Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Hülagü:
-Bizim padişahlar teknolojiye açık insanlardı
-Demiryollarının dışa bağımlı yapılması ve dışarıdan
finansman bulunması da ister istemez iç politikada
dışa bağımlılığı getirmiştir
ÇANKIRI (A.A) - Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin
Hülagü, Bizim padişahlar teknolojiye açık insanlardı dedi.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilgiler Araştırma Kulübü tarafından
düzenlenen Hicaz Demiryolu konferansı 100. Yıl Kültür ve Sanat Merkezinde
Vali Yardımcısı Şerefnur Oktay, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ali İbrahim Savaş, öğretim görevlileri ve öğrencilerin katılımı ile
gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Hülagü, konferansta yaptığı konuşmada, demiryollarının Türk
tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Osmanlı padişahlarının teknolojiyi takip ettiğini kaydeden Hülagü, şöyle
konuştu:
Bizim padişahlarımızı nasıl bilirsiniz bilmiyorum ama, benim tanıdığım
tarafıyla teknolojiye açık insanlardır. Zaten Türk toplumuna bugün baktığımız
zaman teknolojiyle ne kadar iç içe olduğunu görürüz. Türkiye dünyadaki en çok
internet kullanan insana sahiptir. Dolayısıyla toplum olarak biz teknolojiye
açığız. Padişahlarda o şekildedir. Demiryolunun inşaatları gündeme geldiğinde
Demir yolunu alsak mı almasak mı- diye tartışılıyor. Sirkecideki garın yolu
yaptırılacak ama demiryolu Topkapı Sarayının bahçesinden geçmesi gerekiyor.
Sultan Abdülaziz diyor ki, memleketime demiryolu yapılsın da isterse sırtımdan
geçsin. Boşver geçin gidin diyor ve demiryolu hala oradan geçiyor. Dolayısıyla
bizim padişahlar teknolojiye açık insanlardı.
Osmanlı coğrafyasında ağırlıklı olarak Fransızlar, İngilizler ve
Almanların demiryolu yaptığını dile getiren Hülagü, Bunun sebebi teknolojisini
biz bilmiyoruz. Batıdan bize geldiği için onların teknolojisini kullanmak zorunda
kalmışız dedi.
Demiryollarının bazı politikalar çerçevesinde yapıldığını ifade eden Prof.
Dr. Hülagü, Demiryollarının finansmanını da iki şekilde sağlamışız. Bir kendi
cebimizden parasını ödeyerek yaptırdığımız demiryolları var. Hicaz demiryolu
gibi. Veya bütünüyle finansmanını da, inşaatını da batıya yaptırdığımız
demiryolları var. Demiryolları yapılırken de bir takım etkiler altında
kalınmıştır ifadelerini kullandı.
-Demiryolları dış borç yükü getirdi-
Demiryolları yapılırken alınan kredilerin iç politikayı da etkilediğini
kaydeden Hülagü, Demiryolları ister istemez bize bir dış borç yükü getirmiştir.
Çünkü finansman sıkıntımız olmuştur. Kredi almışız o da üzerimize ciddi bir yük
getirmiştir. Dolayısıyla demiryollarının dışa bağımlı yapılması ve dışarıdan
finansman bulunması da ister istemez iç politikada dışa bağımlılığı getirmiştir.
Dolayısıyla Osmanlı imparatorluğunun yıkılışında bu etkenleri de göz önünde
bulundurmak gerekiyor diye konuştu.
-Yabancı sermaye kullanmadan yapılan demiryolu
Demiryolu yapımında dış sermaye kullanımının yaygın olduğunu söyleyen
Hülagü, Yabancı sermaye kullanmadan yaptığımız tek demiryolu Hicaz
Demiryoludur. Osmanlı coğrafyasında yapılan bütün demiryollarında dış sermaye
kullanmışız, Hicaz hariç. Osmanlı demiryollarında genelde mühendisi, ustayı,
çırağı hep dışardan getirmişiz, Hicaz Demiryolu hariç. Hicaz Demiryolu kendine
özgü bir demiryolu. Yani mühendisler, çalışanları itibari ile sermayesi itibari
ile istisnai bir demiryolu. Tamamıyla bize has bir demiryolu olmuştur. Hicaz
demir yolu aslında Türk milletin neyi başarıp neyi başaramayacağını gösteren
önemli bir çalışmadır. Yokluğun, sıkıntının hat safhada olduğu bir dönemde hicaz
demir yolu ile çalışmalar yapmak, kimsenin inanmadığı bir atmosferde hicaz demir
yolunu gerçekleştirmek gerçekten büyük bir maharetti ifadelerini kullandı.
Muhabir: Ferhat Barulay-Özgür Alantor
Yayıncı: Ebubekir Gülüm