SAMANYOLUHABER.COM MOSKOVA

Kiev yönetimi, 2025 yılı itibarıyla Rus gazının ülke topraklarından geçişini durdurmayı planlıyor. Ama buna mukabil Orta Asya ve Azerbaycan’dan Avrupa’ya gaz tedarikinde önemli bir rol oynamayı hedefliyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky de Temmuz ayında Azerbaycan’dan Avrupa Birliği’ne gaz tedariki konusunda müzakereler yürüttüğünü doğruladı.

Uygun lojistik, talep ve sözleşmeler olursa

Cumhurbaşkanı Zelensky’nin danışmanı Mikhail Podolyak, Kiev’in 2025’ten itibaren Rus gazının Ukrayna topraklarından geçişini durduracağını ancak Kazakistan ve Azerbaycan gibi Orta Asya ülkelerinden Avrupa’ya gaz taşımaya hazır olduğunu açıkladı.
Podolyak, “uygun lojistik, talep ve sözleşmeler” olması halinde Ukrayna’nın transit rolünü sürdürebileceğini belirtti.

Bu açıklama, Ukrayna’nın enerji stratejisinde önemli bir değişikliğin sinyallerini veriyor. Rusya’nın gaz ihracatına bağımlılığı azaltmayı hedefleyen Kiev, Avrupa’ya alternatif enerji tedarik yolları sunarak stratejik bir pozisyon elde etmeyi planlıyor.

Ukrayna’nın bu girişimi, sadece enerji güvenliği açısından değil, aynı zamanda Rusya’nın enerji piyasasındaki etkisini azaltma çabalarının bir parçası olarak da değerlendiriliyor. Kiev, bu adımla Avrupa’nın enerji tedarikinde çeşitlendirme sağlamayı ve bölgedeki enerji bağımlılığını kırmayı hedefliyor.

Ukrayna’nın 2024 sonunda süresi dolacak olan mevcut gaz transit sözleşmesini yenilememe kararı, Avrupa’da enerji tedarik güvenliği konusunda endişelere yol açtı. Moskova ile Kiev arasında 2019 yılında imzalanan bu anlaşma, Rus gazının Avrupa’ya Ukrayna üzerinden taşınmasını sağlıyordu. Ancak, Ukrayna’nın bu sözleşmeyi uzatmama kararı, özellikle Avrupa’nın doğu ve orta kesimlerinde enerji arzında potansiyel aksamalara neden olabilir.

Rusya, alternatif gaz tedarik rotaları olduğunu belirtse de, Ukrayna üzerinden geçen mevcut transit hattının kapatılması Avrupa’daki tüketiciler için zorluklar yaratabilir. Özellikle Nord Stream boru hattının devre dışı kalması ve Yamal-Avrupa hattındaki belirsizlikler, Avrupa’nın enerji güvenliği üzerindeki baskıyı artırıyor.