Selam Tevhid'de görev alan polislerle ilgili algı operasyonunda şok detay

Selam Tevhid'de görev alan polislerle ilgili algı operasyonunda şok detay
Savcılar değiştirildikten sonra takipsizlik kararı verilerek kapatılan Selam Tevhid soruşturmasında görev alan polislere yönelik 9 ilde başlatılan algı operasyonunda 21 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.

Selam Tevhid soruşturmasında görev alan polislere yönelik algı operasyonunda 21 gözaltı kararı verildi. Hukukçulara göre 7 aydır iddianame hazırlanmadığı halde ek gözaltı kanunsuz. Başkomiser Mehmet Işık, “Devlete sızan Acem yılanları, hapse giden vatan evlatları”’ dedi.

Savcılar değiştirildikten sonra takipsizlik kararı verilerek kapatılan Selam Tevhid soruşturmasında görev alan polislere yönelik 9 ilde başlatılan algı operasyonunda 21 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Operasyonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekili İrfan Fidan'ın yönettiği ileri sürüldü. Terör örgütü soruşturmasında görev alan eski Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) personeli polislerine yönelik gerçekleştirildiği öğrenildi. Selam-Tevhid terör örgütünü soruşturdukları için Silivri'de tutuklu bulunan bazı polislerin de soruşturmaya dahil edildiği belirtiliyor.

SERBEST KALANLARA İKİNCİ GÖZALTI


Daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan polislerin de operasyon kapsamında olduğu kaydedildi. Gözaltındaki isimler arasında emniyet
amiri Gaffur Ataç, Mehmet Işık, Yasin Akyar ve Serhat Taner Doğan gibi polislerin olduğu belirtildi.

Selam-Tevhid soruşturmasında görev alan polislere yönelik daha önce yapılan operasyonda 76 kişi gözaltına alınmış, bunların çoğunluğu serbest bırakılmıştı.

YAZIKLAR OLSUN

Gözaltına alınan Başkomiser Mehmet Işık, sağlık kontrolünden geçirilmek için hastaneye götürülürken şunları söyledi: “Devlete sızan Acem yılanları, hapishaneye giden vatan evlatları. Aynı saçmalıktan üçüncü kez gözaltına alınıyorum. Yeni Türkiye herkese hayırlı olsun. Yazıklar olsun! Yaptığımız her şey hukuka uygundu. Tiran’dan korkmuyoruz.” Gözaltına alınan Komiser Selman Yuyucu ise "Zalimler için yaşasın cehennem" dedi.

Polislerden Erhan Körtek ise sağlık kontrolüne götürülürken "Devletin verdiği görevi layıkıyla yaptığımız için devlet bizi şu an ödüllendiriyor" tepkisini gösterdi.

İZMİR’DEKİ SKANDALIN KOPYASI

İstanbul’daki operasyonun bir benzeri de İzmir’de yapılmıştı. İzmir’de ağustos ayında gözaltına alınıp tutuklanmaya sevk edilen polisler için İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi “Değil somut delil, olgu dahi yok” tespiti yapmış, örgüt suçlaması için ‘hukuki garabet’ ifadelerini kullanarak tüm polisleri serbest bırakmıştı. Serbest bırakılan polislere aynı iddialarla altı ay sonra tekrar operasyon yapılmış gözaltına alınan 17 polis tekrar serbest bırakılmıştı.

YAĞMURDA 'DEMOKRASİ NÖBETİ'

Gözaltına alınan polislerin yakınları ve vatandaşlar, yağmura rağmen Vatan Emniyet'in önünde 'Demokrasi Nöbeti' tutuyor. Vatandaşlar, "Yarın bizim çocuklarımız burada olmasınlar diye bugün biz bu yağmurlu ve soğuk havada bekliyoruz" diyorlar. Yağmurdan korunmak için şemsiyelerinin altına sığınan polis yakınlarından bazılarının cevşen ve Kur'an okudukları görüldü.

HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİL

Avukat Ömer Turanlı  yeni delil yoksa aynı dosyadan ikinci operasyon yapılamayacağını belirtti. Avukat Sıddık Filiz yeni bir delilin olmadığını söyledi. Filiz, “5 tanesi ilk defa gözaltına alınıyor. Diğerleri 22 Temmuz operasyonunda gözaltına alınmış serbest bırakılmış ya da salıverilmiş kişiler” dedi. Hukukçular, Selam Tevhid terör örgütü soruşturmasında görev alan eski TEM personeline yönelik ikinci kez operasyon yapılmasının ve polislerin bir kez daha ifadesinin alınmasının CMK 148'e göre yasal olmadığını ifade etti. Yeni gelişme olması halinde savcının ek iddianame hazırlaması gerektiğine dikkat çeken hukukçular, oysaki önceki operasyonun iddianamesinin bile hazırlanmadığını hatırlattı.

KANLI SUİKASTLARIN ARKASINDAKİ ÖRGÜT

Selam Tevhid Terör Örgütü soruşturması 22 Temmuz sahur operasyonuyla duyuldu. Dosyaya göre İran ajanları devletin en kılcal damarlarına kadar sızmış.

Emniyet ve İstihbarat kaynaklarındaki bilgiye göre Selam Tevhid Örgütü Türkiye’de iç kaosun en yoğun yaşandığı 1990’ların başında ortaya çıktı. İran destekli olan örgütün Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayeti gibi 18 ayrı silahlı saldırının arkasında olduğu tespit edilmişti. Yargıtay’ın 2002 yılındaki kararıyla Selam Tevhid Kudüs yapılanmasının silahlı örgüt olduğu tescillendi. 2007 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı 12 terör örgütü içinde tanımlanıyor.

İRAN DESTEKLİ

Ankara DGM Başsavcısı tarafından hazırlanan iddianamede örgütün amacı şöyle açıklanıyor: “Mevcut rejimi değiştirip yerine İran İslam Cumhuriyeti yönetimi benzeri Şii esaslarına dayalı yönetim tarzını hakim kılmak, bu amaç için toplumda özellikle dini mezhepler temelinde ayrışma ve karşıt gruplar oluşturmak, Türkiye’de ve genel İslami çevrede kabul görmüş olan temel Kur’an’i meseleleri tahrif ederek temel inançlar noktasında akıllarda soru işaretleri bırakmak, temel İslami değer ve kişiliklere alenen saldırmak ve aşağılayıcı beyanlarda bulunmak olduğu tespit edilmiştir.”

İKİNCİ SORUŞTURMA

Selam Tevhid soruşturması, 2010 yılında ikinci kez başlatıldı. 4 Mart 2011’de İstanbul TEM Şube’de Kamile Yazıcıoğlu adlı bir kadın eşi Hüseyin Avni Yazıcıoğlu’nun İran bağlantılı olduğu iddiasıyla ifade verdi. Yazıcıoğlu’nun ifadesi üzerine eski Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen’in talimatıyla soruşturma başlatıldı. Soruşturmayı daha sonra TMK savcısı Adem Özcan sürdürdü.

Yazıcıoğlu’nun ifadesi üzerine Hüseyin Yazıcıoğlu’nun ev ve ofisine operasyon yapıldı. Yapılan operasyonlarda ele geçirilen yazılı ve dijital belgelerde önemli deliller ele geçirildi.

BELGE VE BULGULAR

Ele geçirilen belgeler arasında başka şahıslar adına düzenlenmiş pasaportlar, örgütsel notlar, Halkalı’da bulunan nükleer santralin krokileri, ABD ve İsrail başkonsolos-luklarının uydudan çekilmiş fotoğrafları  ve buralara yapılacak suikast için gerekli keşif çalışmaları, devlet içindeki bürokratların yabancı kadınlarla çekilmiş özel görüntüleri ve çok gizli askeri belgeler yer aldığı görüldü.

 Soruşturma kapsamında 251 kişi takip edildi. Profesyonel bir şekilde hareket eden örgüt militanları bir görüşmeye gitmek için sekiz ayrı otobüs değiştirdiği tespit edildi. Bu görüşmeler tek tek kayıt altına alındı.

Soruşturma dosyasındaki önemli iddialara göre, bürokratlara mut’a yoluyla kadın gönderiliyor, bu ilişkiler kaydedilip daha sonra örgütün şantaj malzemesi olarak kullanılıyordu.

 HÜCRE YAPILANMASI


Dava dosyasında örgütün hiyerarşik bir şekilde hareket ettiği dört hücre ile koordinasyonun sağlandığı savunuluyor. Ayrıca örgüt militanlarına, İran’da askeri ve stratejik bilgi edinme, silahlı eylem, saldırı ve casusluk konularında uzman kişiler tarafından eğitildiği de iddialar
arasında yer alıyor.

Türkiye için askeri, siyasi ve stratejik önem taşıyan yerler hakkında İran adına casusluk faaliyetleri yürüttükleri somut delillerle dava dosyasında bulunuyor.

SAVCILAR GÖNDERİLDİ

2014 Ocak ayında Selam soruşturması savcıları Adem Özcan ve Adnan Çimen görevden alındı. Selam Tevhid dosyası savcı İrfan Fidan’a verildi. Fidan’ın dosyayı ele alamsının ardından 2011’de verdiği ifadeyle soruşturmayı başlatan Kamile Yazıcıoğlu ile görüşüldü. Yazıcıoğlu, görüşmenin ardından daha önce verdiği ifadeyi reddedip farklı bir ifade verdi. Bu ifade gerekçe gösterilerek dosyaya takipsizlik verildi.

BUGÜN GAZETESİ

09 Şubat 2015 08:52
DİĞER HABERLER