Tanıkların ağzından Cezayir'de yaşanan dehşet!

Tanıkların ağzından Cezayir'de yaşanan dehşet!
Cezayir Parlamentosu Başkan Yardımcısı Bounah Kamel, Fransa'nın Cezayir'i işgal ettiği 1830'da ülkelerinin nüfusunun 8 milyon olduğunu belirterek, ''1962 yılında ülkemizi terk ettiklerinde nüfus ise 6 milyondu. 132 yıl Cezayir halkı sanki hiç doğum yapmamıştı'' dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı ile İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliğinin katkılarıyla düzenlenen ''Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü Konferansı''na katılmak üzere İstanbul'a gelen Kamel, Fransa'nın Cezayir'i işgaline ilişkin AA muhabirinin sorularını cevaplandırdı. Cezayir halkının Fransızlardan çok çektiğini belirten Kamel, şunları anlattı: ''Cezayir 132 yıl Fransa'nın işgali altında kaldı. Cezayir halkını yaktılar. Cezayirlileri ülkelerinden kovdular. Cezayir halkını ekonomik ve sosyal anlamda alt seviyelere düşürdüler. Cezayir'i işgal etmek için her şeyi yaptılar. Cezayir halkı işgali reddetti. Fransızlar ülkemize girdikleri andan itibaren her zaman Cezayir halkı bu işgali sona erdirmek için her zaman mücadele etti. Halkımız elindeki imkanlarla bu işgale karşı mücadele etti. İlk dönemlerde Cezayir halkında silah yoktu. Her zaman Fransa'nın tepkisi çok güçlü oluyordu. Öldürüyorlardı ve kovuyorlardı. Cezayir, çok büyük acılar ve savaşlar yaşadı.'' Cezayir'in bu işgale son vermek için diplomatik tüm yolları kullandığını, ancak sonuç alamadığını dile getiren Kamel, Fransızların 2. Dünya Savaşı bittikten sonra ülkelerini terk edeceklerine dair söz verdiğini anlatarak, ''Cezayir özgürlüğüne kavuşacağı için büyük törenler yaptı. Ancak Fransa, Cezayir halkına beklemediği bir şey yaptı. Fransa, 1945 yılının Mayıs ayında 2-3 gün içinde 45 binden fazla Cezayirliyi öldürdü'' dedi. Fransa'nın kadınların okumasına izin vermediğini dile getiren Kamel, ülkeye girdikten sonra aile kavramını yok etmeye çalıştıklarını, kadınlara çok büyük kötülük yaptıklarını anlattı. -Katliama katılanlara ödül- Cezayir halkının, bu olayın ardından Fransızlara karşı silahlı mücadele yapması gerektiğini anlandığının altını çizen Kamel, şunları kaydetti: ''Savaş olmadan Fransa ülkemizi terk etmeyecekti. 1 Aralık 1954'te Cezayir devrimi başladı. Cezayir halkı silahlı bir devrim yapmaya başladı. 1954 yılından 1962 yılına kadar mücadele ettik. Fransa Cezayir'e girdiğinde ülkemizin nüfusu 8 milyondu. 1962 yılında ülkemizi terk ettiklerinde nüfus ise 6 milyondu. 132 yıl Cezayir halkı sanki hiç doğum yapmamıştı. Fransa'dan yaptığı katliamlarla ilgili açıklama yapmasını, yaptığı bu katliamı kabul etmesini ve Cezayir halkından özür dilemesini istedik. Biz Fransa'dan yaptıklarını katliam olarak kabullenmesini istiyoruz ama Fransa'nın tepkisi her zaman negatif oluyor.'' Fransa Parlamentosunun 2003 yılında Cezayir'deki işgalini onurlandırmayı içeren bir yasa çıkardığını hatırlatan Kamel, Fransa'nın başta generaller olmak üzere Cezayir'deki katliama katılan kişileri ödüllendirdiğini anlattı. Fransa'nın ülkeyi terk etmesinin ardından onlardan hiçbir şey istemediklerini, sadece yaptıkları katliamı kınamaları ve itiraf etmelerini istediklerini söyleyen Kamel, ''Sanki iyi bir şey yapmış gibi davrandılar. Fransa 'Yaptıklarımız mantıklı' dedi. 'Biz Cezayir'de mantıklı şeyler yaptık' dediler. Fransa, Türkiye'nin Ermenilere karşı yaptığı iddia edilen şeyleri kınıyor ama Cezayir'de yaptıklarını kınamıyor ve kabul etmiyor. Biz bunu hoş karşılamıyoruz. Onların şu anda yaptıkları kabul edilebilir bir şey değil. Cezayir halkını yıllarca öldürdüler'' diye konuştu. Kamel, Türkiye ve dünya gündemini izlediklerini, bugünlerde Fransa ve Türkiye arasında yaşanan gelişmeleri takip ettiklerini söyleyerek ''Fransa'nın uyguladığı siyaseti ikiyüzlü buluyoruz'' dedi. -Fransa'ya karşı mücadele veren kadın- Aynı konferansa katılan Fransız işgalinin canlı tanığı Zahra Nouojahida da Cezayirli kadınların 1954-1962 yılları arasındaki 8 yıl boyunca Fransa işgaline karşı mücadele ettiğini, savaştığını anlattı. Nouojahida, şöyle konuştu: ''Cezayir'in Fransa'ya karşı özgürlüğünü kazanmasında kadınların çok büyük rolü var. Cezayirli kadınlar bu savaşa katılmak için kendileri talepte bulundu. Bu devrime 1956'da katılan bir kişi olarak, Fransa tarafından haklarımız bertaraf edildi. Kadınlar o dönem hemşire gibiydi. Aynı zamanda Cezayir askeriyle birlikte Fransa'ya karşı savaşıyorlardı. Köylerde kızlar, Fransızlar tarafından tecavüze uğradılar. Hem de babalarının önünde tecavüze uğradılar. Hapislere atıldılar. İşgal süresince kadınları yok etmeye çalıştılar. Devrime çok büyük katkım oldu. Cezayir halkı Fransa'dan bu yaptıkları katliamlarla ilgili bir itirafta bulunmasını istiyor. Fransa'nın Cezayir'de zarar vermediği bir şey kalmadı. İnsanlara ve hayvanlara zarar verdiler. Fransa bu yaptıklarını bir suç olarak kabul etmeli. Biz böyle bir şey beklerken, Fransa hükümeti bir yasa çıkararak katliamı yapanları ödüllendirdi. En büyük katil Fransa'dır. Fransa önce kendi yaptığı katliamı itiraf etsin, ondan sonra Türkiye'den bir şey beklesin. Biz her zaman adalet istiyoruz. Türkiye'ye çok teşekkür ederiz. Türkiye bizim kardeşimiz ve dost ülkemiz. Türk halkına iyi gelecekler diliyorum.''
23 Aralık 2011 13:19
DİĞER HABERLER