''Bir bakarsınız CHP kapatılmış‘’ demesine şaşırmayın. Rivayet o ki gazeteciliğe başladığı günden bu yana tam 29 başbakan ve 35 hükümet geldi ve Mehmet Barlas hepsini destekledi. Erdoğan sonrasında kurulacak hükümeti de herkesten önce o destekler. Barlas budur!
FİKRİ DOĞAN 14 Kasım 2021 PORTRE
“Liboş, yağdanlık, omurgasız, her devrin adamı, iktidar yalayıcısı”… Yazıyı hakaret içeren kelimelerle açtık kusura bakmayın. Ama bunları ben demiyorum ‘konu komşu’ diyor. Şöyle biraz arşivleri taradım Mehmet Barlas hakkında yazılan en hafif tabirler bunlar. Daha neler var neler de, ne ben yazabilirim yüzüm kızarmadan ne de siz okuyabilirsiniz.
Kronos34.news'ten Fikri Doğan'ın portre dosyasına göre, Ahmet Hakan ve Ertuğrul Özkök portreleri yeni tabirle ‘tutunca’ dedim, ‘Yürü oğlum buradan!’ E gündemde kim var. Tabii ki Mehmet Barlas. Hani geçtiğimiz hafta durduk yerde çıkıp, ‘Bakmışsınız seçimler öncesi CHP kapatılmış olur’ falan dedi ya. Radara yakalandı normal olarak. Ben Mehmet Barlas üzerinden eşi Canan Barlas ve biricik yavruları Cemil Barlas’ı yazmaya niyetlenirken, baba Cemil Sait Barlas ismiyle karşılaştım. Araştırdıkça da itiraf edeyim ‘Hayretim şaştı.’ Şimdi hücrede çürütülen gazeteci Mehmet Baransu’nun çok kullandığı (Selam olsun ona da) ‘Turpun büyüğü heybede’ sözü geldi aklıma. Hakikaten turpun büyüğü heybedeydi.
BABA SAİT CEMİL BARLAS ‘KAPATILSIN’ DEDİĞİ CHP’DEN BAKAN BU ARADA
Efendim Sait Cemil Barlas, Gaziantepli bir ailenin çocuğu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden sonra doktora için Almanya’ya gitmiş. Dönüşte CHP’de vekillik ve hatta iki dönem bakanlık yapmış. Yanılmıyorsam önce Sanayi ardından Ticaret Bakanlığı görevlerinde bulunmuş. Sene 1948-1949.
TRT Haber Dairesi Başkanı Mehmet Barlas’ın yönettiği, TRT’deki açık oturuma, CHP’den Turan Güneş, AP’den İhsan Sabri Çağlayangil, DP’den Özer Ölçmen katıldı.
Sait Cemil Barlas’ın hayretimi şaşırtan durumu ise gazeteciliği. Dede Barlas uzun süre CHP’nin yayın organı Ulus’un yöneticiliğini yapmış. 1951-53 yılları arasında Pazar Postası dergisini çıkarmış. 1953-1959 yılları arasında ise Son Havadis gazetesini kurup yönetmiş. Buraya kadar her şey normal. Dede Sait Cemil Barlas iflah olmaz bir demokrat parti ve Menderes düşmanıymış. ‘E bu da normal, olamaz mı?’ diyorsanız, Son Havadis’te yazdığı bir yazıyı sürerim masaya şoke olursunuz.
Sait Cemil Barlas, 13 Ocak 1957 yılında Son Havadis Gazetesi’nde aynen şöyle yazmış köşesinde:
‘ŞAHSİ KANAATİM DOMUZ VE ŞARAP KONUSUNDA BATILILAR HAKLI’
Türkler’in uygarlığını inceleyen batılı bilim adamları, İslamiyet’in Türklerce kabulünden sonra uygarlıkta geri kalışımızı 3 sebebe dayandırıyor;
- Grek ve Latin klasiklerine sırtımızı çevirmemiz.
- Şarap içmememiz.
- Domuz eti yemememiz.
Bu 3 konu üzerinde düşünmelerini ve kendilerine göre çözümleme ve yorumlama yapmalarını okuyucumuza bırakıyoruz. Grek ve Latin klasiklerine sırt çevirmemizin de şarap içmeyip domuz eti yemememizin uygarlığımız üstünde ne gibi etkiler bıraktığını bakteriyoloji profesörü ile din kitaplarının dışına çıkmamış bir camii imamı aynı yönde yorumlamaz.
‘ŞAHSİ KANAATİMİZ BATILI ARAŞTIRICININ HAKLI OLDUĞU YÖNÜNDEDİR.’’Yazının devamını merak eden açsın interneti okusun. Bitti mi bitmedi. 1957’deki seçimler sırasında Gaziantep’te çıkan olayları ‘kışkırttığı’ gerekçesiyle 60 gün hapis cezası alan Sait Cemil Barlas 1964’te bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş. Dede Barlas ölmeden önce bir de kitap yazmış: Sosyalistlik Yolları ve Türkiye Gerçeği.
‘MEMLEKETE İNGİLİZ TİPİ SOSYALİZMİ GETİRMEMİZ LAZIM’Rahmetli gençlik yıllarında azılı bir sosyalistmiş çünkü. Mecliste ‘İngiliz tipi sosyalizmi getirmemiz gerekir ülkeye’ diye çok kavga vermiş zamanında.
Hayat böyle işte, Mehmet Barlas yazalım diye oturduk bilgisayara olaylar bizi babaya kadar götürdü. En azından baba-dede Barlas’ı öğrendik. Fena mı oldu. Şimdi Mehmet ve mahdumu Cemil’e daha az şaşırırız belki.
İşte yukarıda hayatını özet geçtiğimiz Sait Cemil Barlas’ın ortanca çocuğu olarak dünyaya gelmiş. O da kendi dedesinin ismini koyup ‘Mehmet’ demiş evladına. (Barlas ailesinde çocuğa baba adı koymak gelenek olmuş sanırım)
1942 yılında doğmuş Mehmet Barlas. Babasının dedesi muallim, dedesi Yargıtay üyesi hakimmiş. Kendisinin de bir röportajında söylediği gibi, ‘Doğuştan beyaz Türk’tü yani. Ablası Fatma okula giderken onun yanında ‘okulculuk’ oynarmış daha küçük yaşta. İlkokul çağı geldiğinde öğretmenleri bir bakmışlar ki küçük Mehmet okumayı, yazmayı, kerrat cetvelini sular seller gibi biliyor. 3. Sınıftan başlatmışlar ilkokula. Mimar Kemal İlkokulu, Namık Kemal Ortaokulu ve Atatürk Lisesi’ni bitiren Mehmet Barlas, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1971’de mezun olmuş.
O KADAR ÇOK KAVGAYA KARIŞMIŞ Kİ BABASI APAR TOPAR İNGİLTERE’YE GÖNDERMİŞÜniversitedeyken Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu’nda aktif olarak görev yapmış. Hatta üniversite olaylarında her kavganın en önündeydi yazıyor benim okuduğum kaynaklar. (Şimdiki Barlas’ı görünce insanın inanası gelmiyor ama neyse) Hatta o kadar çok kavgaya karışmış ki, oğlunun başına bir hal gelmesinden korkan baba Sait Cemil Barlas, oğlunu apar topar İngiltere’ye göndermiş. İngiltere’de 4 ay işçi olarak çalışan Mehmet Barlas, dayanamayıp geri dönmüş. Dönüşte babasının bağlantıları sayesinde döner dönmez Cumhuriyet Gazetesi Dış Haberler servisinde işe başlamış. Ancak bu serüven de 12 Mart cuntasına denk gelmiş. 1971’deki cuntada birçok isimle birlikte gazeteden kovulmuş.
Gazeteden kovulduktan sonra bir süre hukuk müşavirliği ve matbaacılıkla uğraşan Mehmet Barlas, 1972’de bu kez TRT’ye atmış kapağı.
Bu arada gazeteci bir babanın oğlu olan Mehmet Barlas’ın gazeteciliğe aktif olarak başlama tarihi 1960 olduğunu yazalım da yanlış anlama olmasın. Barlas, babasının çıkardığı Son Havadis’te yapmış ilk haberlerini. Hatta ilk köşe yazılarını da daha 18 yaşındayken babasının gazetesinde yazmış.
EŞİ CANAN HANIM DA ‘AKİL İNSAN’ CAN PAKER’İN KIZKARDEŞLİ 1968 yılında eşi Canan hanımla dünya evine girmiş Mehmet Barlas. Canan hanım kim? Hani yıllarca AKP düşmanı olarak lanse edildikten sonra 2011’deki çözüm süreci döneminde ‘Akil adam’ olan Can Paker’in kız kardeşi. Yahu Açık Toplum Vakfı kurucusu ve başkanı Can Paker’den bahsediyorum. Bu evlilikten Cemil ve Ela adında iki çocuğu olmuş.
Gazeteciliğe babasının Son Havadis’inde başlayan Mehmet Barlas, Cumhuriyet, TRT, Milliyet, Tercüman ve Güneş gazetelerinde çalışır sırasıyla. 1977 yılında Milliyet’de yazarken belki de hayatında ilk kez muhalif yazıları sebebiyle gazetenin o zamanki patronu Haldun Simavi ile ters düşer. Gerilim, Barlas’ın kovulmasıyla son bulur.
Başbakan ve ANAP Genel Başkanı Turgut Özal, HP Genel Başkanı Necdet Calp ve MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, TRTde Mehmet Barlas’ın yönettiği Açıkoturum programına katıldılar.
İlginç bir insandır Mehmet Barlas. Turgut Özal başbakan olduktan sonra Özal’ı desteklemeye başlar. Özal da boş değildir bu ilgiye. Barlas yazılarında televizyon programlarında Özal’ı destekledikçe de yakınlık artar. Mesela Mehmet Barlas’ın çok da uzun olmayan bir süre önce söylediği ‘Tayyip Erdoğan’ı yedirmem’ cümlesi uzun süre konuşuldu. Ama bu cümle Barlas’ın en klişe cümlelerinden biriydi. Özal cumhurbaşkanı olduktan sonra eleştiri oklarının hedefiyken ilk önce Özal için söylemişti bu sözü Barlas. Yıllar 1991’i gösteriyordu ve özellikle Doğan Grubu Özal’a yükleniyordu. O zaman da Sabah’ta yazan Barlas, Özal’a haksızlık yapıldığını iddia ettiği bir yazısında kullanıyordu ‘Özal’ı yedirmem’ sözünü. Hatta Erdoğan’ın yüzünü okşaması günlerce konuşulan Barlas, ilk olarak Turgut Özal’dan makas aldığını ve sevdiği insanlara dokunmayı sevdiğini söylüyor bir röportajında.
ÇÖLAŞAN-BARLAS KAVGASI 90’LARIN UNUTULMAZLARI ARASINDAYDI 1991’de Özal için kritik seçimin olduğu yıldır. Özal Köşk’tedir ama partisi ANAP seçime girecektir. Barlas, Sabah Gazetesi’nde başyazardır ve aynı zamanda da Star TV’de yorumcudur. Özal, Barlas’tan yazılarını TV’de de okumasını ister. Barlas bunu emir telakki edip Sabah’tan ayrılır ve Star TV’ye geçer. Ancak muhalefetin sert tepkisi sonrası Star TV’den ayrılmak zorunda kalır. Bir süre sonra Hürriyet’e geçen Barlas, burada da komşu köşeci Emin Çölaşan’la yıllar sürecek kavgaya başlar. Çölaşan Özal karşıtıdır ve Özal’ın adamı Barlas’ı istememektedir. Çölaşan-Barlas kavgası 1993’e kadar sürer. 1993’te kovulan Mehmet Barlas yeniden Sabah Gazetesi’ne geçer. 1997’deki, Andıç Olayı’na kadar Sabah’ta yazmaya devam eder.
Emin Çölaşan onlarca yazı yazmıştır Mehmet Barlas’la ilgili. Ama benim size tavsiyem 1998’de yazdığı şu yazıdır:
‘’Kamuoyunda ve bizim aramızda Liboş Mehmet olarak bilinen Mehmet Barlas ve karısı Mecbure Canan Barlas, sosyete ve kaymak tabakanın olduğu kadar basın dünyamızın da gülleridir.
Liboş Mehmet, gazeteciliğe iş bitiriciliği, ihale takibini getiren ilk kişilerden biridir. Elinde dosyalarla, çeşitli kamu kuruluşlarında iş ve ihale takibi yapmıştır.
1980lerde Bebekteki Bebek Hotel’de biraraya gelen iş adamları ve gazetecilerin resmi.
Bu rezaleti ilk yayınlayan, daha sonra uzun yıllar çalıştığı Sabah Gazetesi olmuştur. Sonra ne hikmetse Sabah’a girmiş, kovulmuş ve bir kez daha girmiştir.
Bizim anlı şanlı Liboş ailesi, gerçekten muhteşemdir. Hayatları romandır. Bunlar para kazanmanın, köşe dönmenin, bir yerden kovulduklarında öbür yerlere nüfuz edip girmenin ustasıdır.
Geçmişin hızlı solcusu olan Liboş Mehmet yıllar içerisinde hemen hemen bütün medya kuruluşlarında çalışmış bir tüccar gazetecidir. Parayı verenin düdüğünü çalar.’’
Andıç Olayı’na kadar ‘Beyaz Türk’ Mahmet Barlas’ın evi ünlülerin uğrak yeridir. Demirel’den Çiller’e, Kenan Evren’den Deniz Baykal’a kadar onlarca siyasetçi, iş adamı, gazeteci Barlas’ın evindeki mangal partilerinin müdavimleri arasındadır. Anlaşamadığı tek isim Mesut Yılmaz’dır Barlas’ın. Denilen o dur ki, Özal’la yakınlığı döneminde Mehmet Barlas’ın kendisini ‘ciddiye’ almamasına çok içerleyen Mesut Yılmaz, partinin genel başkanı olduktan sonra yüz vermemiştir Barlas’a.
DİKKAT BUYURUN SOLUĞU ZAMAN GAZETESİ’NDE ALMIŞLIĞI DA VAR BARLAS’IN 28 Şubat döneminde Andıç Olayı’yla Sabah’tan kovulan Mehmet Barlas, soluğu bu kez önce (az önce bahsettiğim olay) -dikkat buyurun- Zaman Gazetesi’nde ardından Yeni Şafak’ta alır. Kimler yoktur ki o dönemde Yeni Şafak’ta. Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu…Bir süre burada yazan Barlas, ortalık biraz sakinleşince bu kez Akşam Gazetesi’nde ortaya çıkar.
1998’de Tayyip Erdoğan’ın başbakan yapılma süreci başlatıldığında da ‘geleceği görerek’ Erdoğan’ın yanında konuşlanır. Her daim Erdoğan’ı destekleyen yazılar yazan Barlas, 2006’dan itibaren Sabah Gazetesi’ne başyazar olur. 2007’de TMSF’nin Sabah Gazetesi’ne el koymasının ardından Posta Gazetesi’ne transfer olur. Bir yıl kadar sonra da Çalık Grubu Sabah Grubu’nu satın alınca bilmem kaçıncı kez Sabah’a döner. Bunun hikayesi de ilginçtir. Sabah Grubu’nun Erdoğan’ın ‘Bizim Çalık’ına satılacağı neredeyse kesinleşmiştir. Posta’da yazan Mehmet Barlas, Hürriyet’te çıkan bir karikatürü bahane ederek deyim yerindeyse arıza çıkartır. Erdoğan’ın şerrinden korkan Aydın Doğan da Barlas’a yol verir.
ALLAH VAR, VELİNİMETİNE TOZ KONDURMAMAKTA RAKİPSİZDİR BARLASAllah var, ‘velinimeti’ne toz kondurmama konusunda rakipsiz bir isimdir Barlas. 2000’li yıllardaki banka hortumcularını savunurken (kendisinin patronu olurdu birisi), ‘’Aslında banka hortumlamaları konusunda en masum olanlar banka sahipleri. Burada asıl sorumlu olan halktır. Çok para kazanmak için varlarını yoklarını bankaya yatırıp, banka sahiplerini tahrik ettiler’ minvalinde yazı yazmış insandır kendisi.
Bundan sonrasını zaten hepiniz biliyorsunuz. Koşulsuz, şartsız Erdoğan’ı destekleyen Mehmet Barlas, yapılan onca eleştiri hiç kendisine yapılmıyormuş gibi yoluna devam ediyor.
2016 yılında Medyaradar’dan Alev Gürsoy Cimin’e verdiği röportajı okumanızı salık veriyorum şiddetle. Mehmet Barlas bu röportajda kendisi ile ilgili söylenenlerin ‘haklılığını’ ispat için elinden geleni yapıyor. Yalnızca kendisine ve velinimeti Tayyip Erdoğan’a toz kondurmuyor Mehmet Barlas. Allah’ı var röportajı yapan gazeteci sıkıştırıyor sürekli. Ama Alev Cimin ne sorarsa sorsun, Mehmet Barlas Asena kıvraklığında sıyrılıyor her sorudan.
‘EVREN İYİ NİYETLİ BİR ADAMDI, OANA TEŞEKKÜR DUYGUM VAR’ DİYE YAZDI’12 Eylül’ü desteklediniz’ diyor Alev Cimin, ‘’Kenan Evren iyi niyetli bir adamdı. Ona hep teşekkür duygum var’ diye cevap veriyor. Ben söyleyecek söz bulamıyorum.
Mesela Fethullah Gülen’le ilgili bir soru soruluyor. ‘Ben Zaman Gazetesi’nde sadece bir hafta yazdım. Gazeteyi Gülen’e gösteriyorlardı. Ben de ‘İmamsa imamlık yapsın gazeteciyse gazetenin başına geçsin’ dedim.’’ diye Fatih Sultan Mehmet pozlarına giriyor. Allah’tan Oda TV’nin daha 3 gün önce yayınladığı bir video önümüze düşüyor da aklımızı muhafaza etmeyi başarıyoruz. Mehmet Barlas, Gülen cemaatinin bir organizasyonunda ateşli bir konuşma yapıyor. Konuşmasında Türk okullarından bahsederek, ‘Buralardan çıkacak Çocuklar yönetecek ülkeyi, buralardan çıkacak çocuklar yönetecek bulundukları ülkeleri. Bu işin mimarı Hocaefendi’ye şükranlarımı sunuyorum’ falan diyor ağlamaklı sesle. Yetmiyor 15 Temmuz’un hemen ardından yapılan röportajda, ‘Gülen hukuku ele geçirince ülkeyi yönetirim sandı’ falan diye laflar ediyor. Aklımıza 2000 yılında yayınladığı Sosyo-Politik Bir Gerçek Olarak Hocaefendi Sendromu kitabı geliyor ve pes ediyoruz.
EN ÇOK ‘ERDOĞAN’IN YALAN KONUŞMAMASINI’ SEVİYOR BARLAS Aynı röportajda, ‘Erdoğan’ın en çok hangi huyunu seviyorsunuz?’ diye soruluyor Barlas’a, ‘En çok yalan konuşmamasını seviyorum. Erdoğan asla yalan söylemez’ diyor Mehmet Barlas.
Gülben Ergen o zamanki sevgilisi gazeteci Erhan Çelik ile Bodrum’da ortaya çıkmıştı Gündoğan’da yeni tuttukları eve yakın bir beach club içinde görüntülenen ikiliye gazeteci Mehmet Barlas da eşlik etmişti.
1970’lerde babadan kalma ‘hızlı solcu’luyla nam salan Mehmet Barlas, TRT’de çalıştığı dönemlerde ‘Sosyalist Mehmet’ adıyla anılıyor.
1980’de Evren darbeyi yapıyor Barlas bu kez darbecilerin yanında hizalanıyor. Darbenin mağduru Süleyman Demirel, Mehmet Barlas’tan bahsederken ‘Asker Memed’ diye bahsediyor.
Özal döneminde sosyalist ve solcu Barlas birden liberal olmaya karar veriyor. Mehmet Ali Yılmaz’ın Güneş Gazetesi’nde başyazar olan Barlas, Ankara’daki iş takipleri ile nam salıyor. Kendisine sorulunca da ‘Ne var bunda’ cevabını veriyor.
Ne yazayım daha. Erdoğan döneminde tercihini yine güçlüden ve iktidardan yana yapan Barlas, meşhur köşkünde sefa sürüyor. Mesela bir programda Erdoğan, ‘Medya icraatlarımızı vermiyor’’ diye yakınmasına, ‘Efendim siz de çok icraat yapıyorsunuz’ diyen gazetecidir kendisi.
‘TÜRKİYE’NİN SORUNU YOLSUZLUK MUDUR GERÇEKTEN’ DİYE BİLE SORDU2011’de çözüm süreci başladığında TV’ye çıkıp, ‘Öcalan asla ayrı bir Kürt devleti kurmak istemiyor. Üzerine fazla gidilmemeli’ diyen adamdır Mehmet Barlas
Hadi bir adım daha ileri gideyim. 17-25 Aralık operasyonları yapılmış, hırsızlıklar ortaya saçılmıştır. Mehmet Barlas çıkar ekrana ve ‘’Bir bakanın oğluna operasyon yapılmadan önce babasına söylenmesi gerekir. Babası gerekirse uyarır oğlunu’ bile demiştir. Tam 25 Aralık 2017 tarihinde NTV’de yaptığı programda ‘Türkiye’nin en önemli sorunu yolsuzluk mudur gerçekten?’ diye sorabilmiştir mesela. Buldum damarı buradan yürüyeyim bari. Sayın Barlas, 17-25 Aralık döneminde Erdoğan’la çıktığı bir programda, ‘Çok çalışıyorsunuz. Nasıl dayanıyorsunuz buna. Yazık size’ demiş adamdır. Hatta bu da yetmemiş, ‘’Günde kaç saat uyuyorsunuz?’ diye can alıcı bir soru da sormuş ama mevzuyu ne hikmetse yolsuzluklara getirememiştir.
Turhan Selçuk ve Mehmet Barlas… Dünyanın pek çok ülkesinde bulunan “Madam Tussaud” Müzesi’nin Türkiye’deki ilk örneği olan Eskişehirdeki “Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi”nde, daha çok hayatını kaybetmiş tarihi kişiler yer alıyor.
Hadi yakın zamandan son bir örnek vereyim de bitsin bu çile. Pandemi tüm hızıyla sürerken, ‘’İyi ki pandemiye Erdoğan’ın merkezinde bulunduğu başkanlık sistemi döneminde yakalandık. Hem halk tedavi ediliyor hem de moral motivasyon veriliyor…’’’yazabilmiş bir kişiliktir kendisi.
Mehmet Barlas’la ilgili son sözü (Twitter’da gördüğüm bir tespit) şöyle söyleyelim de durumu anlayın artık: Mehmet Barlas gazeteciliğe başladığı günden itibaren 29 başbakan ve 35 hükümet geldi geçti. O hepsini destekledi.