Dünyanın önde gelen ekonomi dergilerinden biri kabul edilen The Economist "Erdoğan'ın imajı ve Türkiye ekonomisi sarsıntıda" başlığıyla dikkat çeken bir yazı yayınla. Yorumda "Kemerler sıkılaştıkça Türklerin yüksek mevkilerdeki skandallara toleransı azaldı" dendi.
The Economist adlı haftalık derginin son sayısında yayınlanan Türkiye değerlendirmesinde AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sedat Peker’in ifşaatları ve Sezgin Baran Korkmaz’la olan ilişkilerinin ortaya çıkması sonrası, ekonomik krizle boğuşan Türk halkı nezdinde popülerliğini kaybetmeye başladığı belirtildi. Türk halkının eskiye nazaran iktidarın yolsuzluklarına karşı daha tepkili olduğu vurgulanan haber analizde özetle şu hususlara değinildi:
"ABD HAZİNESİNİ YÜZ MİLYONLARCA DOLAR DOLANDIRAN İŞADAMININ ERDOĞAN’LA FOTOĞRAFI VAR"
“Erdoğan’ın, Sedat Peker’in başlattığı fırtınanın sona ereceğini ummak için nedenleri vardı. Sosyal medyada yolsuzluk, uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ve iktidardaki AKP’nin üst düzey üyelerine yönelik cinayet suçlamalarını açıklayan Peker, 20 Haziran’da yeni video yüklemeyi geçici olarak durduracağını duyurdu. Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşadığı düşünülen mafya lideri, yerel yetkililerin kendisini suikast riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyardığını iddia etti.
Erdoğan’ın rahatlaması kısa sürdü. Peker’in ifşasından sadece bir gün sonra ABD Adalet Bakanlığı, Avusturya polisinin Türk işadamı Sezgin Baran Korkmaz’ı tutukladığını duyurdu. Bakanlık, Korkmaz’ı Türkiye ve Lüksemburg’daki hesaplar aracılığıyla bir dolandırıcılık planından elde edilen 133 milyon dolardan fazla geliri aklamakla suçluyor. İşadamının, Utah merkezli bir tarikatın iki üyesi ve bir yakıt şirketi sahibiyle, yenilenebilir yakıt vergisi kredileri için sahte iddialarda bulunarak ABD hazinesini yüz milyonlarca dolar dolandırdığı iddia ediliyor. Korkmaz ve şirketin parayı bir havayolu şirketine, Türkiye ve İsviçre’deki otellere, İstanbul’da denize sıfır bir mülke ve 46 metre uzunluğunda bir yat için harcadığı iddia ediliyor. Ayrıca Erdoğan ile bir ilişki geliştirmeye çalıştılar. Jacob Kingston, bir keresinde Türkiye cumhurbaşkanıyla bir etkinlikte fotoğraflandı.
"İKTİDARIN ÖNDE GELEN ŞAHSİYETLERİ KORKMAZ’IN OTELİNDE ÜCRETSİZ KALIYORDU"
Suçlamaları reddeden Korkmaz, şimdi Amerikalı savcılara bazı ilginç bilgiler verebilir. Peker, Türkiye’de de soruşturma altında olan Korkmaz’ın geçen yıl İçişleri Bakanı’nın bir ihbarı sayesinde ülkeden kaçtığını iddia ediyor. Peker ayrıca, aralarında Erdoğan’ın son başbakanı ve Türkiye’nin savunma-ihale dairesi başkanının yanı sıra hakimler, emniyet müdürleri ve hükümet yanlısı gazetecilerin de bulunduğu iktidarın önde gelen bazı şahsiyetlerinin, çoğunlukla Korkmaz’ın lüks otelinde ücretsiz kaldığını açıkladı.
Peker’in iddialarına ilişkin resmi bir soruşturma yürütülme ihtimali zayıf. Ancak Erdoğan skandalın etkilerini bir türlü bertaraf edemedi. Ekonomi iyi durumdayken yolsuzlukları sindiren AKP destekçileri, artan fiyatlar ve çökmekte olan bir para birimi kazançlarını yiyip bitirirken, bugün daha az bağışlayıcı davranıyorlar. Enflasyon oranı Haziran’da %17,5 ile iki yılın en yüksek seviyesine çıktı. Türk Lirası, son olarak Erdoğan’ın merkez bankasından faiz oranlarını düşürmesini istediğini söylemesinin ardından dolar karşısında yeni dip seviyelerine geriledi. Dünya Bankası, Covid-19 pandemisiyle birleşen ekonomik krizin yalnızca geçen yıl 1,6 milyon Türk’ü yoksulluğa ittiğini öne sürüyor.
Yıllardır ilk kez Erdoğan savunmasız görünüyor. Bir araştırma grubu olan Türkiye Raporu’nun yaptığı bir ankete göre, AKP’ye destek yirmi yıl önce kuruluşundan bu yana en düşük seviye olan %26’ya geriledi. Anketlere göre bugün cumhurbaşkanlığı seçimi yapılsaydı, Erdoğan üç ana potansiyel adaydan herhangi birine kaybedecekti. Türklerin yüzde 58’i ve ana muhalefet partileri bir an önce seçim istiyor.
Erdoğan da halkla bağını kaybediyor gibi görünüyor. Türk otokrat kısa süre önce devlet kurumlarına harcamaları dizginlemelerini ve mülk ve inşaat projelerini askıya almalarını emretti. (Cumhurbaşkanlığı makamı elbette hariç tutuldu.) Günler sonra, gazeteler, 640 milyon lira (74 milyon dolar) değerinde, yüzme havuzu ve Türk hilalini andıracak şekilde şekillendirilmiş bir plajı olan Akdeniz kıyısında Erdoğan için inşa edilmiş bir başkanlık sarayının görüntülerini yayınladı. Kendini hâlâ halktan biri ilan eden bir lider için bu pek de iyi bir görüntü değil."