Yaralıların tedavi gördüğü Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde gözyaşı, endişe ve öfke vardı. Saldırıda yeğeni yaralanan bir vatandaşın feryadı yürekleri dağladı: “Açılım, kaçılım yeter! Yeter! Yeğenime birşey olursa Türkiye’yi yakarım. Bu nasıl iştir ya! IŞİD köpekleri ile işbirliği yaptılar. Açık söyleyeceğim. Assınlar, beni kessinler. Yeter IŞİD köpekleri yeter!” Bir başka yaralı yakını ise “Masanın başında oturur paralel der, paralel der! TRT1 nerede?” diye sordu. Bunun üzerine bir başkası, “TRT 1 yok! Çünkü o onun kanalı.” ifadelerini kullandı.

İsmini vermek istemeyen bir havalimanı çalışanı, dehşet anlarını şöyle anlattı: “Havalimanına gelişte güvenlikler silahlı saldırganları tespit ediyor. Bu durum üzenine çatışma başlıyor. Daha sonra 2 terörist kendini patlatıyor. Arkadaşlarım hayatını kaybetti. Her taraf cesetti. Yerde yatan çocuklar ve turistler dehşet bir görüntüydü. Telefonlarımızı kapatıp ‘kimseyle konuşmayın’ dendi. Bir ay önce saldırı olacağı ihbarı geldiği aktarıldı. Güvenlik artırılmıştı. İlk kapıdan itibaren kemerlere varıncaya kadar aranıyordu. Apron kartlarımız ile yüzlerimiz girişlerde eşleştiriliyordu.”

Başbakan Binali Yıldırım, Atatürk Havalimanı’ndaki terör saldırısında güvenlik zaafiyeti olup olmadığıyla ilgili olarak, “Demek ki havaalanında fiziki kontrol, x-Ray kontrolü yetmez. Dışarıdan silah ile yapılacak herhangi bir saldırıya karşı belki ilave tedbirler hazır bulundurmak gerekiyor. Bu bağlamda havaalanlarımızın girişlerinde özellikle özel eğitilmiş güvenlik elamanlarımızın daha fazla mevcudiyetini artıracağız.” dedi.

 

Erzurumlu Murat Güllüce, Özbekistan’a gitmek üzere Atatürk Havalimanı’na geldi. İstanbul’da kuyumculuk yapan, daha sonra Özbekistan’da seracılıkla uğraşan Güllüce, umduğunu bulamayınca İstanbul’a dönüp bir otelin müdürlüğünü yapmaya başladı. Evli olan Güllüce’nin sosyal paylaşım sitesinde 4 kız çocuğu için ‘prenseslerim’ paylaşımı yürek burktu.