Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın piyasaya müdahale söylemleri güvensizliği artırıyor. Uzmanlara göre ekonomi yönetiminde telaş ve panik havası var
Ekonomideki oynaklık, Türkiye'nin son haftalardaki en önemli gündem maddesi olmayı sürdürüyor. Turizmdeki kayıp, artan işsizlik, yatırımların azalması, dövizdeki artış ve piyasadaki belirsizlik, ekonomide önümüzdeki dönemde neler yaşanacağı konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Bununla beraber, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın döviz, altın ve faiz oranları ile ilgili açıklamaları daha keskin tonlarda dile getirilip kampanyalara dönüşüyor.
Erdoğan'ın cuma günü “Faizi düşürmekten başka çare yok diyorum. Yine aynı şeyi söylüyorum” sözlerinin ardından dolar ve Euro, TL karşısında tarihi rekorunu kırdı. Dolar 3.59 ve Euro ise 3.81 seviyelerine geldi. Erdoğan'ın, toplumu en çok endişeye sevk eden döviz artışlarına yönelik açıklamaları da dikkat çekici. Yine aynı konuşmasında Erdoğan, “Son günlerde hani bir döviz meselesi çıkardılar ‘Dolar şöyle oldu, böyle oldu'; ne olursa olsun. Ben milletime şunu hatırlatıyorum; sevgili milletim, sizleri Allah için seviyorum, yastığının altında döviz olanlar gelsin parasını altına dönüştürsün, gelsin parasını TL'ye dönüştürsün. TL değer kazansın, altın değer kazansın. Ne lüzumu var, gideceğiz, dövize değer kazandıracağız” demişti.
Erdoğan, AVM yönetimlerine de kirada TL'ye dönmelerini istedi.
Sözcü Gazetesi Erdoğan'ın açıklamalarını CHP milletvekili Aykut Erdoğdu'ya sordu:
MODEL DEĞİŞİYOR
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, Türkiye'nin dışarıya açık bir ekonomik modeli olduğunu hatırlatarak, “Kapalı ekonomiye dönerse, diğer ülkelerin boykotu artarsa çok fakir ve içe kapanık bir ülke haline geliriz” uyarısında bulundu. Öncekilerden farklı olarak ekonomik değil, siyaset kaynaklı bir kriz olduğunu belirten Erdoğdu, “Kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti, özgürlükler, dış politika gibi konulara bağlı olduğu için eşi görülmemiş derinlikte bir krizle karşı karşıyayız” dedi.