki kasvetli dönemi... Diğeri Fransa'daki renkli... Ben daha çok ikinci dönemi seviyorum.
Vincent Willem Van Gogh
Resim kariyerine 1880'den sonra başlayan Van Gogh, başlangıçta koyu ve kasvetli renklerle çalışmış; Paris'te tanıştığı izlenimcilik ve yeni izlenimcilik akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiştir. Güney Fransa'da geçirdiği süre zarfında da bugün yaygın olarak tanınan kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir. Van Gogh, ömrünün son 10 yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya resim ve 1.100 karakalem çalışma üretmiş, en meşhur eserlerini ise son iki yılında yapmıştır. 1888'de ressam Paul Gauguin ile arkadaşlığının bozulması üzerine sol kulağının bir kısmını kesmiş, giderek kötüleşen ruhsal hastalığı sonucunda kendini göğsünden vurarak intihar etmiştir. 30 Mart 1853-29 Temmuz 1890 tarihleri arasında yaşamış Hollandalı ressamın bazı resim ve eskizleri, dünyanın en tanınmış ve en pahalı eserleri arasında bulunmaktadır.