Tarım işçisi Suriyelilerin çadırda en zor bayramı

Ülkelerindeki savaştan kaçarak geldikleri Adana'da tarım işçisi olarak çalışan Suriyeliler, farklı noktalarda yerleştikleri çadırlarda bayramı buruk bir şekilde karşıladı.
11 bini çadır kentte olmak üzere yaklaşık 110 bin Suriyelinin büyük bir bölümü tarlalarda mevsimlik işçi olarak çalışan sığınmacılar, bayramın ilk günü naylon ve kamıştan yapılmış çadırlarda aralarında bayramlaşarak, bu kutlu günleri idrak etti. Günlük 35–40 liraya Çukurova'nın 40 dereceyi bulan sıcakları altında güç koşullarda var olma mücadelesi veren Suriyelilerin en büyük dileği ülkelerindeki içi savaşın bir an önce bitmesi. Daha çok sulama kanalları çevresinde derme çatma çadırlarda hijyenik olmayan sularla temel ihtiyaçlarını karşılayan Suriyelilerin, bu dönem en büyük sıkıntıları artan sıcaklar. Daha çok kadın ve çocukların bidonlarla omuzda, el arabası veya kendilerinin yaptıkları dört tekerlekli ilkel araçlara taşınan sağlıksız sular içme ve temizlikte kullanılıyor. Hamamı aratmayan çadır atmosferinde biraya gelen sığınmacılar şeker ikramı, çay ve sohbetlerle Ramazan Bayramı coşkusunu hissetmeye çalıştı. Arapça ve Kürtçe konuşan sığınmacıların önemli sorunlarından biri de dil.
Kürt kökenli ailelerden 5 çocuk annesi Emine Boza, savaş nedeniyle bir yıl önce Kobani'den Adana'ya göç etmek zorunda kaldıklarını belirtti. Karataş ilçesindeki arazilerde çalışarak ayakta durmaya gayret etiklerine dikkat çeken Boza, bayramı nasıl geçirdiklerine dair soruyu Kürtçe "Herkes kendi derdine düşmüş. Ülkemiz perişan halde, biz ne yapalım. Selamet olsun memleketimize gitmek istiyoruz. Üç dört aile aramızda bayramlaştık." dedi. Boza, tarımda kazandıklarının masraflarını karşılamadığını ancak idare ettiklerine değindi.
Sıcak havada çadırlarda terlediklerini ifade eden 8 çocuk annesi Zeliha Hemo da oruç tutarken çektikleri sıkıntılara işaret etti. Hemo, ülkelerine dönmek istediklerinin altını çizdi. Salih Ahmet ise çadırlarda rezil olduklarını vurguladı. Kısmen Türkçe konuşabilen Ömer Eldahil de çadırlarla içme suyu ve elektrik yoksulluğu çektiklerini söyledi. Domates, kavun, karpuz, biber hasadı, çapa gibi işlerden günlük 35 lira kazandıklarını anlatan Eldahil, her biri ortalama 5 çocuklu 200 civarında Suriyeli çadırının varlığından bahsetti. Doktor ve ilaç gereksinimi duyduklarını açıklayan Eldahil, savaş bittiğinde Suriye'ye döneceklerini aktardı. Eldahil, "Bayram burada çok zor. Çünkü herkesin ihtiyaçları var. Suriye'deki yakınlarımızla konuşamıyoruz. Telefon imkanı çok az. Şebeke yetersiz." diye konuştu. Mustafa Kobani, Türk halkı ile kardeş olduklarını fakat ülkelerine gitmek istediklerini belirtti. Kobani, "Çadırda hayat zor. Sıcak çok, su, tuvalet, klima, banyo yok. Ağlamaktan başka bir şey yok. Bayram bizim neyimize." ifadelerini kullanıyor. Kobani'nin babası Muhittin'de ülkelerine dönmek için savaşın bitmesini beklediklerini tekrarladı.
CİHAN
17 Temmuz 2015 15:17
DİĞER HABERLER