Ankara’da Emniyet mensuplarına yönelik ‘usulsüz taltif’ iddiasıyla düzenlenen operasyonda, yeni bir ‘Kaç İsmail kaç’ skandalı daha yaşandı. Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı yazarak, gözaltı listesinde yer alan Daire Başkan Yardımcısı Saruhan Kızılay’ın isminin çıkarılmasını istedi.
"LİSTEDEN ÇIKARIN"
İstanbul’da Emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyonda yaşanan ‘Kaç İsmail kaç’ skandalı ve İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen’in gözaltı listesinden çıkarılmasına benzer bir olay da Ankara’daki ‘taltif operasyonu’nda yaşandı. Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Güvenlik Dairesi Başkanlığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 17 Eylül 2014 günü resmi bir yazı yazarak, gözaltı listesinde bulunan ve kısa süreliğine yurtdışı görevine gönderilen Daire Başkan Yardımcısı Saruhan Kızılay’ın isminin listeden çıkarılmasını istedi. Dairenin talebinin ardından Kızılay ile ilgili işlem devreye konuldu.
Önceki gün düzenlenen operasyonda ‘usulsüz taltif’ iddiasıyla Güvenlik Dairesi Başkanı Bekir Akarsu ile yardımcısı Halil Dumanlı’nın da bulunduğu 17 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltı işlemlerinin tamamlanmasının ardından ekipler, polislerin ifadelerini almak istedi. Ancak polis avukatları, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 257. maddesi kapsamında izin alındığı, ancak nitelikli dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik suçlarını düzenleyen TCK 158. ve 207. maddelerden gözaltı kararı verildiğini gerekçe göstererek karara itiraz etti. Bu adımın ardından polisler ifade vermeme kararı aldı. TCK 257’ye göre görevi kötüye kullanma suçunun cezası 5 yılın altında olduğu için savcı gözaltı ve tutuklama kararı veremiyor. Polislerin avukatlarının, izni olmadığı halde nitelikli dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik suçundan soruşturma yürüten Savcı Alper Türközmen hakkında HSYK’ya şikâyette bulunacakları öğrenildi.
Öte yandan Zaman, soruşturma dosyasının ayrıntılarına ulaştı. Buna göre hem Emniyet müfettişleri hem de savcılık tarafından hazırlanan dosyalarda polisler, haksız olarak bazı Emniyet mensuplarına taltif yazmakla suçlanıyor. Ancak söz konusu şahıslar taltif yazan birimde değil sadece kimlerin taltifi hak ettiğini belirleyen komisyonda yer alıyor. Ayrıca ön taltif komisyonunun raporu üst taltif komisyonunu bağlamıyor. Sadece bilgi ve görüş olarak yer alıyor. Güvenlik Dairesi Başkanlığı’nın ön taltif komisyonu raporlarında söz konusu 17 polis devleti 12 bin lira zarara uğratmakla suçlandı. Ancak İçişleri Bakanlığı Yüksek Kurulu iddialarla ilgili olarak herhangi bir kovuşturmaya gerek olmadığı yönünde karar aldı. Buna rağmen polisler hakkında adli soruşturma açıldı.
Ayrıca müfettiş raporunda söz konusu ekip içerisinde yer alan polisler, görevlerini ihmal etmekle suçlanıyor. Ancak cumhuriyet savcısı hukuki bir yorum yaparak söz konusu iddiaları ‘dolandırıcılık ve evrakta sahtecilik’ suçlamasına alıyor. Bazı polislere haksız yere taltif verildiği iddialarını da Emniyet Genel Müdürlüğü mevzuatı yalanlıyor. Mevzuata göre, taltife konu olan olayın öncesi, anı ve sonrasında yapılan çalışmalarla ilgili olarak taltif verilebilir. Bir operasyonun gözaltı gününde kişi izinli olsa dahi o işin öncesi ve sonrasındaki emeklerinden dolayı kişi taltif alabiliyor. Taltif Komisyonu da hangi kişiye taltif vereceğini kesinlikle bilmiyor. Bu konuda son kararı emniyet genel müdürü ve İçişleri Bakanlığı müsteşarı veriyor.