Makul şüpheyle yapılan hukuksuz operasyonlarda masum insanların yaşına, cinsiyetine veya ailevi durumuna bakılmadan tutuklamalar yapılmaya devam ediyor. Bebeği olan anneler, yaşlı kadınlar ve adamlar, ağır hasta kişiler sorgusuz sualsiz haksız gerekçelerle cezaevinde ölüme terk ediliyor. Mahkûmiyet almış yani cezası kesinleşmiş ama ağır hasta olan mahkûmlar bile serbest bırakılırken cemaat soruşturmasından hakkında kesinleşmiş karar bulunmayan hasta, yaşlı veya hamile olan tutuklular cezaevlerinde ağır şartlar altında yaşamaya zorlanıyor.

Gaziantep Cezaevi’nde kalan tutuklular da ülkede adaletin geldiği noktayı özetler nitelikte bulunuyor. 15 Temmuz’dan önce cemaat soruşturması nedeniyle tutuklanan kadınların sayısı artarak 285’e ulaştı.

Daha önceden CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin Adalet Bakanlığı’na soru önergesi olarak sorduğu ve aldığı cevapta 668 bebek veya çocuğun annesi ile birlikte cezaevinde kaldığı öğrenilmişti. Gaziantep Cezaevi’nde de 6 çocuk annesiyle birlikte cezaevinde kaldığı belirtildi. Ayrıca aynı cezaevinde doğum yapan veya doğum yaptıktan sonra cezaevine konulan anne sayısının da 6 olduğu ifade edildi.

Son zamanlarda sosyal medya ve diğer yayın kuruluşlarında yer alan hasta tutukluların tedavi edilmemesi ve serbest bırakılmaması haberleri vicdanları yaralıyordu. Hatta bu hastalardan ölenlerin de olması soykırım suçunun işlendiği endişelerini oluşturuyordu. Gaziantep Cezaevi’nde de ağır hastalık problemi olan 69 kişinin bulunduğu tespit edildi.

Ülkemizde cezaevlerinde psikolojik ve fiziki işkencenin bulunduğu hem ulusal hem de uluslararası kuruluşlar tarafından raporlarla gözler önüne serilmişti. Gaziantep Cezaevi’nde de işkenceye maruz kaldığı iddia edilen 213 kişi bulunuyor. Bu tutukluların gerekli mercilere müracaat ettikleri halde OHAL nedeniyle hiçbir olumlu geri dönüş alamamaktan şikâyetçi oldukları belirtildi.