Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) raporuna göre Türkiye'de gazeteciler Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) rejiminin paletleri altında eziliyor. 

Uluslararası Basın Özgürlüğü Misyonu Raporu, 6-9 Ekim tarihleri arasında medya çalışanları, sivil toplum örgütleri, Adalet Bakanlığı ve denetleyici kurumların temsilcileri, milletvekilleri ile görüşülerek hazırlandı. 

IPI tarafından yayımlanan "Türkiyeli Gazeteciler Baskıların Kıskacında" başlıklı rapora göre denetleyici kurumların basını hedef alan eylemleri keskin bir artış¸ gösterdi. Gazeteciler fiziksel saldırılara maruz kalırken, sosyal medyada sınırlamalar arttı. 

Raporda bağımsız gazeteciliği ve daralan kamusal tartışma alanlarını daha da kısıtlayacak yeni bir kanunun kabul edildiği vurgulandı.

Raporda, gazetecilerin keyfi olarak gözaltına alınmaya ve gazetecilik faaliyetleri sebebiyle yıllarca cezaevlerinde tutulmaya devam edildiği kaydedildi. 

Libya’da hayatını kaybeden Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensuplarının ölümünü haberleştirdikleri gerekçesiyle 6 gazetecinin tutuklandığı hatırlatılan raporda, ‘terör örgütü propagandası’ tanımının gazetecilerin kriminalize edilmesi ve aleyhte dava açılması için kullanıldığına devam edildiğine yer verildi.

AKP rejimini eleştirenlerin cezalandırıldığına işaret edilen raporda, birçok basın ve yayın organının cezalara maruz kaldığı ifade edildi. 

İktidarın son aylarda basını susturmaya yönelik çabalarını genişlettiği kaydedilen raporda, "Partizan medya denetleyici kurumları harekete geçirildi." ifadeleri kullanıldı. Cezaevlerinde 77 gazetecinin (Gerçek sayı 200'ün üzerinde) bulunduğuna yer verilen raporda, "Türkiye, dünyanın en büyük gazeteci hapishanelerinden biri olmaya devam ediyor." tespitinde bulunuldu.

Enstitü, medya üzerine artan devlet hâkimiyetine bağlı olarak ağırlaşan basın özgürlüğü krizi, kamuya bağlı düzenleyici kurumların bağımsızlığını kaybetmesi ve özgür düşünce için geriye kalan alanları kısıtlamaya yönelik yeni bir sosyal medya kanunu konularında yetkilileri uyardı.

İktidarın son aylarda basını susturmaya yönelik çabalarını genişlettiğine değinilen raporda, şunlar kaydedildi: “Bir yandan sosyal medyada online sansürü arttıran yeni düzenlemeyi çıkardı ve partizan medya denetleyici kurumları harekete geçirdi. Bir yandan ise Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) hedef alarak yargı bağımsızlığına karşı yeni bir saldırı başlattı."

Raporda şu tespitlere yer verildi: "Muhafazakar Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) ortaya koyduğu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından desteklenen bu ‘yeniden yapılandırma’ önerisi, AYM’nin bağımsızlığını ortadan kaldırmakla açıkça tehdit etmektedir. Hükûmetin, yargı bağımsızlığındaki eksiklikleri araçlaştırarak basın üzerinde baskı yaratma çabaları göz önünde bulundurulduğunda, meselenin hassasiyeti anlaşılmaktadır."

Raporda, "Heyet, AYM’yi, alt mahkemelere emsal teşkil edebilecek pilot davalar belirlemeye ve AYM kararlarını görmezden gelerek hukukun üstünlüğünü tehdit eden alt mahkemelerle ilgili soruna çözüm üretmeye davet etti." denildi.