'Biz stresi zor bir durum gibi algılarsak zaten baştan strese yenik düşmüş oluruz.'
Samanyolu Haber Televizyonu'nda Uzman Psikolog Orhan Gümüşel' in sunduğu Pozitif Hayat programına bu hafta Uzman Psikiyatrist Özlem Mestçioğlu konuk oldu. Günlük hayatta pek çok kez karşımıza çıkan “Stres” ile ilgili önemli tespit ve tavsiyeler verdi. En başta stresin doğru algılanması gerektiğini, stresin baş edilmesi zor bir durum gibi algılandığında daha baştan ona yenik düşüldüğünü vurguladı. Doğru yönetildiği takdirde stresin olumlu neticeler doğurabileceğini söyleyen Mestcioğlu, doğru zamanda doğru üslup ile insanın hayır diyebilmesinin de stresi azaltan bir durum oluşturduğunu ifade etti.
“STRESİ ZOR BİR DURUM OLARAK ALGILARSAK ONA YENİLİRİZ” “DOĞRU YERDE DOĞRU ÜSLUPLA HAYIR DİYEBİLMELİ”
Psikolog Orhan Gümüşel: Biz olumsuz duygularımızı ya da istemediğimizi de söylemek durumundayız. Yani hayır diyebilmek de aslında bizi ve karşımızda iletişimde olduğumuz diğer insanları stres baskısına sokmaktan kurtaracaktır. Yerinde ve zamanında söylenen hayır ve uygun biçimde söylenen hayır veya “Ben bunu istemiyorum” daha sonra çok daha büyük strese girmeyi engeller.
Pozitif Hayatın sunucusu Uzman Psikolog Orhan Gümüşel de stresle ilgili Psikiyatrik tedavinin aşamalarını şöyle anlattı:
Psikolog Orhan Gümüşel: Psikiyatrik tedavi özellikle 3 denge ayağına mutlaka dayanmak zorunda. Bunun bir hekim tarafı var. Yani tedavi ekibi tarafı aslında. Hekimi, psikologu, hemşiresi, sosyal hizmet uzmanı... Bunların hepsini belli ölçülerde bir ekip olarak dahil edebilmeliyiz. Bir hasta tarafı var. Rahatsızlığı çeken insan tarafı. Bir de onunla birlikte yaşayan; yani sosyal destek ünitesi olacak tarafı var. Bunların hepsinin ortaklaşa bir ortaklığından iyi tedavi doğuyor diye düşünüyorum.
Uzman Psikolog Özlem Mestçioğlu : Evet. Anca o şekilde olabilecek bir şey. Yani sadece belirtileri tedavi etmeye kalkarsanız o zaman sadece odaklandığınız noktayı tedavi edersiniz. “Saldırgan olmaz, kaygısı azalır” Ama yarın öbür gün onu doğuran sebepleri yani stres faktörleri üzerinde bir şey yapmıyorsanız, bunlarla nasıl baş edeceği konusunda yardımcı olmuyorsanız; tabi bizim yardımcılığımız yol göstericiliğin ötesinde değil. Ben çok seferler tekrarlamak istiyorum: Biz sadece bir yol var o yola fener tutan kişiyiz. Yolu yürüyüp yürümemek o kişilere bağlı bir şey.
Pozitif Hayat misafir olan Uzman Psikiyatrist Özlem Mestçioğlu eleştirilere bağlı stresi yenmenin bir yolunun da sözel judo olduğunu vurguladı. Sözel judonun nasıl yapılacağını ise bakın nasıl anlattı:
STRESE KARŞI SÖZEL JUDO
Uzman Psikiyatrist Özlem Mestçioğlu: Sözel judo çok keyifli bir şey. Aslında konumuzla da çok ilgili. Eleştirileri almak kadar strese neden olan bir durum yok. Ve eleştiri aldığımızda hepimizin ilk davranışı –tabi yıkıcı eleştiriden bahsediyorum bu arada- savunma durumuna geçmektir. Halbuki eleştiri karşısındaki tutumunuzu değiştirerek ortamı yumuşatmak ve kendinizi rahatlatmak mümkün. Sözel judo da bu zaten. Şöyle ki; size biri eleştiri yönelttiğinde ilk yapmanızı beklediğimiz şey “Ya bunun söylediği şeyin içinde bir doğruluk payı var mı?” Burada karşımızdakini haklı görmek değil kendimizi rahatlatmak istiyoruz bunu da söyleyeyim. Bulduk. Ondan sonra şöyle yaklaşıyoruz: “Ya şu söylediğinde şu açıdan haklısın ama (şimdi ben dili bölümüne geçiyoruz) ben senin söylediğinden dolayı kendimi biraz üzgün hissediyorum. Böyle söylediğin zaman ben kendimi kırılmış, beceriksiz buluyorum” dediğinizde bi kere karşınızdaki inanılmaz bir şekilde savunmaya geçemiyor.
Psikolog Orhan Gümüşel: Burada püf noktası şey gibi “ama”yı dedikten sonra olumsuz bir fikir eklemek yerine kendi duygunuzun ne olduğunu söylemek.
Uzman Psikiyatrist Özlem Mestçioğlu: Evet. O zaman karşınızdakinin bütün savunmalarını silahsızlandırıyorsunuz. Şimdi ne diyecek size? Savunamayacak da kendini.
Psikolog Orhan Gümüşel: Daha doğrusu aslında tarafsızlaştırıyoruz. Birazcık durumu konuşmaya başlıyoruz kişileri değil.
Uzman Psikiyatrist Özlem Mestçioğlu: Genelde sen şöyle yaptın dendiğinde ama sen de böyle yaptın söylemi olur. Sözle judo da bu mümkün değil. Çünkü beni haklı buldu. Sonra kendi duygusunu anlattı. E şimdi ben buna nasıl “ama böyle…” diyeyim ki?
Psikolog Orhan Gümüşel: Judonun da felsefesinde vardır ya rakiplerin rekabetinde vurmak yoktur kıyafetlerden tutarsınız. Yeni kişiselleştirme hiç olmaz.
Uzman Psikiyatrist Özlem Mestçioğlu: Olayı kişiselleştirmemek herhalde stresle mücadele de çok önemli ve hatasız olmamaya çalışmak.