MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Profesör Özer Sencar, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Seçimi’nde ekonomik krizin seçmen tercihinde belirleyici olacağını söyledi. Kararsız seçmen oranının diğer seçimlere kıyasla azaldığını belirten Sencar'a göre anketlerde "kararsızım" diyenlerin ekseriyeti başına bir iş gelmesinden endişe ettiği için kime oy vereceğini söylemekten çekiniyor.
Kamuoyu araştırmaları ile tanınan MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin kurucusu ve başkanı Profesör Özer Sencar, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Seçimi’nde oy kullanacak 57 milyon seçmen için en önemli meselenin ekonomi olduğunu söyledi.
Seçimlere 6 gün kala artık kararsız seçmen kitlesinin neredeyse kalmadığını belirten Sencar’a göre iktidarın bu seçimin bir beka seçimi olduğu beyanı da halkın çoğunluğunda makes bulmadı.
KARARSIZ YOK, KARARINI AÇIKLAMAYAN VAR
Ankara’da VOA Türkçe ekibinin sorularını cevaplandıran Sencar, seçmenlerin ekseriyeti itibarıyla kime oy vereceği konusunda kararını verdiğini kaydetti.
Emekli akademisyen Sencar, “Kararsızlar seçime 10 gün kalaki değerlere göre minimum seviyede. Yani toplumda kararsız seçmen kitlesinin kaldığını düşünmüyorum. Sadece ‘kararsızım’ diyenler, ‘henüz karar vermedim’ diyenler yüzde 8'in altında Türkiye genelinde.” dedi.
Soruya cevap vermeyenlerin kararsız olmadığına işaret eden Sencar, “Bunlar kararını açıklamayan insanlardır. Ankara ve İstanbul'daki yüzde 15 civarındaki genel toplamın içerisinde cevap vermeyenleri kararsızlardan çıkarmak lazım. Dolayısıyla Türkiye genelinde, özellikle büyük şehirlerde ben kararsız ve protesto oylarının yüzde 10'un altında olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.
MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Profesör Özer Sencar, Erdoğan'ın "beka meselesi" beyanlarının halkta karşılık bulmadığını söyledi.
AKP SEÇMENİNDE FİRE OLUR MU?
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) seçmeni arasında sandığa ilginin azaldığına dair iddiaları değerlendiren Sencar, AKP seçmeni arasında anket sorularına cevap vermeyenlerin daha fazla olduğunu, ancak bu gruptan seçime katılmama oranının çok yüksek olacağını düşünmediğini söyledi.
Sencar, “AKP içerisindeki şikâyetçi seçmenler genellikle dindar, İslami gelenekten insanlar değil, daha liberal, milliyetçi, Atatürkçü kesim. Onlar bir başka partiye gidebilirler, fakat dindar muhafazakâr kesim henüz AKP içerisinde AKP’ye karşı bir tutum sergilemiyor ki onların da oranı yüzde 33 civarındadır toplam olarak.” dedi.
“EZİCİ FAKTÖR ADAY DEĞİL, EKONOMİ”
Sencar, uzun süredir yaptıkları araştırmalara dayanarak bu seçimlerde bir numaralı faktörün ekonomi olacağını belirtti.
Özer Sencar, “Ekonominin bir parçasını da geçim sıkıntısı ve işsizlik olarak seçmenler ifade ediyorlar. Aşağı yukarı yüzde 62-63 oranında seçmen ‘ülkenin en önemli meselesi nedir?’ diye sorulduğunda yüzde 60 ile 65 arasında ekonomik faktörleri sayıyor; geçim sıkıntısı ve işsizlik.” ifadelerini kullandı.
“Yani ben seçmenin adaylara bakarak kararını çok fazla vereceğini düşünmüyorum şu anda. Adaylar bu seçimde en az etkili olan faktördür.” diyen Sencar’a göre seçmen tercihinde hâkim faktör, ezici faktör ekonomi.
Türkiye, halkın seçime gideceği 31 Mart'a günler kala "Dolar kaç TL?" olacak sorusuna cevap arıyor.
“DIŞ FAKTÖRLERDEN GELİYORSA DA HÜKÛMET ÇÖZMELİ”
Sencar, ekonomiyi şu anda hükümetin yönettiğini dolayısıyla ekonomideki gelişmelerden de hükümetin sorumlu olduğunu kaydetti.
Sencar, “Halkın da bu konuda farklı bir şey düşündüğünü zannetmiyorum. Hükümetler iç veya dış faktör nereden gelirse gelsin ekonomiyi iyi yönetmek zorundadır. Dış faktörlerden geliyorsa onu da çözmek zorundadır,” diye konuştu.
Sencar, iktidarın bu seçimlerin bir beka seçimi olduğu söyleminin halktan pek destek görmediğini de söyledi.
Sencar, iktidarın muhalefete yönelttiği “HDP’yle ittifak’’ söylemlerinin de bir kısım seçmen üzerinde etki bıraktığını, ancak bu etkinin seçimin neticiseni belirleyecek seviyde olmadığını söyledi.
SEÇMEN TERCİHİNİ ETKİLEYEN DÖRT FAKTÖR
Sencar, seçimde vatandaşın oyunu etkileyecek dört faktör olduğunu düşündüğünü ifade etti.
Sencar, bunlardan ilkini şöyle anlattı: “Birincisi geleneksel olarak yerel seçimlerde genel seçime göre halk iktidara daha az oy verir veya iktidara tepkisini gösterir. Yani genel seçimden sonra yapılan bir yerel seçimde iktidarın oyu daima daha düşüktür.
Bunun en tipik ve meşhur örneklerinden bir tanesi 1989 yılında ANAP'ın oyu yüzde 36-37 iken iki sene sonra yapılmış seçimde yüzde 21-22'ye düştü. Aynı şekilde 2007 yılında AKP'nin oyu yüzde 47 iken 2009 yılındaki yerel seçimde yüzde 38'e indi.
Merkez Bankası'nda iki aylık net döviz (19 milyar dolar) kalması "ekonomik kriz daha vahim hâl alacak" şeklinde yorumlanıyor.
HALK, İKTİDARI CEZALANDIRMAK İÇİN YEREL SEÇİM KULLANIYOR
Dünyanın genelinde bir ekonomik kriz vardı ve Türkiye'yi etkiledi bu. 2011'de AK Parti'nin oyu yüzde 50 iken 2014'te hiçbir kriz olmadan oyu yüzde 44'e düştü. Dolayısıyla birinci faktör olarak halkın geleneksel bir tavır içinde genel seçimden daha düşük bir oy desteği vermesidir iktidar partisine.
Bu bizim geleneğimizde var. Halk bunu öğrendi, iktidarın değişmesini istemiyor, koalisyon hükümeti olmasını istemiyor ama iktidarı da bir şekilde cezalandırmak isterse yerel seçimi kullanıyor.”
YAŞLI SEÇMEN ARASINDA AKP VE CHP ÖNDE
Sencar bu faktöre ilave olarak da ekonominin etkisini saydı ve halkta ‘ekonomi kötü gidiyor’ şeklinde bir algının oluşması halinde bu durumun birinci faktörü güçlendireceğini kaydetti.
MetroPOLL Başkanı Özer Sencar, yaş grubuna göre seçmenlerin tercihlerine bakıldığında durumun genel anlamda önceki seçimlerle benzerlik gösterdiğini ifade dile getirdi.
Buna göre gençler daha ziyade Milliyetçi Hareket Partisi’nde (MHP) ve Halkların Demokratik Partisi’nde (HDP), yaşlı seçmenler ise Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AKP) ve Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) önde görünüyor.