Recep Tayyip Erdoğan'ın eski doktoru ve AKP eski Milletvekili Turhan Çömez, AKP’nin reklam ve halkla ilişkiler işlerini yapan Erol Olçok ile oğlu Abdullah Tayyip'in 15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü’nde öldürülmesiyle ilgili konuştu.
Erdoğan’ın eski doktoru ve 22. dönem AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip’in 15 Temmuz gecesi Boğaziçi Köprüsü’de öldürülmesiyle ilgili çok önemli açıklamalar yaptı. Erol Olçok’un eski eşi Nihal Olçok’la da görüştüğünü ve kendisinin izniyle konuştuklarını aktaracağının altını çizen Çömez, “Otopsi raporunu aldım. Hekim olarak söylüyorum; rahmetli Erol, tek kurşunla şehit edilmiş. Abdullah iki kurşunla şehit edilmiş. Ve kurşunların yurakıdan geldiği açıkça belli. Yani Nihal hanımın keskin nişancı iddiası gerçekçi.” ifadelerini kullandı.
Halk TV’de 1 Eylül’de yayınlanan Açıkça programından TR724’ün aktardığına göre Çömez; otopsi raporunu incelediğini ve her iki ismi öldüren kurşunların da yukarıdan geldiğini öne sürdü ve şöyle konuştu: “Raporda, ‘Kurşunların geldiği mesafeyi tespit edebilmemiz için Erol Olçok’un elbiselerini incelememiz gerekiyor’ denilmiş. Ancak mahkemede bu konu gündeme bile gelmemiş. Nihal hanım da eşini öldüren kurşunların askerlerin olduğu taraftan gelmediğini söylüyor, görüntüleri incelemiş.”
NİHAL OLÇOK: SİSTEME VE DEVLETE İNANCIM KALMADI
Çömez, “Nihal Olçok neden Sedat Peker’den yardım istedi?” sorusuna, “Programdan önce Nihal hanımla konuştum. ‘Neden böyle bir şey yaptın, neden Sedat Peker’e müracaat ettin, devlet kurumları gereğini yapamadı mı’ dedim. ‘Yoruldum, tükendim, umudum kalmadı’ dedi. ‘Artık sisteme ve devlete inancım kalmadı. Çare arıyorum. Kafamda onlarca soru var ve bunlara cevap bulamıyorum’ dedi.” cevabını verdi.
‘DEVLET ARTIK YÖNETİLMİYOR, SAVRULUYOR’
Çömez sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ünsal Ban da Sedat Peker’e müracaat etmiş. Ünsal Ban neden devlet kurumlarından medet ummaz da Sedat Peker’den medet umar. Çünkü artık devlet kurumları çalışmıyor. Çünkü devlet artık yönetilmiyor, savruluyor.
Bu konuşmamız esnasında Nihal hanım çok hayret ettiğim, üzüldüğüm şeyler söyledi. O akşamı (15 Temmuz) anlattı bana. AKP’nin reklam ve halkla ilişkiler işlerini yapan ve Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip 15 Temmuz gecesi Boğaz Köprüsü’nde öldürülmüştü.”
EROL OLÇOK NEDEN BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ’NE GİTTİ?
Nihal Olçok’un, “Erol bey çocuklarla beraber yemeğe gitmişti, darbe olayları basına yansıyınca çocuklarla beraber eve geldi ve büyük oğlumu alarak (Abdullah) çıktı. Kısıklı’ya gidiyordu. Fakat bir el onu Kısıklı’dan aldı, Boğaz Köprüsü’ne götürdü. Bana ‘Kısıklı’ya gideceğini söylemişti. Kafasında Boğaz Köprüsüne gitme fikri yoktu.” ifadelerini aktaran Çömez, şunları söyledi:
EROL OLÇOK O GECE KİMLERLE KONUŞTU?
“(Nihal Olçok’a) ‘Peki bu şüpheleri ne uyandırıyor sende’ diye sordum. ‘HTS kayıtları’ dedi. Boğaz Köprüsü’ne yaptığı seyahat boyuncaki bütün konuşmaları Nihal hanım incelemiş. Çok kısa konuşmalar var. 3-4 saniyelik. Fakat iki çok özel konuşma var. 3,5-4 dakika civarında. ‘Ancak bu konuşmaların kimlerle yapıldığını öğrenemedim’ dedi. Mahkemede de öğrenemiyor. Devlet böylesine önemli bir konuda bu hanımefendinin kafasındaki sorulara cevap verebilmesi lazım.”
‘ATEŞ ASKERLERDEN GELMEDİ, BAŞKA BİR YERDENE GELDİ’
İkinci bir şey daha söyledi. ‘Videoları inceledim’ dedi. ‘Erol, Boğaz köprüsünde bariyerlerin olduğu yerde askerlerin olduğu tarafı gidiyor, öfkeli bir şekilde askerlerle konuşuyor. Ama hiç bir askerden kendisine silahlı bir müdahale, bir tavır yok ve Erol o konuşmanın üzerine kalkıp halkın arasına gidiyor. Ben mesafeye baktım, yani Boğaz Köprüsü’nün ayaklarıyla Erol’un vurulduğu yerdeki mesafeye baktım. Rahatlıkla Boğaz Köprüsünün ayaklarından vurulabilecek bir mesafe. Bu ateş, bu çatışma orada bulunan askerlerden gelmedi, başka bir yerden geldi.’
CUMHURBAŞKANLIĞINDAN KİM ARADI, BİLİNMİYOR!
Nihal Olçok devam ediyor: “Rahmetli Erol ve Abdullah’ın acile götürüldüğü akşam kamera görüntülerini izledim. Maalesef Abdullah’ın hastane kurallarına uymayacak şekilde yattığını gördüm. Doktorla görüştüm. Doktor bana, ‘Daha Erol ve Abdullah acile gelmeden önce beni cumhurbaşkanlığından aradılar ve ‘Bu iki kişi çok önemli, bunların hayatlarını kurtarmak için elinden geleni yap.’ dediler.’ dedi.”
O gece Cumhurbaşkanlığı mı var? Başbakanın MİT müsteşarına ulaşamadığı, Cumhurbaşkanlığının tamamen fonksiyonunu kaybettiği, kaos ortamında kim doktoru aradı?
Nihal hanım bu doktorun mahkemeye çıkarılmasını istiyor. Ancak çıkartılmıyor.
TURHAN ÇÖMEZ: KURŞUNLARIN YUKARIDAN GELDİĞİ AÇIKÇA BELLİ
Turhan Çömez sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ve sonra ben otopsi raporunu aldım. Hekim olarak söylüyorum; rahmetli Erol, tek kurşunla şehit edilmiş. Abdullah iki kurşunla şehit edilmiş. Ve kurşunların yurakıdan geldiği açıkça belli. Yani Nihal hanımın keskin nişancı iddiası gerçekçi.
EROL OLÇOK’UN GİYSİLERİ MAHKEMEYE NEDEN GETİRİLMEDİ?
Sonra adli tıp raporunu satır satır okudum. Ne diyor biliyor musunuz adli tıp raporunda; Silahın atış mesafesinin ne olduğunun anlaşılması için bize Erol Olçok’un elbiselerinin getirilmesi ve onun üzerinde araştırma yapmamız lazım ki yakın atış mı uzak atış mı bilelim.
Döndüm Nihal hanıma, ‘bundan haberiniz var mı’ dedim. ‘Hayır, o konuda uzman olmadığım için gözümden kaçmış’ dedi. Rahmetli Erol’un elbiseleri istendi mi dedim, hayır dedi. Mahkemede bu konu gündeme geldi mi, hayır.”