Bursa Ulucami’nin yapımı sırasında pişirdiği ekmekleri yüzlerce işçiye ikram eden Somuncu Baba'nın fırınının sırrı çözüldü.
Devrin büyük alimlerinden Somuncu Baba’nın iki gözlü inşa ettiği fırında, günümüzde yeni yeni kullanılan önemli bir detay keşfedildi. Fırının bir gözünde yanan ateşin, diğer gözdeki ekmekleri pişirdiği ancak ateş ve dumanın ekmeklere temas etmediği belirlendi.
Asıl adı "Hâmid'ûd-Dîn-i Veli" olan Somuncu Baba’nın ekmek fırını, Osmangazi ilçesinde İvazpaşa ile Mollafenari Mahalleleri arasında bulunuyor. Bursa ve şehir dışından her gün yüzlerce insanın ziyaret ettiği 6 asırlık fırın, Osmangazi Belediyesi tarafından restorasyon için ziyarete kapatıldı. Yaklaşık bir yıl sürecek restorasyon kapsamında tarihi fırın yeniden elden geçirilecek, içerisi genişletilerek şadırvan yapılacak, engelli ve yaşlı ziyaretçilerin giriş çıkışlarını kolaylaştıracak imkanlar sunulacak.
Çalışmaların devam ettiği fırınla ilgili büyük bir sır da aydınlığa kavuştu. Tarihi Somuncu Baba Fırını Sorumlusu Baki Süha Banaz, Somuncu Baba’nın Ulucami’de yaptığı Fatiha’nın 7 batını tefsirinin bir kısmının anlaşılamaması gibi, fırınının da sır kaldığını dile getiriyor.
MODERN PİŞİRME TEKNİKLERİNİ 640 SENE ÖNCEDEN UYGULAMIŞ
Somuncu Baba modern pişirme tekniklerini 640 sene önceden uygulamaya başladığını ifade eden Banaz, şu bilgileri veriyor:
"Ateşi, fırının sağ tarafındaki küçük gözünde yakmış, sol tarafında da sıcak hava ile somunlarını pişirmiştir. Ki bu son 30 senedir uygulanan sistemi Somuncu Baba 640 sene evvel hediye etmiştir. Fakat biz bunun imkanından mahrum kalmışızdır. Biz buraya gelen insanlara Somuncu Baba’nın nasıl güzel bir fırın hediye ettiğini bu menkıbe eşliğinde anlatarak insanların aklında canlandırmaya çalışıyoruz."
O dönemin fırınlarının hep tek gözlü olduğunu vurgulayan Banaz, şöyle devam ediyor:
"Somuncu Baba, Ulucami’de tanındıktan sonra şehirden ayrıldığı için ve fırıncılık yapan olmadığı için bu fırın sır olarak kalıyor. Somuncu Baba zahiri ilimlerde de fevkalade ileri bir alim olduğu için bu fırına da ikili anlayışı yansıtmıştır. Bir gözü Batıni olarak bir gözü de zahiri olarak diyoruz ki, ateşin yandığı fırının kapağı kapalı olduğundan insanlar onun yaptığı işlevi tam farkına varamadıklarından anlama imkanı olmamış. Kendisi de terk ettiğinden fırın sır olarak kalmıştır. Biz bu ikili anlayışa tasavvuf ehli, ‘her şey zıddı ile vardır’ dedikleri gibi fırında da ikil anlayış ‘sıcak ve soğuk’ vardır. Yani nasıl ‘soğuğun soğuk olduğunu bilecek olursanız, sıcağın sıcak olduğunu anlayacağınız gibi, çirkinin çirkin olduğunu bilirseniz güzelin güzel olduğunu anlarsanız dediğimiz gibi Somuncu Baba fırının iki gözünü zahiri ve batini olarak iki gözlü olarak inşa etmiştir."
CİHAN