TSK Afrin'de Suriye ordusu ile karşılaşırsa ne olur?

Reuters’ın önceki gün ortaya attığı “Suriye ve YPG anlaştı, Suriye ordusu Afrin’e girecek” haberinin bugün Suriye resmi haber ajansı Sana tarafından da doğrulanması ve Suriye devlet televizyonunun Afrin’den yayın yapması Türkiye’nin tepkisini çekti.
Önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, onun ardından da Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ henüz resmi olarak Şam yönetimi nezdinde bu haberlere ilişkin bir doğrulama görmediklerini söyleseler de Suriye’yi sert bir dille uyardılar.

Esat’ın danışmanı Türkiye’ye “işgalci” nitelemesinde bulundu

Buna karşılık, Rusya’nın başkenti Moskova’da bulunan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ın danışmanı Buseyna Şaban, Türkiye’yi Suriye topraklarında ‘işgalci’ olarak tanımladı.

Suriye resmi ajansı Sana, Şaban’ın Valdai Forumu’nda yaptığı konuşmayı şöyle haberleştirdi:

“Şaban, Erdoğan rejiminin dünyanın muhtelif devletlerinden gelen radikal teröristlere muhtelif tür destek temin edip Suriye ve halkına karşı salmasının ardından başarısız kaldıklarını idrak etmesiyle bu rejimin bizzat doğrudan Suriye’nin kuzeyine uluslararası kanunlara aykırı şekilde müdahale ettiğinin altını çizdi. Erdoğan rejiminin gerilimi azaltma bölgeleri anlaşmasını ihlallerini sürdürmesinin Astana sürecinde garantör diğer ülkeler arasında işbirliğini zorlaştırdığını vurgulayan Şaban, BM ve tüm uluslararası toplumun Erdoğan rejiminin Suriye topraklarını işgalini kınamaları gerektiğini ifade etti.”

Gürsel: Suriye ordusunun Afrin’e girmesi Tillerson’ın ziyaretinde mutabık kalınan Amerikan-Türk mekanizmasına cevaptır

Esat’ın danışmanının bu sözleri sarf ettiği konferansta İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un da bulunması Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Kadri Gürsel’in Afrin’le ilgili değerlendirmelerini akla getiriyor.

“Suriye ordusu Afrin’e girerse, Zeytin Dalı Operasyonu bildiğimiz şekliyle süremez ve İdlib’deki TSK unsurunu da içine alan çatışma riskleri artar” diyen Gürsel, “Suriye ordusu Afrin’e Rusya’dan onaysız giremez. Tillerson’ın ziyaretinde mutabık kalınan Amerikan-Türk mekanizmasına cevaptır. Oyun kurucu Rusya, Ankara’ya bu tercihin bir maliyeti olacağını hatırlatıyor. Hem de TSK İdlib’e girmişken, risk büyüktür” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan’ın “müzakere ve diplomasi” sözleri ne anlama geliyor?

Her ne kadar ABD Dışişleri Bakanı’nın Ankara ziyaretinde Gürsel’in deyimiyle “mutabık kalınan Amerikan-Türk mekanizması”nın ne olduğunu etraflıca izah etmese de Hükümet Sözcüsü Bozdağ, bugün “ABD ile 3 mekanizma kurulması kararlaştırılmıştır. İlk toplantı ABD'de yapılacak” diyerek dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP Ankara İl Kongresi’nde dile getirdiği “Türkiye samimi olarak gündemindeki meseleleri suhuletle, müzakereyle, diplomasiyle çözmekten yanadır. Yeter ki bizim önümüzde böyle bir alan açılsın” şeklindeki sözlere de bir miktar açıklık getirmiş oldu.

Doç. Özpek: Şam’a bağlı güçlerin Afrin’e gitmesi Rusya’nın Türkiye’ye verdiği bir ihtar

TOBB ETÜ İktisat ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek de Afrin’deki son gelişmeleri Erdoğan-Tillerson görüşmesi sonrası Rusların yaşadığı rahatsızlığın Afrin’deki yeni durumda belirleyici rol oynadığı kanaatinde.

Doçent Özpek, “Türkiye ile Rusya’nın ne konuştuğunu bilmiyoruz. Afrin hava sahası açılması için ne sözün verildiğini bilmiyoruz. Türkiye ile Rusya yakınlaşmasının kalıcı olması Türkiye’nin Batı ittifakından ayrılmasına bağlı. Aslında Moskova, Afrin operasyonu için Ankara’ya destek verirken Türkiye’nin ABD, AB ve NATO ilişkilerinin gerileceğini hesap ediyordu. Ama Rusların beklediği sert tepki Batı’dan gelmedi. Bu nedenle Moskova şöyle düşünmüş olmalı. Türkiye’yi yanıma çekemedim, Kürtleri de ABD’nin kucağına iyice ittim. Bir de gördü ki Türkiye’deki Esat nefreti bitmiyor. Rusya hiçbir şey kazanamadığını görürken Tillerson’ın son ziyareti bu duruma tuz biber ekti. Şam’a bağlı güçlerin Afrin’e gitmesinin önünün açılmasını Türkiye’ye Rusya tarafından verilen bir ihtar olarak görüyorum. Çünkü Şam asla Moskova’dan bağımsız hareket edemez” dedi.

TOBB ETÜ öğretim üyesi, Türkiye’nin Afrin’i YPG’den temizlemek konusundaki sözlerinin blöf olarak değerlendirenlerden değil. Doçent Özpek, YPG ile Şam yönetimi arasındaki ilişkilerinin birden artmasını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahadaki ilerleyişine bağlıyor.

Peki gerçekten Hükümet Sözcüsü Bozdağ’ın “Suriye rejiminin YPG'yi korumak için Afrin'e girmesi felakete yol açar. Harekat teröristler temizleninceye kadar devam edecektir” sözleri hayata geçerse, TSK Afrin’de Suriye ordusuyla çatışmaya girerse ne olur?

“Öncelikle Eylül 2017’de Türkiye, İran ve Rusya’nın üzerinde uzlaştığı Astana Mutabakatı’nın sona ermesi olur. İkincisi Türkiye ile Suriye’nin ilk doğrudan teması olur ki bu da Birleşmiş Milletler’in meşru müdafaa hakkını düzenleyen 51. Maddesi’nin ihlali anlamına gelir.”

CHP’li Yılmaz: Türkiye şeklen de olsa Esat ordusuyla karşılaşacaktır

Doçent Özpek’inkine benzer bir değerlendirme CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz’dan geldi.

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Yılmaz, “Bir taraftan Menbiç'ten ve Fırat'ın doğusundan PKK, YPG ve PYD unsurlarının, Esad'ın alanından geçip Afrin'e gittiğini biliyoruz, diğer taraftan da Esad'ın ordusunun Afrin kent merkezine girmesini ve buradaki PYD ve YPG unsurlarının kentten ayrılmasını ve kentin kontrolünü bunlara bırakmasını öngören bir plan üzerinde çalışıldığını biliyoruz. Böyle olması durumunda Türkiye artık Afrin'de şeklen de olsa Esat ve ordusuyla karşılaşacaktır” dedi.

Amerikanınsesi.com / Hilmi Hacaloğlu
20 Şubat 2018 13:24
DİĞER HABERLER