''18/5. madde ile karar alıp Genel Kurul’un atadığı yönetim kurulunu TMSF’nin keyfine bırakan BDDK Başkan Vekili Mutalip Ünal’ın yanı sıra 4 kurul üyesini ağır tazminat cezaları bekliyor.''
(...)
Tekrar edelim: BDDK ve TMSF’nin 3 Şubat’tan beri aldığı her karar hukuken yok hükmündedir. Buna istinaden adım atan her iki kurulun üyeleri ile Bank Asya’daki işgalci yönetimin suç dosyası hayli kabardı. SPK’dan bilanço için ek süre aldığı halde bir gün sonra (10 Mart) imzasız bilanço yayımlayan geçici yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali İslamoğlu, Bankacılık Kanunu 39. maddesi yürürlükte iken nasıl böyle bir adım atabildi? Yönetim kurulu üyelerinin imzalamadığı mali tabloların hukuki açıdan kıymeti yoktur. İslamoğlu, kredi taksitlerini bitirmeden Bank Asya’ya atandığı için muhtemelen o pürüzü gidermekle meşguldü. Kredi borcunu, TMSF tarafından atandıktan sonra kapattı. Bankacılık Kanunu’na göre bu kadarı bile imtiyazlı ortakların maruz kaldığı hukuk cinayetini ispata kâfi gelir.
BDDK da duysun. “Bankayı daha tanıma safhasındayız.” diyerek bilançoyu imzalamaktan imtina eden TMSF yöneticileri, nasıl oldu ise bölge müdürlerini, bazı genel müdür yardımcılarını değiştirecek kadar malumat sahibi imiş! Daha evvel performans kriterini yerine getiremediği için sözleşmesi feshedilen kişileri işe alıp idareci yaptılar. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Yahu önünüzdeki bilançoyu imzalamaktan aciz iken bölge müdürleri hakkında işten atma kararı verecek yetkinliğe ne vakit ulaştınız? Değil yönetici atamak, çaycı bile alamazsınız. Unvanınız: Ge–çi–ci yö–ne–tim. Hükümsüzsünüz. Ayrıca, banka levazımatçılığı yapanların yaşayan bir bankada ne işi var?
Bilançoyu imzalasanız bir türlü imzalamasanız başka türlü. İsmail Güler, birilerini ağır mesuliyetlerin altına itekleyip dursa da bilançoya imza atamadınız. Zira imza attığınızda 15 aydır zift medyasına servis ettiğiniz haberlerin yalan olduğunu kendiniz de tescil edeceksiniz. 10 Şubat’ta beslemelerinizin yaptığı ‘Banka imtiyazlı ortaklarına 3 ayda 3 milyar TL’ haberini kerhen tekzip ettiğinizde yediğiniz fırçaların izi hâlâ çehrenizde. Genel kurulu da bu yüzden toplayamıyorsunuz. Güler’den bahsederken Fenelon’un kifayetsiz muhterislere dâir fevkalade isabetli teşhisini hatırladım: İnsanların en bahtsızı, diğer insanları sefil etmek suretiyle mutlu olduğunu zannedendir.