Süreç komisyonu baroları dinledi: 'Örtülü af değil, toplumsal uzlaşı'

Çözüm süreci kapsamında Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile Doğu-Güneydoğu illerinin de aralarında bulunduğu bazı baro başkanlarını dinledi.
Komisyonun açış konuşmasını yapan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, süreç ilerledikçe yasal altyapı çalışmalarının hayata geçirileceğini belirterek, baroların bu konudaki önerilerini yazılı olarak da komisyona iletmelerini istedi.
Ankara mazeret bildirdi, İstanbul tepki gösterip gelmedi

Toplantıya Ankara Barosu mazeret bildirerek gelmezken, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu da protesto ederek katılmadı.

İstanbul Barosu'nun sosyal medya hesabından yapılan açıklamada davet biçimi eleştirilerek şu ifadelere yer verildi:
Haberin başlığını atlayın ve okumaya devam edin

"İstanbul Barosu gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin yapı taşlarından olan güzide bir kurumun; komisyona sağlayabileceği katkılarla özdeş, temsil ettiği on binlerce avukatın iradesine yaraşır şekilde davet edilmemesi, bu denli büyük ve önemli sorunların konuşulacağı bir toplantının 2-3 saate sıkıştırılması, temsiliyetin sınırlı kalmasına yol açmıştır."

TBB Başkanı Sağkan: 'Örtülü aftan kaçınılmalı'

Komisyonda ilk sözü alan TBB Başkanı Erinç Sağkan, belediye başkanları, gazetecilerin tutuklanması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının gereğinin yapılmamasını eleştirdi.

Milli birlik ve beraberliğin pekiştirilmesinin önkoşulunun Anayasa'daki asgari teminatların sağlanması olduğunu vurgulayan Sağkan, "Yürürlükteki Anayasa'ya saygı gösterilmedikçe herhangi bir sorunun çözülmesi de mümkün değildir" dedi.

Çözüm süreçlerinde ani köklü değişimler yerine öncelikle karşılıklı güvenin inşa edilmesi gerektiğini ifade eden Sağkan, "Terör örgütünün ve üyelerinin tüm silah ve mühimmatı tamamen teslim edip yeni bir isimle yeniden kurulmayacağını temin etmesi, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne tam riayeti taahhüt etmesi, tüm bu sürecin sağlıklı yürümesini önkoşuludur" görüşünü savundu.

Sağkan, öncelikle çözülmesi gereken sorunları dört başlıkta açıkladı ve bunları, "Belediye başkanları, gazetecilerin keyfi tutuklanmaları; ifade özgürlüğüne dönük hak ihlalleri; kayyum uygulamaları; AİHM ve AYM kararlarının uygulanmaması" olarak ifade etti.

  Hazırlanacak "geçiş dönemi yasası" konusunda da dikkatli olunmasını isteyen Sağkan, "Adı af olmayan ancak sonuçları itibarıyla af niteliğindeki örtülü af" yöntemlerinin sağlıklı olmadığını söyledi. Bu tür yöntemlere AYM'nin de mesafeli olduğunu vurgulayan Sağkan, şu görüşleri dile getirdi:

"Af niteliği taşıyan yöntemlerin infaz kanununda değişiklik yaparak değil TBMM'de nitelikli çoğunlukla değerlendirilmesi gerekir. Eğer bu çoğunluk sağlanamıyorsa bu konuda koşullar henüz olgunlaşmamış demektir. Yapılacak bir düzenlemenin ilk maddesinde barış, geçiş dönemi adaleti ve toplumsal uzlaşının sağlanması amaçları net bir şekilde ortaya konmalıdır."

Komisyonda söz alan Ankara 2 Nolu Baro Başkanı Gökhan Aydemir, yapılacak yasal değişikliklere dikkat çekerek, Anayasa'nın ilk 4 maddesine aykırı hiçbir düzenleme yapılmaması gerektiğini söyledi.

'Anadilim Zazaca yok olmak üzere'

Komisyonda söz alan Doğu ve Güneydoğu barolarının başlıca talepleri ise "eşit yurttaşlık, anadilde eğitim, kayyum uygulamalarına son verilmesi, hasta tutuklulara yönelik hak ihlallerine son verilmesi oldu.

Bingöl Baro Başkanı Yusuf Ketenalp, Kürt sorununun aynı zamanda bir demokratikleşme sorunu olduğunu söyledi ve "eşit vatandaşlığın" anayasal güvence altına alınmasını istedi.

Ketenalp, "anadil üzerindeki baskıların kaldırılması" gerektiğini söyledi. Kendisinin de bir Zaza olduğunu belirten Ketenalp, anadilinin şu anda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu ifade etti.

Ketenalp, "Kürtçeye, Zazacaya ve bu topraklarda konuşulan diğer tüm diller üzerindeki baskının kaldırılarak kamusal alanda kullanılması için teşvik edilmesi, dillerimizin yaşatılması için buna yönelik çalışmalar yapılması gerekir" dedi.

Diyarbakır Baro Başkanı: 'Kürtçe özel bir yasa zorunlu'

Diyarbakır Baro Başkanı Abdülkadir Güleç, süreçle ilgili özel bir yasanın zorunlu olduğunu ifade etti. Çok sayıda insanın yurtdışında "sürgün hayatı" yaşadığını söyleyen Güleç, bu insanların Türkiye'ye dönmesi ve siyasal yaşama katılımının sağlanmasını istedi.

Geçen hafta komisyonda konuşan bir Barış Annesi'nin kendisini Kürtçe ifade edemediğini hatırlatan Güleç şöyle konuştu:

"Meclis, Kürtçenin kullanımına inisiyatif alarak izin verebilseydi bu durum Kürtçenin normalleşmesi ve barışın dili olması bakımından çok kıymetli bir adım olabilirdi. Aynı sorunlarının tekrar yaşanmaması ve Kürtçenin normalleşmesi, anadilde eğitim hakkının tanınmasıyla mümkündür. Devlet artık Kürtçe ile barışmalıdır."

Güleç, ayrıca Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay, Bekir Kaya, Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu siyasi tutukluların tahliyesini istedi.

'Terör örgütü tanımı netleşmeli'

Mardin Baro Başkanı Ahmet Duyan ise "terör" tanımının netleşmesini istedi. Bir yapının terör örgütü olup olmadığını siyasi vicdana değil, yargıya bırakılması gerektiğini vurgulayan Duyan, şu görüşleri dile getirdi:

"Toplum ve kişiler bir yapının veya kişi topluluğunun terör örgütü olup olmadığını siyasi açıklamalarla yahut medya kanallarıyla değil yargı marifetiyle öğrenecektir. Dolayısıyla kişiler yıllar önce yapmış olduğu bir eylemden dolayı konjonktürel olarak yargılama tehdidi altından kurtulacaktır."

Duyan ayrıca, "daimi hak arama komisyonu" kurulması gerektiğini savundu.
MHP'li Yıldız, Sağkan'ı eleştirdi, CHP tepki gösterdi

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Sağkan'ın konuşmalarını tamamladığı ve baro başkanlarının konuşmalarına başladığı sırada MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı:

"Bazı kurumların meseleyi tam olarak anlamadığı görülmektedir. Bu sürecin temel amacı, terör örgütü PKK'nın tüm uzantılarıyla birlikte, ön koşulsuz ve kalıcı biçimde silah bırakmasının sağlanması; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında terörün tüm boyutlarıyla sona erdirilmesi ve milli birliğin daha da sağlam temeller üzerine inşa edilmesidir" görüşüne yer verdi.

Komisyonda, baro başkanlarının konuşmalarını tamamlamalarının ardından söz alan bazı CHP'li üyeler Yıldız'ı isim vermeden eleştirdi. CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Sağkan'ın konuşmasını anımsatarak, "Beğenenler olur, beğenmeyenler olur. Lakin Sayın Sağkan'ın konuşmasında bir yasal düzenleme yapma ihtiyacı olmaksızın atılabilecek adımlardan örnekler var" dedi.

TBB Başkanı'nın "hukuka aykırı tutuklama, gözaltı, ifade özgürlüğüne" dönük eleştirilerinin dikkate alınması gerektiğini belirten Konuralp şu görüşleri dile getirdi:

"Bu değerlendirmelerle yüzleşmek gerekir. Kimse birilerinden iyilik, merhamet beklemiyor, lütuf istemiyor. Aksine her birimiz merhametli ve vicdanlı olmalıyız. Bu bizim zorunluluğumuzdur."
27 Ağustos 2025 21:58
DİĞER HABERLER