Şehit babası Mengilli: Soyumuzu kurutanlar hak ettiği cezayı almalı

Şehit babası Mengilli: Soyumuzu kurutanlar hak ettiği cezayı almalı
Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde 4 yıl önce vatani görevini yaptığı askeri birlikte 2 bin 400 metrelik koşu sırasında kalp krizi geçirip kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Esat Mengilli'nin (27) komutanları tarafından dövülerek koşuya zorlandığı iddiası ile dava açan Baba Yusuf Mengilli (60) "Soyumuzu kuruttular. Kim suçlu ise cezasını çekmeli" dedi. 2007 yılında tek erkek çocukları olan Esat Mengilli'yi askere davul ve zurnalarla uğurlayan ancak dağıtım iznine sayılı günler kala şehit haberini alan Mengilli Ailesi, oğullarının ölümündeki sır perdesinin kalkması için yıllardır mücadele veriyor. Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'ya bağlı Küçükdalyan Beldesinde yaşayan Mengilli ailesi oğullarının şehit haberini aldıktan kısa bir süre sonra şehit olan oğullarıyla birlikte askerlik yapan arkadaşlarının "Koşu yapmaya dayak atılarak zorlandık. Bu vebali artık üzerimizde taşıyamıyoruz" sözleriyle sarsıldı. KOMUTANLAR OĞLUNUZUN YÜZÜNÜ AÇARSANIZ ŞEHİT SAYILMAZ DEDİ Şehit oğlu ile aynı dönemde ve aynı taburda askerlik yapanların anlattıkları ile şok olan Baba Yusuf Mengilli o dönemde yaşadıklarını şöyle anlattı: "7 Şubat 2007 tarihinde bize komutanları tarafından şehit olduğunu gelip bildirdiler. Bize cenazenin açılmaması tavsiye ettiler. Emirdağ'ındaki tabur komutanı Binbaşı Süleyman Yılmaz açılırsa şehit sayılmaz dedi. Sadece defin sırasında oğlumuzun yüzünü gösterdiler. Boğazında bir kan birikintisi vardı. Eşim açmak istedi. Bir astsubay bayan tarafından engellendi açamazsın denildi. Birde oğlumun baş kısmında 2-3 dikişli bir yara vardı. Sordum otopsi sırasında dediler. Oğlum defnedildikten sonra bir süre geçti. Bu arada arkadaşları eve başsağlığına geliyor. Fakat hiçbir açıklama yapmıyorlar. Askerlikleri bittikten sonra yani aradan 1,5 yıl geçtikten sonra bir tanesi bize geldi. "Amca ben vicdan azabı çekiyorum. Oğlunuz size söyledikleri gibi vefat etmedi" dedi. Ya nasıl vefat etti dedim. İşte komutanlarımız tarafından başımızda Başçavuş Özay Ayvaz, jandarma uzman çavuşlar Mustafa Korkmaz, Muhittin Baş ve Sinan Almış tarafından hepimiz zorluk gördük dediler. 2 bin 400 metre koşudan önce koşamayacaklar ayrılsın dediklerinde Esat el kaldırmadı. 3-5 kişi kadar el kaldırdı. Ama el kaldıranları hem dövdüler, patakladılar hem de koşturdular, dedi. Esat 'El kaldırsam dayak diyeceğim zaten rahatsızlığım var, dayak yiyip gene koşacağım' diye sesini çıkarmadı, dedi. Ben de varmı oğlum bunu başka gören dedim. Birkaç kişinin isimlerini verdi. Bizde onları aradık bulduk. Tanıklık yapar mısınız dedik. Evet yaparız dediler. Bunun üzerine bizde avukat tutup dava sürecine başladık. Şu ana kadar duruşmalarımız sürüyor. 7-8 duruşmaya katıldık Eskişehir'de. Her duruşmada tanık toplanıyor, ifadeleri dinleniyor. Mahkeme her defasında 2-3 ay erteleniyor. 9 Mart'ta gene duruşmamız vardı gene 18 Mayıs'a ertelendi. Ne zamana kadar devam edeceğini bilmiyoruz." HAYATIMIZ ZEHİR OLDU BAŞKA ÇOCUKLAR ÖLMESİN Acılı Baba Yusuf Mengilli tek isteklerinin adaletin yerini bulması olduğunu yaşlı gözlerle anlatarak "Bizim devletimizden istediğimiz adaletin yerini bulması. Eğer gerçekten böyle bir şey varsa suçluların hak ettikleri cezaya çarptırılmalarını istiyoruz. Nasıl bizim hayatımız zehir oldu başkasının hayatı zehir olmasın istiyoruz. Yüce adaletten bunu istiyoruz. Bu şekilde bizim soyumuzu kuruttular. Suçluların cezasız kalmamalarını istiyoruz" dedi. Oğlunun ölüm haberini almadan bir güm önce konuştuklarını gözyaşlarıyla aktaran acılı anne Fetva Mengilli ise şehit oğlunun resmine bakarak "Bana oğlumu verin, ben oğlumu istiyorum" diyerek ağladı. Ölüm haberini almadan bir gün önce oğlu ile telefonda konuştuğunu söyleyen Anne Fetva Mengilli, "Hayatımızı zehir ettiler. Alt üst olduk. Psikolojimiz kaç senedir bozuk, ilaçsız ayakta zor duruyoruz. 4 seneden beri böyleyiz. Ben oğlumu sapa sağlam. Yemin ederim 27 yaşına kadar sapasağlam geldi. Halı sahada top oynuyordu. Bize kalp krizi dediler ama inanmıyoruz kalp krizi olduğuna. Beni aradı ben geliyorum ne hazırlayacaksın dedi. Biletini kestim para gönderdim. Ne istiyorsun oğlum dedim. Çarşamba günü askerler geldi. Öldü dedi. Ne oldu bize. Hiçbir şey hatırlamıyorum artık ne oldu, ne hale geldik" şeklinde konuştu. OĞLUMUN DUVARDAKİ RESİMLERİYLE KONUŞUYORUM 4 kız çocuklarıyla baş başa kaldıklarını anlatan Fetva Mengilli, yeni doğum yapan kızının çocuğuna Esat ismini verdiğini ve artık Esat bebekle avunduğunu söyledi. Oğlunun mezarını neredeyse her gün ziyaret ettiğini aktaran Fetva Mengilli "Kızım okula gittiğinde staj için torununu bana bırakıyor. Ben bakıyorum. Bebeklerine kardeşlerinin ismini verdiler. Ama ben Esat diyemiyorum torunuma içim acıyor. Ben oğlumu istiyorum. Duvardaki resimleriyle konuşuyorum. Komşuya gidiyorum, gezmeye gidiyorum diyorum ama koşa koşa oğlumun mezarına gidiyorum" dedi. DAVA SÜRECİ NASIL İŞLİYOR Halen yargılanan askeri personelin görevlerini sürdürdüğünü de aktaran Baba Yusuf Mengilli, devlet yetkililerinden sadece adalet istediklerini belirtti. "Soyumu kurutanlardan hesap sorulsun" diyen baba Mengilli "Tüm askeri camiaya bunu yayamayız. Ama içlerinde böyle davrananlar varsa bu şekilde ölen son kişi benim oğlum olsun. Başka anne ve babanın canı yanmasın" şeklinde konuştu.
11 Mart 2011 17:37
DİĞER HABERLER