MEB’in 28 Şubat’taki ikna odalarını hatırlatan baskıcı uygulaması büyük tepki çekti.Eğitim camiası ve sivil toplum kuruluşları, bakanlığın bir an önce uygulamaya son vermesini bekliyor.
İlköğretim çağındaki çocukların sorguya alınmasını kınayan eğitimciler, darbe dönemlerinde bile yapılmayan şeylerin denendiğine işaret etti.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müfettişlerinin, yazılı emir doğrultusunda özel okul, yurt ve dershanelerde öğrencileri sorguladığının ortaya çıkması eğitim camiasını ayağa kaldırdı. Okullardaki sorgu odasının ahlaka uygun olmadığını belirten eğitimciler ve sivil toplum kuruluşları, uygulamanın herkesi töhmet altında bırakacağına işaret etti. Küçük yaştaki öğrencilerin eğitim dışında böyle bir uygulamaya alet edilmesinin son derece yanlış olduğunu vurgulayan eğitimciler, yaşananların 28 Şubat’taki ikna odalarını hatırlattığının altını çizdi. 10 yaşındaki çocuklara “Öğretmenleriniz devlet büyükleri aleyhinde konuşuyor mu?” şeklinde soruların yöneltildiği uygulamaya yönelik tepkiler özetle şöyle:
Aktif Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Osman Bahçe: Bakanlığın alelacele ve el altından böyle bir soruşturma yapması, hedefteki özel okul ve dershaneleri sindirmeye yönelik bir harekettir. İnsanlar bu durumdan son derece rahatsız. Darbe dönemlerinde bile yaşanmayan şeylerin yapılması insanları çok üzüyor. Bir eğitim müfettişi olarak da müfettişlerin böyle bir uygulamada maşa olarak kullanılmaktan rahatsız olduğunu ifade edebilirim.
Özel Okullar Birliği Başkanı Cem Gülan: Bakanlığın bunu acilen geri çekmesi lazım. Çünkü çocukların eğitim dışında bir sorun sebebiyle ifade verirken 18 yaşından küçük oldukları için yanlarında bir rehber ya da aile bireyi olması gerekir. Hâkim ve savcı dahi ailesi yanında olmadan böyle bir şey yapamaz.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Uygulama, demokrasiden uzaklaştığımızı gösteriyor. Demokratik olmayan ülkelerde darbeci anlayışların izlediği yoldur. Yıllardır bu anlayışı kınıyoruz. İktidar da kınıyordu. Ama kınadığı bir anlayışı kendilerinin metot olarak görmesi kabul edilebilir değil. Kendilerine gelsinler.
Hukuk Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Avukat Metin Özyurt: Bu uygulamanın hukukla ilgisi yok. Bu tür şeyler ancak Nazi Almanya’sı gibi faşist ülkelerde olur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşına kadar çocukların tüm yetkileri ailededir. Bir ilkokul çocuğu, velisi yanında yokken bir odaya çekilip sorgulanamaz. Çocuk kendisini suçlu gibi hisseder. Veliler bunu yapanlardan, “çocuğunun ruh sağlığını bozmaktan” şikâyetçi olabilir. Müfettişler çocuklara anne babasının yanında da siyasi soru soramaz. Eğitimde birinci hak anne-babadadır. Anne-babadan gelen şikâyet yoksa bu hiçbir gerekçeyle yapılamaz.
Türkiye Müfettişler Derneği Başkan Yard. Doğan Ceylan: Kusurlu olan bazı kurumlar yerine, bütün özel kurumların incelemeye alınması yaklaşımı yanlış. Bu işi yapmayan kurumlar töhmet altında bırakılıyor.
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar MRK. GN. Sekreteri İshak Çelebi: Elbette okullarımızda ve eğitim kurumlarında siyasi ve ideolojik faaliyetlerin yapılmaması gerekir. Eğer yapılıyorsa bu durumda ilgili kişi ve kurumlar hakkında yasal mevzuat doğrultusunda ‘öğrencilerimiz ve okullarımız huzursuz edilmeden, eğitim aksatılmadan’ soruşturma yapılması ve gerekli cezaların verilmesi olağandır. Ancak demokrasilerde ‘devlet büyüğü’ kavramı sakıncalı.
ZAMAN