Hasan Cemal: Demirören, MİT’e Milliyet’teki ‘sakıncalı gazeteciler’ listesi hazırlatmayı planlamıştı
Milliyet gazetesi, yakın geçmişe kadar Türkiye’nin köklü gazetelerinden biriydi. Doğan Medya Grubu’ndan Demirören’e satışı gerçekleştikten bir süre sonra iktidara yakın bir pozisyon alan gazete, Gezi ile başlayan süreçten itibaren bütün imajını yitirerek, bugün “yandaş” diye tanımlanan medya grubunun arasına dahil oldu. Gerçek tirajlarınınsa 30 bin seviyelerine kadar düştüğü söyleniyor.
Milliyet, ‘İmralı tutanakları’nın yayımlandığı manşet sonrası dönemin başbakanı Erdoğan’ın hedef göstermesinden sonra Hasan Cemal'i gazeteden atmasıyla büyük tartışmaya yol açmıştı.
Daha sonra gazetenin başına getirip kısa bir süre sonra gönderdiği eski Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak'ın "Batsın böyle gazetecilik" kitabında bu sürece ilişkin önemli tanıklıklar var.
17 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası internette yayılan ses kayıtlarının birinde "Seni üzdük mü patron" diye hitap ederek hüngür hüngür ağlayan bir medya patronuna şahit olmuştuk Erdoğan karşısında.
Gazetesinde yayımlanan "İmralı zabıtları"nı "kimin sızdırdığını bulmak için" Başbakan'a "Bana bir yarım saat ver" diye ricada bulunuyordu ses kaydına göre. Bir medya sahibi için onur duyulacak bir haberdi bu gazetecilik başarısı açısından ama Erdoğan Demirören, dönemin başbakanı tarafından "rezillik, namussuzluk, kepazelik, alçaklık, terbiyesizlik" hakaretlerine boyun eğmişti yine bugüne kadar yalanlanmayan o ses kaydına göre.
Ve başlıyordu "Nasıl girdim bu işe ya, kim için" diyerek ağlamaya...
İşte, bu dönemde Milliyet’te yaşananları da anlatan bir kitap raflarda yerini aldı bu hafta. Muhabirlikten sayfa sekreterliği ve editörlüğe, Ankara temsilciliğinden genel yayın yönetmenliği ve yazarlığa kadar mesleğinin her kademesinde yaklaşık 50 yıldır gazetecilik yapan Hasan Cemal'in 13. kitabı olan otobiyografisi, “Hayat İşte Böyle Geçip Gidiyor” adıyla Everest Yayınları’ndan çıktı.
666 sayfalık bu kitapta ilginç bilgiler de yer alıyor.
T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın’ın aktardığına göre, ‘İmralı tutanakları’nın yayımlandığı 2013 yılında gazetenin patronu ve Hasan Cemal arasında mobbing'e varan bazı diyaloglar yaşanıyor.
Önce Can Dündar arıyor. O dönem gazetenin yazarlarından Dündar.
Demirören’in kendisini aradığını ve Erdogˆan’ı eles¸tiren yazı nedeniyle tepki gösterdiğini söylüyor. “Sen benim is¸ riskimin ne oldugˆunu biliyor musun? Her s¸eyim onların (Ankara’dakilerin) iki dudagˆının arasında” diye de eklemiş Dündar’ın anlattığına göre.
Hemen sonra ise bir telefon daha alıyor Cemal. Bu kez, gazetenin o dönemki genel yayın yönetmeni Tayfun Deveciogˆlu ve şunları söylüyor:
“S¸is¸hane’de is¸ler karıs¸ık! (Demirören Holding’in I·stanbul’daki merkezi). Bu sabah patronun, Erdogˆan Demirören’in yanındaydım. Bas¸bakan, Demirören’e bir dosya vermis¸. I·çinde senin, Can’ın yazıları olan ‘sakıncalı yazılar’ dosyası... Ve sormus¸ Tayyip Erdogˆan, ‘Bu gazetenin sahibi sen misin, yoksa hâlâ Aydın Dogˆan mı?’ diye... Aman abi, bugünkü yazın çok sert, biraz hafiflet, çok baskı var üstümde...”
'Canım sıkıldı, yazımın bazı “kös¸eli” yerlerini rötus¸larken...' diye yazıyor Cemal.
En kritik bilgi ise bu görüşmelerden bir süre sonra Gezi olaylarının başladığı Haziran 2013’te geliyor.
Cemal’in anlattığına göre, Milliyet ve Vatan’ın patronu Erdogˆan Demirören bir gün Milliyet gazetesinin iki numarası Tahir Özyurtseven’e “S¸u bizim çalıs¸anların bir listesini MI·T’e göndersek de, aramızda sakıncalı var mı, yok mu ögˆrensek…” diye bir plandan bahsediyor.
Kitapta ayrıca Sabah gazetesinin o dönemki yöneticilerinden olan, şimdi Enerji Bakanlığı koltuğunda oturan Berat Albayrak’ı Hasan Cemal’e yaptığı genel yayın yönetmenliği teklifi de var.
I·lki, 2009’un mayıs ayında, ikincisi kasım ayında gelmiş tekliflerin.
Albayrak kardes¸lerin isteğiyle New York’ta, Union Square’deki bir restoranda uzun bir ögˆle yemeğinde bir araya geliyorlar.
Cemal, Berat Albayrak’a “Kayınpederiniz Türkiye’nin bas¸bakanı. Bu kadar yakınsınız. Sabah’ta kendisini rahatsız edecek yorum ve haberler çıkarsa, tepkisi ne olur?” diye soruyor.
Aldığı yanıt, “Siyasetçileri siz daha iyi bilirsiniz” oluyor.
I·stanbul’da bir görüs¸me daha yapmak isteyen Berat Albayrak’a kısa bir süre sonra e-mail ile tes¸ekkür ederek teklifi reddeden bir mesaj yolluyor Hasan Cemal.