TAŞLAR NASIL DA YERİNE OTURUYOR ?

Birkaç gün önce Dağlıca baskınına katılan bir teröristin ifadeleri ortaya çıktı. Baskından sonra Irak’ın kuzeyine kaçan ve geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye giriş yapan Felek Alp isimli terörist; istihbarat ve terör birimlerinin takibiyle yakalandı ve sorgulandı. Felek Alp çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Teröristin ifadesi ve o dönem yaşanan olaylar silsilesi birlikte değerlendirildiğinde; 21 Ekim 2007’deki Cumhurbaşkanlığı referandumunun yapıldığı güne denk gelen Dağlıca baskını hakkında havada duran taşlar yerine oturuyor. Yakalanan örgüt üyesi; baskının 500 teröristle gerçekleştirildiğini ve amacın Cumhurbaşkanlığı referandumunu sabote edip Türkiye’nin gündemini değiştirmek olduğunu söyledi. Terörist; eylemden önce 1 hafta süreyle Dağlıca'ya katırlarla silah ve mühimmat taşıdıklarını, Doçka silahını karakolu gören uygun bir mevziiye yerleştirdiklerini anlattı. Saldırıdan 1 hafta önce karakola hakim bütün tepelerde örgüt mensuplarının mevzilendiğini söyledi. Terörist; 1 hafta içinde bölgede hiçbir askeri hareketlilik olmadığını, ara sıra gördükleri Heronları da, çömelip hareketsiz bekleyerek atlattıklarını, saldırı emri verildiğinde de farklı kollardan karakola yoğun bir ateş başlattıklarını, saldırı sırasında Türk askerinin ağır silahlarla karşılık vermediğini, hatta buna bir anlam veremediklerini, askerin ağır silahlarının bozuk olduğu yönünde kendi aralarında yorum yaptıklarını söyledi. Terörist sorgusunda saldırı anı ve sonrasında hiç Heron görmediklerini, işleri bitince de ormanlık alana bıraktıkları katırlara silahları yükleyip geri döndüklerini anlattı. Türkiye; 21 Ekim günü önemli bir demokrasi eşiğini aşmak üzere sandık başına gidecekken Dağlıca’dan gelen 13 vatan evladının şehadet haberini aldı. İşte o baskında şehit olan bir asteğmen de günlüğünde teröristin ifadeleriyle örtüşen satırlar yazmıştı. Asteğmen Mehmet Bozkuş; teröristlerin saldırıdan günler önce katırlarla yığınak yaptığını günlüğünde şöyle anlatıyordu: “Bugün var ya aşkım... Bu terörün bitmeyeceğine bir kere daha şahit oldum. Gözümüzün önünden on katır, on kişi geçiyor, ‘gidelim öldürelim' diyoruz göndermiyorlar. Helikopter çağırıyoruz yollamıyorlar. Elimizi kolumuzu bağlı tutuyorlar, çıldırıyoruz. Adamlar resmen önümüzden geçiyor. Biz de öyle salak saçma dağ başında bekliyoruz, neye kime hizmet ettiğimizi bilmiyoruz, ilk defa burada bulunuşumuzun boş olduğunu anladım.” Şehit asteğmen günlüğüne yazmaya devam ediyor; “O sabah sana demiştim ya; terörist ve dolu katırlar gördük bir şey yapamadık diye, şerefsizler ellerini kollarını sallaya sallaya gittiler, yüklerini boşaltıp geri döndüler ve biz gene bir şey yapamadık. Emir vermedi üstlerimiz. Gene ‘gidelim' dedik ‘bırakın gitsinler' dediler. Elimizi kolumuzu bağladık. Ne kadar saçma bir şey. Çıldırdık çaresizlikten.” Dağlıca baskını referandum günü Türkiye’yi yasa boğdu. Ve bu baskından sonra Ergenekon bağlantıları gündeme damgasını vurdu. Baskın sırasında düğünde olduğu ortaya çıkan Dağlıca'nın komutanı Yarbay Onur Dirik'in, baskın öncesinde taburun stratejik fotoğraflarını Ergenekon sanıklarından Asuman Özdemir'e gönderdiği iddiası Ergenekon iddianamesinde yer aldı. İddiaya göre Dirik'in Özdemir'e gönderdiği fotoğrafların üzerindeki notlarda, askerlerin konuşlandığı tepeler, stratejik noktalar ve intikal yolları gibi ayrıntılı bilgiler yer alıyordu. Şimdi bu tabloya; o günlerde peş peşe yaşanan bazı olayları hatırlatarak yeniden bakalım. Hatırlıyor musunuz geçen Temmuz’da iki üst düzey subayın birbiriyle yaptığı iddia edilen bir konuşma ortaya çıkmıştı. Bu konuşmada iddiaya göre biri üsteğmen diğeri yarbay iki havacı subay; teröristlerin korkulu rüyası olan insansız hava aracı Heronların düşürülmesinden bahsediyordu. Bu ülkenin ordusunun iki subayı, bu ülkenin ordusunun uçağını düşürmekten söz ediyordu. Niçin mi ? Bu uçaklar Pkk'lı teröristleri vurduğu için. Bu iki subay; Pkk'lı teröristler için “bizim adamlar” diyor ve kendi adamları yani teröristler çok kayıp verdiğinden Heronların düşürülmesi gerektiğini konuşuyorlardı. İşte 3 yıl önce; Türkiye o iki subayın, Heronların düşürülmesinden bahsettiği günlerde teröre çok ağır kayıplar veriyordu. MİT'in tespit ettiği bu ihanet konuşması Dağlıca baskınından 11 gün önce yani 10 Ekim 2007'de yapılmıştı. 21 Ekim 2007'de ise Dağlıca baskınında 13 askerimiz şehit olmuştu. Sadece Dağlıca mı ? Heronların düşürülmesinden bahsedilen konuşmanın yapıldığı 10 Ekim'den 3 gün önce 7 Ekim'de ise, Şırnak Gabar'da operasyondan dönen birliğimize saldıran teröristler yine 13 askerimizi şehit etmişti. Hatırlarsanız; Dağlıca'da teröristlerin gelişi ve karakola saldıracakları, olaydan 9 gün önce Jandarma İstihbarat raporuyla Genelkurmay dahil tüm birimlere bildirildiği halde, saldırının olacağını neredeyse bilmeyen duymayan kalmadığı halde askerlerimiz şehit olmuştu. Şimdi siz ne düşünürsünüz ? Pkk'lılara “bizim adamlar” diyen bir komutan, teröristler ölüyor diye Türk uçağının düşürülmesini istiyorsa ve diğer komutan da bu isteğe “bakarız çaresine” diye cevap veriyorsa; bu konuşmadan 3 gün önce ve 11 gün sonra iki büyük saldırı yaşanıyorsa ve iki saldırıda toplam 26 askerimiz şehit oluyorsa sizin kafanızda koskoca bir soru işareti oluşmaz mı ? Bu ihanetin yaşandığı tarihte İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanıydı ve skandal konuşmadan 18 gün sonra soruşturma başlattı. İki subayın ifadeleri alındıktan sonra soruşturma kapatıldı. Soruşturmayı yürüten ve kapattığı iddia edilen kişi de; yine TSK içindeki ihanet şebekeleriyle adı anıldığı belirtilen bir askeri savcı. Üstelik “Heronları düşürün” diyen üsteğmene, “çaresine bakarız” cevabını veren yarbayın, TSK içindeki İşçi Partisi oluşumu olan Karargah Evleri bağlantısı sebebiyle tutuklanıp daha sonra serbest kaldığı bilgisi var. 2007’de bu ihanet konuşması yaşandığında Kara Kuvvetleri Komutanı olan İlker Başbuğ, olayın ortaya çıktığı 2010’da Genelkurmay Başkanıydı. Ve Başbuğ; Heron ihanetini ortaya çıkarıp konuyu tartışanlara ‘kanı bozuk’ demişti. Şimdi tabloya bir daha bakalım. Dağlıca baskınını gerçekleştiren terörist hiçbir dirençle karşılaşmadık diyor. Baskında şehit düşen asteğmen günlüğüne "elimizi kolumuzu bağlı tutuyorlar, çıldırıyoruz" diye yazıyor. Terörist "heron görmedik" diyor heron ihaneti konuşması tam da o döneme denk geliyor. Üstelik bu ihanet konuşmasının öncesinde ve sonrasında peşpeşe baskınlar yapılıp askerlerimiz şehit ediliyor. Türkiye tam da o günlerde çok kritik bir süreçten geçiyor, terörist ise "amacımız gündemi değiştirmekti" diyor. Ergenekon sanıklarından ise teröristlerin işlerine yarayacak Dağlıca’nın fotoğrafları çıkıyor. Sizce bunlar normal mi ? Fotoğrafa biraz yukarıdan bakınca taşlar nasıl da yerine oturuyor değil mi ? [email protected] twitter.com/aabdulkadiroglu
05 Ocak 2011 19:26
DİĞER HABERLER