Suriye ordusu, Astana sürecinde "gerilimi düşürme bölgesi" olarak öngörülmüş İdlib'in güneyinde Mayıs ayından beri yürüttüğü operasyonda sonunda dün Han Şeyhun kasabasına girdi. Türkiye'nin kurduğu 12 askeri gözlem noktasından dokuzuncusu Morek, kuşatma altında kaldı.
Suriye ordusu, Astana sürecinde "gerilimi düşürme bölgesi" olarak öngörülmüş İdlib'in güneyinde mayıs ayından beri yürüttüğü operasyonda sonunda Han Şeyhun kasabasına girdi. Türkiye'nin kurduğu 12 askeri gözlem noktasından dokuzuncusu Morek, kuşatma altında kaldı.
Suriye ordusu, 1-2 Ağustos'taki 13'üncü Astana (Nursultan) toplantısında şartlı ateşkes ilan ederken Türkiye’ye de uyma çağrısı yaptı ancak ateşkes 5 Ağustos’ta bozuldu.
Türkiye’nin 19 Ağustos'ta askeri araç ve mühimmat taşıyan üç konvoyu sahaya sürmesine karşın Şam, hava saldırısıyla bunu durdurdu ve Han Şeyhun'u ele geçirme operasyonunu başlattı.
HAN ŞEYHUN NEYİ DEĞİŞTİRİR?
Orta Doğu’yu yakından takip eden gazeteci Fehim Taştekin, Gazete Duvar’da kaleme aldığı yazısında bu soruya cevap arıyor.
Burada Türk-Rus mutabakatının geleceği ve Türkiye'nin içine düştüğü durumun önem kazandığını söyleyen Taştekin, “Han Şeyhun'un düşmesi silahlı gruplar için ‘kale kapısının kopması’ anlamına geliyor” ifadesini kullanıyor.
Kasaba Halep'i Şam'a bağlayan M-5 otoyolunun üzerinde duruyor.
Ateşkesin kesildiği 5 Ağustos'tan sonra Suriye ve Rusya’nın hava saldırılarının şiddetini görülmemiş düzeyde artırdığına dikkati çeken Taştekin, Türkiye’nin günlerce gelişmelere sessiz kaldığından bahsediyor. Taştekin’in aktardığına göre bu durum, muhalif kanatlarda Türk desteğine ne kadar güvenileceğine dair sorulara yol açmış.
Türkiye’nin 19 Ağustos'ta askeri araç ve mühimmat taşıyan üç konvoyla yarım kalan hamlesinin operasyonları durdurmadığını söyleyen yazar, Han Şeyhun’un, Rusya’nın Türkiye'yi gözetmekten vazgeçip esnekliği azalttığında dengenin nasıl değişeceğini gösterdiğini kaydediyor.
“Kısa bir süre öncesine kadar S-400 satışıyla da ilintili hale gelen Rus tutumunun değişmesinde temel etken Türkiye'nin Fırat'ın doğusunda ‘güvenli bölge’ oluşturmak üzere ABD ile Müşterek Harekât Merkezi kurma mutabakatı olabilir” diyen Taştekin, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Rusya, Türkiye ile ABD'nin sahada yeni bir gerçeklik ve güç bloku oluşturmasını, Suriye devletinin bütün toprakları üzerinde egemen olma stratejisinin önünde tehlike olarak görüyor. Rusya açısından Astana ve Soçi platformları, Türkiye'nin Suriye'de Amerikan planlarından uzaklaşması açısından önemliydi. Şimdi Fırat'ın doğusunda Türk-Amerikan ortaklığının Fırat'ın doğusuna da sarkma ihtimali Rusya'nın değerlendirme dışı tutabileceği bir risk değil. O yüzden İdlib'de Türkiye'yi bunaltacak başka hamleler gelebilir.”
Kuşatma altında kalan Türk gözlem noktasının ne olacağının da Rusya ile müzakerelerin nasıl gideceğine bağlı olduğuna vurgu yapan Taştekin, “Rusya, Astana çerçevesinde 7 Eylül'de Türkiye'de yapılacak üçlü zirveye kadar haritadaki değişimi Han Şeyhun ile sınırlı tutarak Ankara'yı hepten karşısına almaktan kaçınabilir.
Ama Suriye ordusunun Han Şeyhun'u tamamen güvenceye aldıktan sonra M-4 ve M-5 otoyollarını açmaya dönük hamleleri yoğunlaştırması, bu çerçevede Maaret el Numan ya da Cisr el Şuğur'u hedefe koyması, buna paralel olarak Rusya'nın da Soçi Mutabakatı'nı uygulaması konusunda Türkiye'yi baskı altında tutması kuvvetle muhtemeldir.” yorumunu yapıyor.