Türkiye son günlerde terör saldırılarından dolayı neredeyse her gün şehit haberleriyle sarsılıyor. Yurdun dört bir yanından feryatlar yükselirken, şehit ailelerinin geçimlerini devam ettirebilmeleri için önemli dayanaklardan biri olan nakdi tazminat ödemelerindeki problem ise gün yüzüne çıktı. Kanuni mirasçılara ödenen tutarın belirlenme yönteminin halen tartışma konusu olduğunu söyleyen Avukat Yusuf Subaşı, şehit aileleri için en yüksek devlet memuru brüt aylığının 100 katı nakdi tazminat ödemesi yapılırken, bu rakamın 2015 yılı için en fazla 75 bin TL'ye tekabül ettiğini açıkladı. Sigortacılık Kanunu kapsamında kurulan Güvence Hesabı Fonu aracılığıyla trafik kazasında yaşamını yitirenlerin ailesine 290 bin TL'ye kadar maddi tazminat ödemesi gerçekleştirilebildiğine dikkat çeken Subaşı, bunun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu kaydetti.
'ŞEHİT AİLESİNE EN FAZLA 75 BİN, TRAFİK KAZASI GEÇİRENE 290 BİN TL TAZMİNAT'
Şehit ailelerinin kanuni mirasçıları ve gaziler için nakdi tazminat tutarının belirlendiği 2330 sayılı kanun, 1980 Anayasası'ndan bu yana değişmedi. Kanuna göre, şehit ailelerinin aldığı maddi ve manevi tazminat tutarı, en yüksek devlet memuru brüt maaşı üzerinden hesaplanıyor. Şehidin ailesi bu tutarın 100 katına kadar tazminat hakkı kazanırken, gazilerde ise en fazla 200 katına çıkıyor. Ancak, brüt aylık hesaba alındığı için, bu rakam şehit ailesi için en fazla 75 bin, gaziler için de 150 bin TL tutuyor. Hukukçuların, eşitlik ilkesine aykırı bulduğu nokta ise trafik kazaları için belirlenen maddi tazminat tutarının bu rakamların çok üstünde olması. Buna göre, plakası belirlenemeyen ve sigortası yapılmamış tescilsiz aracın sebep olduğu bir trafik kazası sonucu ölen yada yaralanan kişilerle ilgili 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kapsamında kurulan Güvence Hesabı Fonu'ndan 290 bin TL'ye kadar maddi tazminat ödemesi gerçekleştirilebiliyor.
'ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİ DE AÇIKÇA ÇİĞNENİYOR'
Yapılan bu uygulamanın adaletsiz olduğunu savunan Avukat Yusuf Subaşı, kanunu şu sözlerle eleştirdi: "Uygulama hakkaniyete aykırıdır. Anayasanın eşitlik ilkesi de açıkça çiğneniyor. Sadece bununla da kalınmıyor. Aynı kanunda tazminat tutarı devlet memuru maaşının 100 ve 200 katı olarak sınırlandırılmış ve bu sınırlama da maddi ve manevi tazminat tutarının toplamı olarak belirtilmiş. Burada da ayrı bir ihlal söz konusu. Çünkü anayasada 'Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, kanuna, hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler' şeklinde bir hüküm var."
'YOLDA ARABA ÇARPAN İNSAN ŞANSLI DA ŞEHİDİN AİLESİ ŞANSIZ MI?'
Aykırılık iddiasını bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne taşımanın da mümkün olmadığını, aktaran Av. Subaşı, yaşanan hukuksuzluğa şu çarpıcı sözlerle dikkat çekiyor: "Şimdi yolda araba çarpan insan şanslı da şehidin ailesi şansız mı? Bu anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Mantıksızlık burada. 1980 tarihli yasada herhangi bir kanun değişikliği yapılmamıştır. Şehitlere bu şekilde muamele yapmak bu makamı küçümsemek, ayaklar altında almak anlamına gelir. En azından güncellenebilir. Siyasilerin bağırıp çağırıp 'Şehitlerimizin kanı yerde kalmaz' naralarını geçelim. Bu şehidi 2'nci sınıf olarak görmekten başka bir şey değildir. Uygulamada şehide verilen para belli, kazada ölene verilen para belli. Eşitsizliği görmek için bu kanunu iyi okumak lazım."
'ŞEHİT ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAK KOLAY AMA İŞ ŞEHİDİN HAKKINI SAVUNMAYA GELİNCE HİÇ KİMSE ORTADA YOK'
Siyasilerin bu konuda yüzünün kızarması gerektiğini ifade eden Subaşı, "Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaktım ancak bu hak Meclis'te grubu olan siyasi partilere verilmiş. Siyasi partilere de gönderdiğim fakslara cevap alamadım. Şehit üzerinden siyaset yapmak kolay ama iş şehidin hakkını savunmaya gelince hiç kimse ortada yok." diyerek siyasilerin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini öne sürdü.
'BÖYLE BİR ŞEYİN OLMASI KABUL EDİLEMEZ'
İnsan Hakları ve Güvence Hesabı Mağdurları Dayanışma Derneği (Güvence Der) Başkanı Bekir Kaya da mevcut kanun ile büyük bir haksızlığın yapıldığını vurguladı. Maddi ve manevi tazminat kapsamında üst sınır olarak görülen 75 bin TL'nin alt sınır olabileceğini belirten Kaya, "Burada kişinin ve ailesinin destekten yoksun kalma tazminatı saklıdır. Bahsedilen rakam alt sınır olarak kabul edilirse daha adil olur. Ailenin yüreğine su serper. Ama bu demek değildir ki daha fazla hak eden kişilerin hakkını ödemeyip 75 bin TL ile bu iş sınırlandırılsın. Bu anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi Borçlar Kanunu'na, Medeni Kanun'a, Ticaret Kanunu'na da aykırı. Bir çok kanuna aykırı. Böyle bir şeyin olması kabul edilemez." yorumunda bulundu.
ŞEHİT OĞLU İÇİN DAVA AÇAN BABAYA MAHKEME 39.520 TL TAZMİNAT ÖNGÖRDÜ BAKANLIK RAKAMA İTİRAZ ETTİ
Tazminatın belirlenme şekline şehit aileleri de tepki gösteriyor. Bu tepkiyi gösterenlerden biri de 2005 yılında Hakkari Yüksekova'da operasyona giderken bulunduğu araç şarampole yuvarlanınca şehit olan er Halil Kömür'ün babası Ahmet Kömür. Yasada öngörülen tazminat miktarı ödenen aile, 100 bin TL maddi, 200 bin TL de manevi olmak üzere Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Milli Savunma Bakanlığı'na dava açtı. Ancak, bilirkişi raporuyla ödenecek tazminat tutarının sadece 39 bin 520 TL olduğuna karar verildi. Bakanlık bu rakamı da ödemeyi kabul etmeyerek konuyu temyize taşıdı. Baba Kömür, olayın şahsıyla alakalı olmadığını ancak daha da mağdur olan, giyecek ayakkabısı bile olmayan şehit ailelerini tüm Türkiye'nin izlediğini hatırlatarak şunları söyledi: "Bir devlet şehidine bunları layık görüyorsa çok acı. Bu ödenen miktarlar yeterli değil. Aileler gencecik evladını 20'li yaşlarında devlet adına kaybediyor. Şehit ailelerinin layık olduğu şekilde düzenlenmeli. Bunu şahsım adına değil, genel olarak tüm şehit aileleri için söylüyorum."
'BAŞKA YERLERE HAR VURUP HARMAN SAVURUYORLAR'
Şehit Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Hamza Bayındır ise yasanın düzenlenmesinden yöne tavır aldıklarını dile getirdi. Vatan için evlatlarını şehit verdiklerini söyleyen Bayındır, "Elbette her şey para değil, ama bunun da bir bedeli var. Ufak tefek bize el uzatılması lazım. Eşim de ben de 700'er lira maaş alıyoruz. Bugün en düşük memur maaşı 2 bin TL. Şehit ailelerine de bir şeyler verilse ülkeyi biz mi batırırız. Başka yerlere har vurup harman savuruyorlar. Bu miktar, kendilerinin yemek parası." diyerek tepkisini ortaya koydu. CİHAN