'Üçüncü köprünün bir telinin kopması için 4 tonluk güce ihtiyacı var'

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi, bin 408 metre uzunluğu ile dünyanın raylı sisteme sahip en uzun asma köprüsü olan 3. Boğaz Köprüsü'ne teknik gezi düzenledi. İnşaat mühendisliği açısından köprünün teknik özelliklerini aktaran Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü Asma Köprü Şefi İnşaat Mühendisi Cevat Alim, 3. Boğaz Köprüsü'nün asma ve eğik askılı köprülerin karışımı ile dizayn edilen hibrit bir köprü olduğunu ve dünyada bu büyüklükte yapılacak ilk köprü olacağını söyledi. Alim, "Kablolarımız 100 yıllık bir dayanıma sahip ve yorulmadan dolayı herhangi bir değişim beklenmiyor. 7 milimetre çapındaki değişik sayıdaki tellerin bir araya gelmesiyle oluşan 68 adet askı halatımız, 176 adet eğik askı kablomuz var. 52 milimetre çapındaki 7 adet telin bir araya gelmesiyle bir kablo büklümü oluşacak. Bunlardan 65 ile 151 adeti bir araya geldiğinde eğik askı kabloyu oluşturacak. Dünyada ilk defa bu kadar mukavemetli bir kablo kullanılıyor. İçindeki küçük bir telin kopması için 4 tonun üzerinde güce ihtiyacınız var." dedi.

İMO Bursa Şubesi üyeleri, 59 metre genişli ile dünyanın en geniş, deniz seviyesinden 329 metre yüksekliği ile de dünyanın en yüksek asma köprüsü olan 3. Boğaz Köprüsü'nün Garipçe Köyü'ndeki köprü ayaklarını inceledi. İMO Bursa Şubesi üyeleri, Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü Asma Köprü Şefi İnşaat Mühendisi Cevat Alim'in Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü ile ilgili yaptığı sunumla proje hakkında ayrıntılı bilgi aldı. Alim, köprünün 15 kilometre otoyol ve bağlantı yolu, 2 şeritli tren yolu, 8 şeritli karayolu kapasitesi ve estetiği ile dünyaya örnek bir proje olduğunu söyledi. Üzerinden geçecek olan raylı sistem ile köprünün Edirne'den İzmit'e kadar yolcu taşıyacağını kaydeden Alim, IC İçtaş-Astaldi-Chodai ve Yüksel Proje ortaklığı ile yapılan projenin hızla devam ettiğini söyledi.

Yapım aşaması da dahil olmak üzeren 10 yıl 2 ay 20 gün süre ile IC şirketine yap-işlet-devret modeliyle verildiğini anlatan Alim, şunları kaydetti: "Bin 408 metre uzunluğundaki köprünün en önemli özelliği taşıyıcı sisteminin dizaynı. Uzun açıklıklı köprüler asma köprü ve eğik askılı köprüler olarak ikiye ayrılıyor. 1. ve 2. Boğaz Köprülerimiz asma köprü olarak dizayn edildi. Haliç üzerindeki Metro Geçiş Köprüsü ise eğik askılı bir köprü. 3. Boğaz Köprüsü ise bu iki köprünün karışımı olacak. Hibrit köprü olarak tabir ediliyor. Yüksek rijitlikli asma köprü olarak yapıldı. Köprünün üzerinden hem hızlı tren hem de yük treni geçeceği için bu karışımın uygulandı. Asma köprüler hareketli yükler altında oldukça elastik davranırlar ve büyük deformasyonlar yaşanır. Biz klasik bir asma köprü yapsaydık yük treni geçişleri sırasında büyük deplasman ve deformasyonlarla karşılaşabilirdik. Bu deplasman ve deformasyonların azaltılması için rijitliği arttırılmış hibrit köprü tasarımı yapıldı. Bu eşsiz bir dizayn ve dünya da bu çapta ilk defa yapılacak hibrit bir köprü olacak. 3. Boğaz Köprüsü ve İzmit Körfez Geçişi tamamlandığında dünyadaki ilk 10 köprü içerisine Türkiye'den iki köprü yer alacak."

MİCHEL VİRLOGEUX KÖPRÜYE YENİ İNOVASYONLAR GETİRDİ

Köprü için bir günlük işletme kaybının 2 milyon dolar olacağını söyleyen Alim, 95 kilometrelik otoyol ve köprü geçiş ücretinin toplam 11 dolar olacağını vurguladı. Köprünün tasarımını gerçekleştiren Dr. Michel Virlogeux'un köprüye yeni inovasyonlar getirdiğini belirten Alim, bu sistemleri şöyle anlattı: "Dengelenmemiş kablo askılı köprü sistemi Michel Virlogeux'un köprüye getirdiği inovasyonlardan birisi. Ana açıklık ve tabliyemiz çelik. Yan açıklığımız betonarme. Ana açıklığımız bin 408 metre. Ankraj bloğundan ankraj bloğuna uzunluğumuz ise 2 bin 164 metre. 22 adet ana açıklıkta 22 adet kenar açıklıkta kablomuz bulunuyor. Köprümüzün özel bir durumu var. 17 kablo betonarme tabliye üstüne ve ana açıklığa bağlı. Bunlar da birbirlerini dengeliyor. Ama kenar açıklıktaki son 5 kablomuz rijit yaklaşım plağına bağlanmış durumda. Böylece üzerindeki kuvveti zemine aktarıyor. Ana açıklıkta dengelenemeyen 5 kablo tabliyeyi sürekli gergin halinde tutuyor. İp cambazının ipi gibi gergin hale getiriyor. Böylelikle tabliyenin rijitliği bir kademe daha arttırılmış oluyor. 5 kablonun getirmesi gereken kuvvetler kule bölgesine aktarılamadığı için de kule bölgesindeki basınçta azalma meydana geliyor. Basıncın azalması betonarme kesitlerin ezilmesini, çelik kesitleri burkulmasını önlüyor."

BİR TELİN KOPMASI İÇİN 4 TON GÜCE İHTİYAÇ VAR

Köprünün kablo özelliklerinden de bahseden Alim, şunları kaydetti: "Kablolarımız 100 yıllık bir dayanıma sahip ve yorulmadan dolayı herhangi bir değişim beklenmiyor. 3 tip ana kablomuz var. Ana kabloda 5.4 milimetre çapındaki 127 adet tel birleştiğinde bir kablo büklümünü bir araya getirecek. Ana açıklıktaki 113 ve yan açıklıktaki 122 büklüm bir araya geldiğinde başka bir ana kabloyu meydana getirmiş olacak. 7 milimetre çapındaki değişik sayıdaki tellerin bir araya gelmesiyle oluşan 68 adet askı halatımız, 176 adet eğik askı kablomuz var. 52 milimetre çapındaki 7 adet telin bir araya gelmesiyle bir kablo büklümü oluşacak. Bunlardan 65 ile 151 adeti bir araya geldiğinde eğik askı kabloyu oluşturacak. Dünyada ilk defa bu kadar mukavemetli bir kablo kullanılıyor. İçindeki küçük bir telin kopması için 4 tonun üzerinde güce ihtiyacınız var. Tüm telleri uç uca eklesek 124 bin 832 kilometre yol kat etmiş oluruz. Bu da dünyanın etrafını 3 kez dolaşmak anlamına geliyor. Kabloların gerçek bir çekme dayanımı var. Ayrıca firmanın garanti ettiği bin 960 megapascal mukavemet var. Bu gerçek mukavemetin yüzde 5 altındadır. En olumsuz koşullara göre hesaplar yapıldığında kablolar yüzde 45 kapasite ile çalışıyor. Ama kablolar iki kat emniyetli olarak hesaplanıyor. Bir yük treni 3 bin 200 tondur, 3. Boğaz Köprüsü iki yük treninin aynı anda geçebileceği düşünülerek yapılmıştır."

RÜZGAR BİZE EN ÇOK ZAMAN KAYBETTİREN FAKTÖR

Köprünün beton dayanımının C50 olduğuna dikkat çeken Cevat Alim, basınç dayanımının ise testlerde 70 megapascal olduğuna vurgu yaptı. Alim, deprem faktörünün 3. Boğaz Köprüsü'nün tasarımında ana faktör olmadığına dikkat çekerek, "En önemli faktörümüz rüzgar. Köprü sert rüzgarların estiği bir bölgede. Uygulama sırasında bize en çok zaman kaybettiren rüzgar oldu. Kabloların çekimini sert rüzgarların estiği dönemlerde gerçekleştiremedik. Son 40 yılda İstanbul'da kaydedilen en yüksek rüzgar hızı saate 130 kilometre. Köprü ise saate 170 kilometre rüzgara dayanabilecek bir güce sahip." dedi. CİHAN
14 Haziran 2015 13:57
DİĞER HABERLER