'NATO'dan çıkalım, AB'den vazgeçelim, İncirlik'i kapatalım' söylemleri ne kadar gerçekçi?
Efelenmelere bakıldığında; dilin kemiği de yok, mangalda kül kalmıyor...
"İncirlik Üssü'nü kapatırız"... "AB'den vazgeçeriz"...
Bunları duyunca, söyleyince ve tekrar tekrar ettikçe de adamın gönlü pek hoş oluyor doğrusu!.. Algıda gerçek ötesi dönemi de yaşadığımız için, araştırmadan, soruşturmadan, sorgulamadan her şeyi doğru kabul ediyoruz. Maalesef!..
Halan bir NATO ülkesi olarak İncirlik Üssü'nü kapatmak kolay mı?.. AB'den "Sen kimsin ya" deyip "Tak sepeti koluna herkes kendin yoluna"ya dönmek söylendiği gibi basit mi?..
Sahada, yaşanan Türkiye'de gerçeklere bakalım dilerseniz. Önce askeri açıdan...
NATO ülkesiyiz. Yüksek irtifada hava savunma sistemimiz yok. Her sıkıştığımız da yalvar yakar oluyoruz. Geliyorlar Patriot kuruyorlar. Adamlara reverans yapmaktan belimiz kırılıyor. Çin'le anlaşmıştık, yüksek irtifada savunma sistemimiz tamam diyorduk. Adamlar öyle bir sopaladılar ki, anlaşmayı iptal ettirdiler. Şimdi ne olduğunu bilen yok!..
İncirlik'te hali hazırda bulunan ve ABD tarafından modernize edildiği söylenen Rusya'ya karşı (denge unsuru) kurulmuş nükleer silahlar ne olacak?..
Meydanlarda, zevzek mevzek deyip, ABD'ye yapılan kahvehane usulü çakmalar pek hoş!.. Pekii!.. Yapılan ikili anlaşmalar neticesinde, halen Diyarbakır, Malatya, Konya gibi askeri havaalanlarımızdan inip kalkan ABD helikopterleri ve uçakları ne olacak?.. Ankara'daki koskoca Savunma İşbirliği ofisi ve karargahını nereye gömeceksiniz?.. Etimesgut'ta Kara Havacılık Okulu'ndaki ABD askeri uçak ve helikopterlerini nereye saklayacaksınız?.. Oradan eksik olmayan ABD'li generallerin adı Mahmut mu, Kamil mi oldu?..
Suriye'deki sınır ötesi operasyonlarımızın ardından ABD'nin bizim Genelkurmay karargahında görevlendirdiği ve gıkımızın çıkmadığı koordinasyon(!) subayını ne yapacağız?..
İncirlik'i kapatırız veya en hafifinden sınırlarız öyle mi?..
Hani zamane gençleri sosyal medya mesajlarında kullanıyorlar ya!. Gülücük..
Ahmet TAKAN / Yeniçağ