Seçim gecesi yaşananları anlayabilen var mı?

Bu ülke bu muhalefeti hak ettiği halde, bu kitle bu muhalefeti hak etmiyor.

Naci Karadağ-  TR724.com

Allah uzun ömürler versin, Deniz Baykal’ın son fotoğrafını gördünüz mü?
 
Baykal ile hiçbir soy, sop ya da gönül bağım yok. Sıfır bile değil negatif hatta.

Ancak bir insan olarak son halinden dolayı üzüntü hissettim.

Baykal 1938 doğumlu… Siyasete başlama yaşı, demokrasimizden bile eski.

Siyasi hayatı çalkantılı, mücadeleci geçti ve epey nahoş bir olay neticesinde CHP liderliğini bıraktı. Buna rağmen bir süre sonra siyasete döndü.

Bir insanın bu ısrarını anlayamamak bir yana, başta Baykal olmak üzere herkes kendisine kimin tuzak kurduğunu, kimlerin yayınladığını ve meydanlarda kimlerin “Ne özeli bunlar genel genel” diye bağırdığını çok iyi biliyor. Ancak garip bir şekilde saraya gidip gelmeye başladı Baykal. CHP Erdoğan ile araya mesafe koymuşken kimsenin anlam veremediği bir yakınlaşmaydı bu.

Her neyse sonra ciddi bir rahatsızlık geçirdi ve fiziksel fonksiyonlarını epey hasar gördü. Son görselini sayfaya koyacağım.

Sayın Deniz Baykal’a tek soru soracağım: Bu ısrar niye?

Ömrünüzün tamamını siyasete harcadınız.

Siyaset aile hayatınızdan aldı, özel hayatınızdan aldı, sağlığınızdan aldı…

Şimdi ayakta duramayacak haldesiniz ama hala siyasette ısrar ediyorsunuz.

Hiç dinlenmek, köşenize çekilmek, ne bileyim şöyle fanilanızla bahçenizi sulamayla uğraşmak, torunlarınızı sevmek filan aklınıza gelmiyor mu?

Bir çift lafım da, başta Prof. Aslı Baykal olmak üzere çocukları, torunları ve ailesine… Babanızın halini gördüğünüz halde, neden engel olmuyorsunuz? Niçin “baba yeter, sağlığın çok daha önemli, artık bize vakit ayır” filan demek aklınıza hiç gelmiyor mu?

Babanıza en büyük kötülüğü sizin ettiğinizin farkında değil misiniz?



Daha önce bu köşede yazdığımı hatırlıyorum: Kötülüğün bir ülkede hakim olabilmesi için sadece kötülerin olması yetmiyor. O ülkedeki iyilerin de suskunluğu, tepkisizliği gerekli. Ve görüyoruz ki, Erdoğan iktidarı sadece kendi performansıyla şu anda ülkeyi cehenneme çevirecek gücü elde etmiyor. Yanına muhalefetin de katkısını alarak yapıyor bunu asrın zalimi.

Bahçeli ve diğerlerini bir şekilde ikna edebildiği gibi, diğer rakiplerini de seçim gecesi yaptığı gibi bizim anlayamadığımız bir şekilde susturabiliyor.

Seçim gecesi yaşananları anlayabilen var mı?

Şu linkteki videoda bulunan genç kıza kulak verin bir. İki ay boyunca Tayyip’in giderin gider yapan, atarına karşılık veren İnce bir gecede nasıl süt yalamış kediye dönüverdi. Akşener ile beraber nasıl bir ölümcül suskunluğa gömüldü?

Neden?

Taraftarlarına 24 saat uyumayacaksınız, YSK önünde 50 bin avukat toplarım diyen biri nasıl bir gecede sus pus oldu? Bunun mantıklı izahını yapabilen var mı?

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “Anadolu Ajansı ile bizim tuttuğumuz veriler arasında hiçbir alaka yok” açıklamasından sonra gece boyu, “Kimseye inanmayın, başabaş gidiyoruz, seçim ikinci tura kaldı” diye açıklama yapıp dururken birden bire arazi olmasının manası nedir?

CHP’nin aklı evvel bir yetkilisi Bülent Tezcan yanına Tuncay Özkan’ı alıp gece boyu, “AA’ya inanmayın manipülasyon yapıyor” diye açıklama yaparken, Kılıçdaroğlu ile beraber arka kapıdan kayıplara karışmasının akla yatkın izahını yapabilen var mı?

“AA üfürüyor inanmayın, Tayyip asla yüzde 48’i geçmedi” açıklamasından “YSK sonuçları ile bizim sonuçlar arasında mantıklı pek fark yok” açıklamasına kadar neler oldu? Söyleyebilecek var mı?

Soruyorum, var mı?

Halk TV denen havuzdan hallice CHP yandaşı kanalın gece boyu, “Yukarıda AKP’liler sinirden yerleri yumrukluyorlar, duvarları tırmalıyorlar, biz kazandık” türünden yayınlar yaparken birden bire kitap satışı advertorialına dönmesinin sebebini bilen eden var mı a dostlar?

Fuat Uğur isimli bir yandaş var. Rüzgar nereden eserse oraya çevirdiği yelkeniyle bilinir. Zaman zaman yandaşlar arasındaki kavgada hırpalanır ama ekmek kapısı olduğu için şimdilik hala AKP limanında demirli durumda. Bu yandaş 15 Temmuz’tan tam 4 ay önce darbe olacağını ifade eden bir yazı kaleme aldı. Başlık aynen şuydu: “Cemaat’in “Hususiler”i darbe için Ankara’da toplandı” Uğur’un böyle bir şeyden haberdar olması elbette mümkün değildi, tıpkı “Kabataş Yazısı” gibi önüne servis edilen şeyi köşesine ismini koyarak yerleştirmişti.  Darbe sonrası kırk bin takla atarak reklamdan, gofretten darbeyi biliyorsunuz, ayağına içeri atılanlar oldu. 17 yaşındaki çocuklar müebbet aldılar ama bir kişi de bu herifi çağırıp, “Gel bakalım yandaş, kim sana üfürdü bu bilgileri hele söyle?” diye sormadı. Aynı zat, 24 Haziran’dan önce ne yazdı biliyor musunuz?

Başlık şu: “Yarın gece Muharrem İnce ne yapacak?”

İnce’nin seçim gecesi sarhoş olacağını ve o nedenle yanındaki arkadaşlarının ona sahip olması gerektiğini yazıyor yandaş kalem… Üstelik sadece o da değil, kerameti kendinden menkul pek çok havuz kalemi aynı şeyleri geveleyip durdu seçim öncesi. 



Hiçbir CHP’li bunu fark etmiyor ya da umursamıyor, ne diyelim!

Ancak görülüyor ki CHP seçmeni de partisinin önünde. İlerisinde…

Bu ülke bu muhalefeti hak ettiği halde, bu kitle bu muhalefeti hak etmiyor. Aylarca külyutmaz numarasına yatıp seçim gecesi dünyanın en şapşal partisiymiş gibi davranmalarını sadece CHP seçmeni değil aklı başında hiç kimse hak etmiyor.

Öyle bir muhalefet düşünün ki (Buna Akşener’in partisi ve Temel Reis’in partisini de ekliyorum) zeka ürünü bir seçim kampanyası yapıyor. İktidar ne yapsa hep altta kalıyor, hep edilgen. Erdoğan hayatında yapmadığı kadar çok hatayı bir tek kampanyada yapıyor. Ancak seçim gecesi öylesine tuhaflıklar oluyor ki, ülke rejim değişikliğine giderken muhalefet kuzu kuzu…

Bunun izahını yapmak zorunda birileri…

“Gerçeği yer altına gömseniz bile, o yine büyüyerek patlayacak ve her şeyi yok edecektir.” der Emile Zola… Bir gün mutlaka gün yüzüne çıkacaktır elbette gerçekler…

Ancak, seçimde MHP üzerinden oyun oynandığını anlamamak için aptal olmak lazım değil mi?

Neden bir tek muhalefet yetkilisi oturup bu rakamları karşılaştırmıyor. Örneğin AA rakamlarıyla YSK rakamları arasındaki 600 bin oy farkını sorgulamıyor.

Bakın, oy oranı değişik olabilir ama oy sayısının değişmesi garip değil mi?

Şu fotoğraflardaki tabloları mantıklı izah eden biri çıksın anlından öpeceğim:

Önce mantığa uyan neticelere bakalım. Gerçi bunlar bile akıl dışı ama hadi tamam diyelim.



Şimdi sıkı durun:



Mardin’de iktidar bile zar zor 7 bin oy artırabilirken (HDP’nin kaybettiği 35 bin oyu ki seçmen sayısı yaklaşık 30 bin arttığı halde) MHP mucizevi bir şekilde 10 bin oy arttırıyor! MHP Mardin’de % 181 oy artırıyor sevgili dostlar!

Garip değil mi sizce? Daha durun MHP’nin kalesi (!) Şırnak’ı görmediniz henüz!



HDP yanlış yazıldığı için çizdim, zaten esas meselemiz MHP. Şırnak’ta 6 bin 500 yeni seçmeni var MHP’nin ve artırılan oy yüzdesi % 203

Diğer Kürt vatandaşların ağırlıklı oturduğu iller de farksız. Hakkari’de % 123, Siirt’te % 200… Bu rakamların hiçbir mantıklı açıklaması olmadığı gibi, seçim sonuçlarının masa başında yapıldığının ciddi emareleridir.

Düşünün 3 ay boyunca kavurucu sıcakta o meydandan bu meydana koşuyorsunuz, millet ardınızdan geliyor milyonca insan bir mitingde toplanıyor. ‘Oyunuza sahip çıkın’ diye ortalığı yıkıyorsunuz ama seçim gecesi arazisiniz! Ne ayaktır bu hemşerim?

İzah edin bu durumu izah!

Türkiye rejim değiştirirken arka kapıdan kaçıp gidenler olarak tarihe geçtiniz farkında mısınız?

Daha bitmedi ama bugünlük bu kadar rakam yeter.

Şunu söyleyeyim aslında başta CHP olmak üzere bu seçimi kaybettiği söylenen partilerin aklı başında adamlarının yapması gerekeni galiba bizim yapmamız gerekecek ve il il tek tek ele alıp 1 Kasım seçimleriyle karşılaştırmalı analiz yaparak oynanan oyunu ortaya çıkarmak gerekecek…

Umarım yapabiliriz.

Artık sonraki yazıya…

Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.

28 Haziran 2018 11:13
DİĞER HABERLER