Erdoğan ve Putin'in Moskova'da gerçekleştirdiği görüşmeden 'S-400'lerle ilgili anlaşmanın devam edeceği' sonucu çıktı. Sözü edilen 'anlaşma'nın belirsizliğini bir yana koyarsak, ABD tarafının, F-35'lerle ilgili geçen hafta yaptığı basınca rağmen bu kararlılığın beyan edilmiş olması önemli. Ayrıca anlaşıldığı kadarıyla Rusya, 'diğer silah alımlarını' da gündeme getirerek ABD'nin kapatma blöfü yaptığı kapıya alternatif bir kapıyı Türkiye'ye açmış oldu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iki ülke arasındaki bir dizi işbirliği başlığının yanısıra geçtiğimiz günlerde ABD tarafının Türkiye'ye baskısını yoğunlaştırdığı S-400 füze savunma sistemleriyle ilgili konuyu da ele aldı. Zaten kimi değerlendirmelere göre, görüşmenin asıl güncel ve yakıcı başlığı buydu.
İki liderin konuyla ilgili açıklamaları esas olarak “sevkiyat anlaşmasının sürdüğü, anlaşmaya bağlı olunduğu” noktalarında yoğunlaştı. Bu haliyle sanki, en yakıcı konuda aslında hiçbir yeni gelişme olmamış hissi uyandı. Ancak mesele tam öyle değil.
AA: SORUN YOK DEVAM, TASS: PUTİN'İN ÖNCELİĞİ...
Anadolu Ajansı, konuyla ilgili bir haberine, “Putin, Erdoğan'la Türkiye'nin S-400 füze savunma sistemi teslimatı ve diğer silah alımlarıyla ilgili görüştüğünü söyledi” başlığını atarken, TASS “Putin, Türkiye'yle S-400 anlaşmasının uygulanmasını öncelik olarak tanımladı” ifadelerini kullanmayı tercih etti.
TASS'a göre, Putin Erdoğan'la görüşmesinin ardından yapılan basın toplantısında, Moskova'nın Ankara'ya S-400 sistemlerinin teslimatı konusunda adım atmaya karar verdiğini söyledi. Erdoğan da, Türkiye'nin Rusya füze sistemlerini satın alma planından vazgeçmeyeceğini vurguladı.
Özetle taraflar, nüanslar olsa da ABD'nin yarattığı basınç karşısında “geri adım atmadıklarını” bir kez daha beyan etmiş oldular.
ANLAŞMADA GERİ ADIM YOK YA İLERİ ADIM?
Ancak burada, “ileri adım” atıldığına dair bir belirsizlik de sürüyor. Türkiye Rusya'dan S-400'lerle ilgili teknolojik işbirliği ve ortak yatırım da talep ediyor ve bu konuda taraflar “temenni”ler dışında bir anlaşmaya varmış değil. Başka stratejik tercihler yapılmadan da varamazlar. Sıklıkla referans gösterilen “anlaşma”ysa, Erdoğan'ın Eylül 2017'de duyurduğu anlaşma ve Türkiye'nin S-400 sistemlerini satın alacağı ve bir ön ödeme yapacağı taahhüdünü içeriyor.
Bilindiği gibi Türkiye'nin S-400'lerle ilgili görüşmelere başladığına dair ilk haberler, Kasım 2016'da gündeme gelmişti. Bir yıla yakın süren görüşmelerin sonunda gündeme gelen bu anlaşmanın tam içeriğine dair net bir bilgiyi kimse ver(e)miyor. Çeşitli zamanlarda “imzaladık”, “geri dönüşü yok”, “anlaşmadan dönmeyiz” şeklinde referans gösterilen anlaşmayla ilgili uygulama adımları konusundaysa, Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın “S-400 sistemlerinin Ekim 2019'da konuşlandırılmaya başlanacağı” yönündeki açıklaması var.
BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKA MI, 'GÜNÜ KURTARALIM, BAKARIZ' AYMAZLIĞI MI?
Putin'in işbirliği toplantısının açılış konuşmasında yaptığı “anlaşmanın tamamlanması” vurgusu aslında Türkiye'ye yapılmış bir “hatırlatma”. Sevkiyatın başlamasıyla Türkiye, “bağımsız bir dış politika” falan değil, Rusya'yla stratejik askeri işbirliği yoluna girmiş olacak. Yani bu alanda ABD'ye değil Rusya'ya bağımlı hale gelecek.
Kısa vadeli bir değerlendirmeyle “blöf yapıyor” gibi değerlendirmelerle karşılansa da, stratejik olarak ABD'nin F-35 basıncı da, aslında, Türkiye'ye "ilerlediği yolun başka bir tercihe işaret ettiğini" hatırlatıyor.
Özetle taraflar önemli hatırlatmalar yapıyor ama “bağımsız ve ilkeli” bir yolda ilerlediğini iddia eden AKP devleti, alıştığı “günü kurtaralamı, zamanı gelince bakarız, şimdilik birinden aldığımız kozu ötekine gösterelim” tarzıyla diplomasisini yürütmeye devam ediyor.
PUTİN'E UMUT VEREN YÖNELİM
Erdoğan'la Putin görüşmesinde önemli olan bir diğer nokta, Putin'in “diğer silah alımlarıyla ilgili” görüştüklerini ve “Türkiye’ye modern Rus askeri teçhizatı sağlama konusunda da umut vaat eden bazı projelerin gündemde olduğunu” açıklamasıydı.
Rusya'nın geride kalan süreçte, ABD baskısı altında sıkıştığı zamanlarda Türkiye'ye F-35'lerin alternatifi olarak Sukhoi savaş uçaklarını önermişliği var. F-35 krizinin tavan yaptığı bir sırada gerçekleşen son görüşmede hangi “diğer silah alımları” konuşulduğu açıklanmadı ancak Putin'in uygun hatırlatmalarını sürdürdüğünü düşünebiliriz. Ve tekrar olacak, bunun topyekün ve stratejik bir işbirliği yoluna işaret ettiğini de…
Putin'in Sekizinci Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısını açarken yaptığı konuşmadan...
Rusya-Türkiye işbirliğinin enerji alanında stratejik bir eğilime dönüştünün altını çizmek isterim. Rusya Türkiye'nin en büyük doğalgaz tedarikçisidir. Geçen yıl 24 milyon m3 doğalgaz ihraç edildi. Bu ülkenin ihtiyaç duyduğu miktarın neredeyse yarısına yakınını oluşturuyor.
Askeri-teknoloji alanında işbirliğini güçlendirem konusunda, ülkelerimizin karşı karşıya olduğu ciddi görevler var.İlki ve en önemlisi, Türkiye'ye Triumf S-400 uçaksavar füze sistemlerinin tedariki için sözleşmenin tamamlanması üzerine görüşüyoruz.
Gündemde, Türkiye’ye modern Rus askeri teçhizatı sağlama konusunda da umut vaat eden bazı projelerimiz var.