İsrail basınına sızan anlaşmaya göre, Türkiye normalleşme için öne sürdüğü üç şarttan sadece telefondan dilediği özürle yetinmek durumunda kalacak. Gazze ablukasının kaldırılması ve tazminat şartları aynıyla gerçekleşmeyecek.
Gazze Şeridi’ne insani yardım götürürken 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail askerlenin saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisinde 10 Türk hayatını kaybetmişti.
Türkiye, 10 Türk’ün katledildiği Mavi Marmara krizinden beri ilişkilerini askıya aldığı İsrail’le anlaştı. Yetkililerin Roma’da son halini verdiği anlaşmanın resmi olarak ilan edilmesi bugüne bırakılırken detaylar İsrail basınına sızdı.
Mağdurlar Türk mahkemelerine başvuramayacak
Ynet’in haberine göre kanlı Mavi Marmara baskınında rol alan İsrailli görevli ve yetkililer aleyhine Türk mahkemelerinde açılmış tüm yasal süreçler sonlandırılacak. Bu maddenin kesinleşmesi durumunda, Mavi Marmara’da hayatını kaybeden 10 kişinin yakınları, yaralılar ve diğer mağdurlara Türk mahkemelerinde hak arama ve sorumluların cezalandırılmasını talep etme kapısı kapanmış olacak.
İsrail ‘tazminat’ ödemeyecek, ‘yardım’ yapacak
Sızdırılan anlaşma maddeleri arasında İsrail’in Mavi Marmara katliamı sebebiyle resmen tazminat ödeyeceğine dair bir ifadenin yer almaması dikkat çekiyor. Bunun yerine 21 milyon doların bir Türk vakfına yardım olarak aktarılacağı ve bu vakfın da ölenlerin aileleriyle yaralılara bu miktarı paylaştıracağı belirtiliyor.
Gazze’ye yardımları İsrail kontrol edecek
Türkiye’nin normalleşme için istediği ‘Gazze ablukasının kaldırılması’ da anlaşmada yer almıyor. Buna mukabil Türkiye’nin göndereceği yardımların önce İsrail’in Aşdod Limanı’na indirilmesi, İsrail’in uygun bulması durumunda ise Gazze’ye gönderilmesi öngörülüyor.
Ancak İsrail, Türkiye’nin Gazze’de bir enerji santrali, deniz suyu arıtma tesisi ile hastane kurmasına izin verecek. Türkiye ayrıca 2014 yılından bu yana Gazze’de tutulduğu sanılan bir İsrail vatandaşı ile Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarından ölen iki askerin cenazelerinin ülkelerine dönmesi için ‘çaba harcama’ sözü verdi.
2010 yılında Mavi Marmara filosuna taşıdığı malzemeleri Aşdod Limanı’na indirmesi ve izin verilecek malzemelerin Gazze’ye aktarılması önerilmiş ancak reddedilmişti. Bunun üzerine İsrail gemiye uluslararası sularda kanlı bir baskın düzenlemişti.
Türkiye, İsrail’in aleyhine hareket etmeyecek
Sızan anlaşmaya göre İsrail ile Türkiye, diplomatik ve normalleştirilmiş ilişkileri yeniden kuracak. Karşılıklı olarak büyükelçiler atanacak ve devlet ziyaretleri yapılacak. İki taraf ayrıca NATO ve BM gibi uluslararası platformlarda birbirlerinin çıkarlarına zarar verecek tarzda hareket etmeme taahhüdünde bulunacak.
Hamas sınırdışı edilmiyor
Ynet sitesinin iddiasına göre Ankara, Hamas’ın İsrail aleyhindeki faaliyetler için Türkiye’de planlama yapmasını engelleyecek. Ancak Ankara, Hamas’ın ülkedeki yapılanmasını sınır dışı etmeyecek. Üç İsrailli gencin öldürülmesi eyleminden sorumlu olduğu iddia edilen Hamas’ın üst düzey isimlerinden Salah el Aruri’nin zaten Türkiye’de olmadığı ve Türk yetkililerin bu kişinin ülkeye dönmesine izin vermeyeceğini taahhüt ettiği de öne sürüldü.
İHH: Abluka kalkmıyor, resmileşiyor
İsrail ile Türkiye arasında anlaşmaya varıldığına dair haberler, Mavi Marmara yardım filosunu organize eden İHH İnsani Yardım Vakfı’nın tepkisini çekti. Resmi internet sitelerinden açıklama yapan kuruluş, anlaşmaya karşı olduklarını belirtirken madde madde sebepleri sıraladı.
Açıklamada, Gazze’ye gidecek yardımların İsrail’in Aşdod limanı üzerinden gönderilmesinin ablukayı hafifletmeyeceği, aksine bunun ablukanın Türkiye tarafından ‘resmi olarak tanınması’ anlamına geldiği savunuldu.
Mağdurların İsrailli yetkililer aleyhine açtığı davaların düşürüleceğine dair haberler de İHH tarafından tepkiyle karşılandı:“Yürütülen görüşmelerde Mavi Marmara davalarının telaffuz bile edilmemesi görüşündeyiz. Davaların düşürülmesi anlaşmanın gizli veya açık hiçbir şekilde parçası olmamalıdır.”
Gazze ablukasının kaldırılmasının sadece insani yardımın önünü açma değil aynı zamanda bir özgürlük meselesi olduğunun belirtildiği açıklamada ayrıca, İsrail’in geçmişte verdiği sözleri tutmadığına dikkat çekildi.