Türkiye pazar gününden bu yana futbolda “şike” operasyonuyla sarsılıyor.
Futbolun yalnızca futbol olmadığı, küresel rant havuzlarının oluştuğu bir çağda; “gazozuna oynanan” maçlardan, sahada kazanmanın yetmediği “masa başında da kazanmak gerektiği” düşüncesinin sportif duyguları teslim aldığı bir yozlaşmanın adıdır şike.
Son operasyon Fenerbahçe gibi köklü bir kulübe ve Başkan Aziz Yıldırım’a yönelince etkisi de büyük oldu.
19 maçta şike ve teşvik primi verildiği iddiası var.
İstanbul Özel Yetkili Savcılığı’nca başlatılan gözaltıların bir kısmı tutuklama ile son buldu.
Milliyet muhabiri Tolga Şandar iki gündür, dosyadaki suçlamalarla ilgili çarpıcı bilgiler açıklıyor. Tesis yardımı olarak sağlanan fonun bir kısmı şike ve teşvik primi ödemelerinde kullanılmış. Fenerbahçe, Eskişehir, Sivasspor ve Ankaragücü arasında şampiyonluğa giden maçlar öncesi oluşan “kuşku verici” trafiği emniyet güçleri görüntülemiş.
Mahkeme bu deliller üzerinden tutuklama kararları verdi.
Fenerbahçe için “küme düşürülme” dahil ağır yaptırımlar gündemde.
Yargı süreci nasıl gelişirse gelişsin, futbolda “temiz bir sayfa” açmak için şike operasyonu yeni bir milat oluşturacaktır.
Yeni Meclis’e de görev düşüyor.
2005 yılında “Türk Sporunda Şiddet, Şike, Rüşvet ve Haksız Rekabet İddialarının Araştırılması” amacıyla kurulan komisyon raporu üzerinden yeni bir komisyon kurulabilir.
Gökçe Giresunlu “Şike Şike Futbol” adlı kitabında (Destek Yayınevi) komisyon raporunu yayımlamış.
Raporun kendisi kadar “muhalefet şerhleri” de futboldaki yozlaşmayı ortaya koyuyor. Ahmet Ersin (İzmir), Mehmet Küçükaşık (Bursa), Mesut Değer (Diyarbakır), Harun Akın (Zonguldak) şu saptamayı yapmışlar:
“Ne yazık ki Türk sporunda şike, hatır şikesi, teşvik primi ve mafya vardır. Bunları önleyebilmek için Türk sporunda yeni bir dönem açılarak, geçici önlemler peşinde koşmaktan vazgeçilerek yeni ve köklü değişimler yapmak zorunludur. 875 sayılı yasa bu anlamda hem eksik hem de hatalıdır. Geçmişe yönelik bir af çıkarılarak herkesin bildiğini anlatması sağlanmalıdır. Şike, hatır şikesi ve teşvik primi olayına karışan sporcular, kulüpler ve yöneticiler kim olursa olsunlar, ceza mahkemesinde aldıkları cezanın yanında sporcuların ömür boyu spor müsabakalarından men edilmesi, yöneticilerin bir daha yöneticilik yapmasının engellenmesi, kulüplerin ise bir alt lige düşürülmesi veya liglerden ihracı gibi cezalar verilmelidir. Zamanaşımı ya kaldırılmalı ya da 10 yıldan az olmamalıdır.”
İlginçtir. Son operasyonda tutuklanan kulüp yöneticilerinden birisi Meclis Komisyonu’nda mafyadan şikâyet ederken, Türkiye liglerini Kolombiya’ya benzetmekte!
Gazozuna maç yaptığımız günlere dönemeyecek olsak da, futbolun adaletinin sahada gerçekleşeceği bir lig mümkün. Adı süper olmasa da olur. Dürüstlük yeter.