"Çok Acele" ibaresiyle mahkemeye gönderilen yazıda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, üçüncü kişilerin villaların bulunduğu alana sokulmamasını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman ailesiyle tatilini geçirdiği Urla’daki kaçak ve ruhsatsız villaların bulunduğu bölgenin, yapılaşmaya açılabilmesi için sit derecesi değiştirilmişti. Oda ve bazı sivil toplum kuruluşları, 1. derece olan sit alanının 3. dereye indirilmesinin hukuksuz ve kişiye özel olduğunu iddia ederek dava açmıştı. Davanın görüldüğü İzmir 2. İdare Mahkemesi de bölgede keşif kararı almıştı. Mahkeme üyeleri, bilirkişiler, davacı oda başkanları ve davacı tarafın avukatlarının katılımıyla dün bölgede keşif yapıldı. Olağanüstü güvenlik önleminin alındığı bölgeye, keşif listesinde bulunanların dışında hiç kimse yaklaştırılmadı. Villaların bulunduğu koya giden yaklaşık 3 kilometrelik yolun girişi, jandarma tarafından kapatıldı. Yasağın altından, kısa bir süre önce il genelinde basın açıklamasını yasaklayan İzmir Valiliği çıktı. Vali adına İzmir 2. İdare Mahkemesi’ne, "Çok Acele" ibaresiyle yazı gönderen Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Akif Kahya, 19 Mart’ta bakanlıkları adına açılan davada keşifli bilirkişi incelemesi yapılacağını belirterek mahkemeden, davalara müdahil olmayan üçüncü kişilerin, davaya konu alana girişinin engellenmesini talep etti. Mahkeme de talebi uygun bularak yasağı uyguladı. Üçüncü kişiler değil keşif yapılan alana, 3 kilometre mesafesine bile yaklaştırılmadı.

Keşif alanında Robokoplar ve jandamaların olduğunu belirten, keşfe katılan avukatlardan Şehrazat Mercan, bu durumun olağanüstü olduğunu belirterek, "Bu olağanüstü bir keşif, normal bir keşif değil. Biz avukat arkadaşlar olarak hiçbirimiz böyle bir keşif görmemiştik." dedi. Türkiye Barolar Birliği adına keşfe katılan Av. Ali Arabacı da keşifte yaşananların olağanüstü olduğunu ve hukukun en iki temel ilkesinin ihlal edildiğine şahit olduklarını söyledi. Av. Arabacı, "Birincisi, kanun önündeki eşitlik kuralı ihlal edildi. Hiçbir vatandaşa ait davanın keşfi, bu kadar güvenlik önlemiyle yapılmaz. Güvenlik önlemiyle yapılması için gerçekten tehlikenin varlığı gerekir. Oysa bizim tehlike oluşturacak, üzerimizde en küçük bir şey yok, sadece avukatlık yapıyoruz. İkincisi, aleniyet kuralı. Bütün davalar herkese açıktır. Aleniyet kuralını ihlal etmeye, mahkemelerin bile hakkı yoktur. Bunun ancak aksi kararlaştırılacaksa gizlilik kararı verilmesi gerekir, bunun koşulları da mevcut değil. Hukukun iki temel kuralı, ağır şekilde ihlal edildi. Yargıyla yürütme arasındaki hukukun bağımsızlığını ortaya kaldırmaya yönelik işbirliğini ne yazık ki burada gözlemledik." diyerek tepkisini ifade etti.



(CİHAN)