Hayrettin Karaman: 'Evet' farzı yerine getirildi; Türkiye'deki dindarlık oranına bakınca önemli bir gelişme...
Referandum öncesi kaleme aldığı yazısında "Bizi hedefe yaklaştıracak olan bir adımı daha 'Evet' diyerek atmak, 'farz olanı tamamlayan ve ona yaklaştıran her fiil farzdır' kuralının çerçevesine dahildir" diyen Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman, "Halkın yüzde elliden fazlasının bu farzı yerine getirmiş olması Türkiye'deki dindarlık oranlarına göre önemli bir gelişmedir" dedi.
Karaman, kendisine yönelik olarak "Milletin yüzde 50’si 'senin farzını' yerine getirmedi" ifadesini kullanan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'e de tepki gösterdi. Görüşleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından da dikkate alınan Karaman, "Keşke bu zat, yazmadan önce tenezzül edip referandum öncesinde yazdığım 'İtidal' başlıklı yazıyı ve bu mealde yüzlerce yazımı okumuş olsaydı" diye yazdı.
İşte Karaman'ın yazısında öne çıkan o bölüm:
Halk bu oylamada da anayasa değişikliğine yeterli çoğunlukla evet demiş ve yönetim sisteminin değişmesini onaylamıştır. Sistem denenecek, olumlu ve olumsuz tarafları uygulamada ortaya çıkacak ve gerektikçe değiştirilecek, en iyiye doğru yol alınacaktır.
“Türkiye'de milliyetçi mukaddesatçı sağın oy oranı yüzde 70'tir, şeklindeki kabulün bu oylama ile yanlış olduğu ortaya çıkmıştır” tespitine katılmıyorum; çünkü çeşitli sebeplerle hayır diyenlerin de içinde bu yüzde yetmişi tamlayacak kadar milliyetçi-mukaddesatçının bulunduğunu herkes bilmektedir. Mesela başörtüsü serbestliği konusunda bir halk oylaması yapılsa evet diyenlerin oranı yüzde yetmişi de geçecektir.
Din ile oy arasındaki ilişki üzerine şu açıklamalar yapılmıştı:
Hayır demek farzdır, evet demek haramdır.
Oylamanın din ile bir alakası yoktur.
Hayatımızda İslam'ın adım adım çoğalmasını ve tamamlanmasını istiyorsak -ki, bunu istemek farzdır- ve bu anayasa değişikliği de bu adımlardan birini teşkil edecek veya adımları kolaylaştıracaksa -farzı tamamlayan, farzın gerçekleşmesine vesile olan da farzdır kuralına göre- oylamada evet demek farz olur (Bu benim görüşümdür).
Halkın yüzde elliden fazlasının bu farzı yerine getirmiş olması Türkiye'deki dindarlık oranlarına göre önemli bir gelişmedir. Keşke halkımızın bu kadarı, bırakın farzı tamamlayan şeyleri, farzların, vaciplerin kendilerini yerine getirseler, haramlardan uzak dursalar ve erdemler dini olan İslam'ı kamil manada yaşasalar ülkemiz bir başka ülke olur; toplumda huzur, barış, adalet, edep, emeğin ve helalin değeri hakim hale gelirdi.
Her şeye rağmen halkımızın kahir çoğunluğunun kendini Müslüman bilmesi, kusurlarına rağmen imanını koruması, bu imanın verdiği sezgi ve irfan sayesinde bilgiçleri yanıltan sonuçlara imza atması şükretmemiz gereken bir vakıadır.
Benim görüşüm, belli bir kuralın belli bir olaya uygulanması manasında bir yorumdur, bir içtihaddır. Bu yoruma katılmamak “farzdan, vacipten kaçmak” manasına gelmez. Dini inancı gereği evet diyen de hayır diyen de bizim orana dahildir.