Skandalın duyulması üzerine 18 Ağustos’ta Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eberhard Pohl, Dışişleri’ne çağrılarak dinlemelerle ilgili izahat istendi. Ancak Berlin’den ne bir açıklama ne de özür geldi. Aksine, medyaya konuşan Alman yetkili ve uzmanlar adeta Türkiye’nin neden meşru bir hedef olduğunu açıklama yarışına girdi.

Dinlemelere sert tepki göstermesi beklenen Başbakan Tayyip Erdoğan ise sessizliğe gömüldü. Bu arada BND’nin bütçesinin artırılacağını yazan Alman basını dün yeni bir iddiada bulundu. Focus dergisi, Türkiye’nin 5 yıldır değil, 1976’dan beri dinlendiğini yazdı.

Geçen yıl patlak veren büyük telekulak skandalında Alman Başbakanı Angela Merkel’in telefonlarının Amerikan istihbaratı tarafından dinlendiğinin ortaya çıkmasının ardından Berlin ve Washington arasında büyük bir diplomatik kriz yaşanmış, ABD Başkanı Barack Obama özür dilemek zorunda kalmıştı. BND’nin Türkiye dinlemelerinin ortaya çıkmasından sonra ise Merkel’in kendisine “Dostlar birbirini dinlememeli.” sözleri hatırlatıldığında verdiği “Bunları ABD için söylemiştim.” cevabı da Ankara tarafından söylenmemiş varsayıldı. Alman basınında son olarak haftalık Focus dergisi, 1976 yılında Sosyal Demokratlı (SPD’li) Helmut Schmidt başbakanlığındaki hükümetin verdiği izinle başlayan dinlemelerin 4 yılda bir yenilenerek bugüne kadar devam ettiğini yazdı. Bugünkü dinlemelere ise meclis komisyonunca karar verildiğini yazan Focus, dinleme iznini veren komisyonun Başbakanlık, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı uzmanlarından oluştuğunu belirtti. Meclisteki Birlik Partilerinin (CDU/CSU) iç politika uzmanı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Milletvekili Hans-Peter Uhl, “BND’nin Türkiye’yi dinlemek için yeterli nedenleri var.” derken, nedenler arasında insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve terörizmi gösterdi. Uhl, “AB adayı Türkiye’den bize neler gelebileceğini mutlaka bilmek zorundayız.” dedi.