Tasfiye operasyonu anayasa ihlali

Can Erzincan’a yönelik karartma girişimine siyasiler sert tepki gösterdi. Yapılanların hukukla izah edilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Antidemokratik keyfi yönetimin bir tezahürü olan tasfiye operasyonunun anayasayı ihlal ettiği vurgulandı
HUKUKSUZLUĞU YOL EDİNDİLER

Kültür ve Turizm Eski Bakanı Ertuğrul Günay: Bütün sorun Türkiye'de hukukun işlemez hale gelmesinden kaynaklandı. Savcı herhangi bir yargı kararı olmaksızın bir kuruma başvuruyor, o kurumda bir mahkeme kararı olmaksızın ki bu konuda açık anayasa hükümleri, uygulama var öteki yasaların hükümleri var. Bir mahkeme kararı olmaksızın bir savcı bir kanalın yayınını durdurabiliyor, uydudan kaldırtabiliyor veya el koyabiliyor. Bütün bunların hukukla izah edilmesi mümkün değil. Türkiye'de hukukun bu konularda yeterli olmadığını bilen bir çevre var ve hukuksuzluğu yol edindi. Bu yolun sonu nereye çıkacak hep birlikte göreceğiz.

ANTİDEMOKRATİK KEYFİ YÖNETİM

Bu sürecin adı tamamen antidemokratik, keyfi bir yönetimdir. Muhalefet bunu yeni fark etmiş gibi davranıyor. Ana muhalefetin genel başkanının açıklamalarını bugün okudum. Hukuk devleti artık kalmadı diyor. Good morning yani. 17 ve 25 Aralık 2013'ten sonra yolsuzluğun üzerine giden hakim ve savcılar, güvenlik görevlileri yaptırıma uğradıktan, kararları yüzünden hakimler tutuklandıktan sonra bugüne kadar beklemeye gerek yoktu hukuk devletinin sona erdiğini söylemek ve görmek için.

GÖREVİNİ YAPTIĞI İÇİN KAPATILIYOR

CHP Milletvekili Mahmut Tanal: Muhalif bir ses olduğu için, özgür basın görevini yerine getirdiği için kapıtıyorlar. Halkın öğrenme hakkını yerine getirdi ve halkın aydınlatılmasına katkı sağladığı için kapatılıyor. Siyasi iktidar tek sesliliği istiyor.  Yargıda, poliste, şimdi devlet memurlarında muhalif olanlar tasfiye ediliyor. Basında da Can Erzincan gibi 5-6 kanal var. Bunlar tek tek susturulmak, korkutulmak ve sindirilmek isteniyor. Farklı seslerin halk tarafından duyulmaması için yapılan bir tasfiye operasyonudur. Anayasaya aykırıdır. Bunu kınıyor ve kabul etmiyorum.   

HUKUK YOK, KANUNLAR ASKIYA ALINDI

MHP Eski Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu: Türkiye maalesef hukuk devleti ilkesinden uzaklaştı, anayasa ve kanun maddelerinin askıya alındığı bir devlet haline dönüştü. Bugün Can Erzincan'a yapılanlar daha önce de başka kanallar içinde gerçekleşti. Türkiye'de maalesef bir paralel yapı paranoyası oluşturuldu. Koskoca bir toplum iş adamından, öğretmenine, dershaneye giden öğrencisine kadar baskı altına alındı. 17-25 Aralık operasyonlarının ardından bu süreç yaşanmaya başladı. Bir türlü de sonuçlandırılmıyor. Yapılanlar maalesef 12 Eylülü de geçti. Suçu olan varsa yargı önünde gereken yapılır ama bugün yapılanlar kabul edilebilir gibi değil. İnsanları baskı altında tutacak korku imparatorluğu hukuk devletine ve modern çağdaş devlet anlayışına uymuyor. Can Erzincan televizyonuna yapılanları da bu kapsamda değerlendiriyorum. Kabul edilebilir bulmuyorum.

‘HAYAT HAKKI TANIMAYACAĞIZ' DİYORLAR

HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen: İçinden geçtiğimiz dönemle izahı son derece mümkün. Ama evrensel hukuk değerleri açısından kabul edilmesi imkansız bir keyfi müdahale söz konusudur. Türkiye'de yargıya, üniversitelere, siyasete, medyaya, sivil topluma yönelik tahammülsüzlük son düzeyine ulaşmıştır. Bu tip uygulamaların olağanlaştığı rejimlere uluslar arası standartlar ekseninde baktığımızda demokrasi demek imkansızdır. Aslında daha önceki hukuksuzlukların artık hiçbir şekilde ‘hayat hakkı tanımayacağız' noktasına geldiğini bu son uygulama bir kez daha göstermiştir. 

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DİBE VURDU

Televizyonlar ve medya kuruluşları devlet tarafından desteklenen yayını uygun görülen ya da kapatmaya mahkum edilen yayınlar şeklinde tasnif edilebiliyorsa bu ülkede ifade özgürlüğü dibe vurmuştur. İfade özgürlüğünün olmadığı ortamda da başka hiçbir özgürlüğün güvencesinden söz edilemez. 

HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ SONLANDIRILIYOR

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş: Bu anı daha önce de yaşamıştım. Bir sabah Kanaltürk ve Bugün TV'nin önüne de polisler gelmişti. Biz o günde ancak mahkemenin böyle bir karar verebileceğini söylemiştik. Hukuku ve demokrasiyi savunduğumuz için hakkımızda fezlekeler düzenlendi. Düşünceyi ve ifade özgürlüğünü savunduğumuz için suçlandık. Bugün yine TÜRKSAT bir kanalı daha kapatıp Türkiye'yi tek sesliliğe mahkum ediyor. Son bir yılda 25'e yakın kanal kapatıldı. Can Erzincan'ın kapatılabilmesi için RTÜK'ün bir kararının olması gerekirdi. İki kez uyarılması gerekirdi. İddia edilen terör örgütünün propagandasını yaptığına ilişkin bir RTÜK kararı yok. RTÜK uyarsa ve kanal devam etse lisans iptaline gidilebilirdi. Rekabet Kurulu'nun devreye girmesi mahkemenin ise bu işlemi durdurması gerekir. Tek adamlığa dayalı bir anlayışın ülkeyi getirdiği nokta bu. Bir televizyonu kapatmaya sadece izleyicileri karar vermelidir. İktidarı eleştiren kanallar kamu gücü ile sesi kesiliyor. Mesele bir televizyonun kapatılmasından çok halkın haber alma özgürlüğünün elinden alınmasıdır. 

21 Haziran 2016 08:49
DİĞER HABERLER