Türk siyaseti “Rest… Jest” köprüsünde

Ankara’da tam anlamıyla baş döndüren bir trafik yaşanıyor. AKP’nin seçimleri kazanmak için MHP ile birlikte çevirdiği dolaplardan bahsetmiyorum.
MURAT ÇETİN

Ankara’da tam anlamıyla baş döndüren bir trafik yaşanıyor. AKP’nin seçimleri kazanmak için MHP ile birlikte çevirdiği dolaplardan bahsetmiyorum. O konularda artık ne kadar ileri gidebileceklerini kestirmek güç değil. Daha birkaç gün önce Anadolu insanı yine gözaltılarla cezaevlerine tıkılmaya başlandı. Korku imparatorlukları yıkılacak diye çok korkuyorlar. Korku sıvası artık tutmuyor ve bunun farkındalar ama ellerinde başka mazeret yok. Hani Çin gibi Kuzey Kore gibi dünyaya kapalı ülke olsak katliama da başlayacaklar…. Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulmün benzerini burada Cumhur ititfakı yapacak neredeyse. Hani büyük Akif’in ifadesiyle “Öz yurdunda garipsin öz yurdunda parya!” Kuşkusuz Akif bunu işgal kuvvetlerine karşı söylemişti ama şimdi kendi içimizdeki bu ülkeyi işgal ettiler, devlet denen sistemi çarçur ettiler. Siyasal İslam denen ucubenin bir ülkeyi nerelere de getirebileceğini gördük, görüyoruz ve sanıyorum daha da göreceğiz. Neyse AKP ve yandan çarklı MHP ve küçük çarklı BBP ve Vatan Partisi bileşenlerinin ülkeyi sürüklediği uçuruma ilişkin çok yazılar yazdık, yaşananlar da ortada zaten.

 “Başkentte baş döndüren bir trafik var” dedim…. Aynen öyle. 6’lı masa etrafında ve özellikle CHP ile İYİ Parti arasında perde arkasında yaşanan trafik acayip ve cidden takipte zorlanıyorsunuz… Millet İttifakı henüz Cumhurbaşkanı adayını belirlemedi. Adayım kim olacağı, bir veya iki aday mı çıkacağı konusunda bir netlik yok. CHP lideri Kılıçdaroğlu adaylığı istiyor ama İYİ Parti’yi aşamıyor. İyi Parti Lideri Meral Akşener, bu konuda önemli çıkışlarını gördük. Bunun kuşkusuz farklı nedenleri var. Ama anlaşılan o ki Meral hanım aynen 2018 yılında Abdullah Gül’ün adaylığına karşı direnç gösteren aynı ekibin ciddi baskısı altında.  İYİ Parti içindeki muhalif cephe ciddi şekilde hareketlenmeye başladı. Şimdilik isminden bahsetmeyeceğim ama bir İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın ifadesi ile söyleyeyim; Meral hanım ciddi baskı altında, özellikle parti içinden ve öyle görünüyor ki eğer CHP lideri Kılıçdaroğlu aday olursa veya İmamoğlu aday olursa parti içinde ciddi sarsıntılar olacak. Benzer bir durum da CHP için söz konusu. CHP’de önemli bir klik kesinlikle Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istiyor. Hem CHP hem de İYİ Parti’deki gelişmeleri iyi değerlendirmek gerekiyor.

 MHP lideri Bahçeli, 2018 seçimlerin öncesinde AKP ile seçim ortaklığı görüşmelerinde şöyle bir ifade kullanmıştı “Rest ile Jest arasında sadece bir haf farkı var…” Şimdi bu sözlerin CHP ve İYİ Parti için söylemek mümkün.  CHP ile İYİ Parti “rest…jest” denkleminde gidip geliyor.  Eğer bir dağılma söz konusu değilse bunda liderlerin Kılıçdaroğlu ve Akşener’in ciddi etkisi bulunuyor. Her iki lider bir yandan parti dışındaki bir yandan da parti içindeki baskılara karşı dik durmaya çalışıyor.

 İYİ Parti demiştik… Parti içinde Meral Akşener’e “aday olun” baskısı hala sürüyor. Gerçi Akşener aday olmayacağını her defasında söylüyor. Akşener’e “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olun” baskısında bulunan İYİ Partilileri iki kısımda değerlendirmek gerekiyor. Birinci kısım; İYİ Parti’nin oyunun seçimlere kadar yüzde 20’lere dayanacağını, Akşener’in de adaylığı hakettiği görüşünü savunuyorlar. Akşener’e Cumhurbaşkanı adayı olması için ısrarcı olan ikinci kısım ise sert milliyetçi söylemleri ile öne çıkan kesim. Parti içinde bu grubun sözcülüğünü Koray Aydın yapıyor. Bu milliyetçi ekip Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu’nun adaylığına istekli değil. 

CHP’de hem yönetim hem de parti teşkilatında adaylığına sıcak bakılan tek isim ülkücü kökenli olan Yavaş. Akşener’in Mayıs ve Haziran 2022’de Mansur Yavaş ile arka arkaya görüşmeler yapmasını parti içindeki ülkücü kesimin ısrarının bir sonucu olarak da görmek mümkün. Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu, kuruluşundan bu yana İYİ Parti’yi ülkücü çizgide tutmak için yoğun çaba harcayan iki isim. Aydın ve Ağıralioğlu, İYİ Parti’nin merkez sağ çizgiye kaymasına karşı çıkıyor. Akşener, kurulduğu günden (Ekim 2017) bu yana  İYİ Parti’nin ‘MHP’den ayrılanlar’ şeklinde değerlendirilmesini kabul etmiyor. İYİ Parti’yi AKP iktidarı döneminde boşalan merkez sağın partisi yapma kararlılığını sürdüren Akşener, İYİ Parti’nin MHP’ye katılması veya iki partinin birleşmesi fikirlerine de karşı çıkıyor. Aydın ve Ağıralioğlu, Akşener’in aksine İYİ Parti’nin ülkücü geleneğin bir partisi olduğunu savunuyorlar. Mart 2022’de İYİ Parti Başkanlık Divanı’nda Koray Aydın’ın yerini değiştiren Yavuz Ağıralioğlu’nu parti yönetiminin dışında bırakan Akşener bu operasyonla İYİ Parti’nin ‘merkez’ vurgusunu daha da güçlendirdi. Akşener ayrıca CHP’ye yönelik sert çıkışlarda bulunan Ağıralioğlu’nu görevden alarak ‘millet ittifakı’na verdiği önemi gösterdi.

 Her ne kadar CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bu iki ismin görevden alınması konusunda bir talebi olmadı ise de Akşener, özellikle Ağıralioğlu’nun politik duruşunun ileride CHP ve Millet İttifakı içinde sıkıntı oluşturacağını gördü. Akşener bunun için bir anlamda erken önlem aldı ve Aydın ile Ağıralioğlu’nun İYİ Parti’de daha etkisiz bir pozisyona getirdi. Akşener’in Koray Aydın ve Yavuz Ağırailioğlu’nu partide etkisizleştirme operasyonu (Mart 2022) üzerinden henüz 6 ay bile geçmedi. Aydın son dönemlerde kendisini öne çıkaran açıklamalarda bulunmuyor. Ağırailoğlu ise bir şekilde gündemde kalmaya çalışıyor. Nitekim Ağıralioğlu’nun 6 Ağustos 2022’deki, “Biz Müslüman olmayan Türk’e, Türk demiyoruz. Müslüman olmayan Kürde niçin Kürt diyelim? Niçin insan diyelim?” şeklindeki sözleri Akşener’i zor durumda bırakan bir açıklamadır.

 Akşener, seçimlere az bir zaman kala parti içinde hala önemli bir gücü bulunan bu isimlerle bir tartışmaya girmek istemiyor. Bu isimleri etkisizleştirse de Aydın, Ağırailoğlu ve Dervişoğlu’nun İYİ Parti teşkilatlarındaki ağırlığını çok iyi biliyor. Parti yönetiminin uyarısı sonrasında Ağıralioğlu’nun 7 Ağustos 2022’de “Siyasi çizgimiz belli. Türk-İslâm ülküsünün net ve duru ideallerine bağlı bir neferiyim” sözlerini geri adım olarak görmemek gerekir. Ağıralioğlu’nun özür dilemek yerine Türk milliyetçiliğin temel doktrinleri arasında olan Türk-İslam Ülküsü’ne bağlı olduğunu ifade etmesi geri adım atmadığının bir göstergesidir. 

 Seçim tarihinin açıklanması ve Cumhurbaşkanı adayının belirlenme çalışmaları ile birlikte Aydın, Ağıralioğlu ve Dervişoğlu daha çok gündemde yer alabilir. Aydın, Ağıralioğlu ve Dervişoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu’nun olmasına ciddi tepki göstermeleri  şaşırtıcı olmaz. İYİ Parti bu açıdan bir yol ayrımında.

 CHP’de de benzer bir durum var. CHP’de güçlü bir kesim var ki Kılıçdaroğlu’nun adaylığını ısrarla istiyor. CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ve Engin Altay, Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak, Muharrem Erkek, Faik Öztrak, Veli Ağbaba ve Oğuz Kaan Salıcı’nın yanı sıra Mehmet Bekaroğlu, Haluk Koç, Tekin Bingöl, Aydın Özer, Aysu Bankoğlu, Gamze Akkuş İlgezdi ve Gamze Taşçıer gibi partinin önde gelen isimleri Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerektiğini sürekli gündemde tutuyor. CHP’nin özellikle Alevi kökenli isimlerinden Genel başkan Yardımcısı Ali Öztunç, milletvekilleri Aveli Ağbaba, Onursal Adıgüzel, Ali Haydar Hakverdi, Gürsel Erol, Servet Ünsal, Nihat Yeşil ve Gamze İlgezdi, Alevi kimliği nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığını tarihi bir kırılma görüyorlar.  “Şuan Erdoğan’a karşı kim aday olursa kazanır” tezine dayanarak Alevi bir ismi Cumhurbaşkanlığı makamında görmek istiyorlar. Bu çok güçlü bir parti içi etnik motivasyon ancak topluma yönelik farklı bir söylem var. Kılıçdaroğlu etnik kimliği hiçbir biçimde gündemde tutulmuyor, politik söylemleri ve vaatlerine odaklı siyaset yürütülüyor.

 Bu konuda yazacak çok ayrıntı var ama şimdilik bu kadarla yetinelim. Ankara kaynıyor ve Türk siyaseti  “Rest…Jest “ köprüsünde….

 
20 Ekim 2022 13:52
DİĞER HABERLER