DW Türkçe’nin haberine göre, Sosyal Demokrat Partili (SPD) Weil, “Kesin olan şu ki, karar ne yönde olursa olsun ekonomik bir karar olacak, siyasi bir ifade değil” diye konuştu. Weil, kararın bir sonraki ya da ondan sonraki Teftiş Kurulu toplantısında verilebileceğini belirterek seçimin sonbahara sarkabileceği mesajını verdi.

 

Fabrikanın Türkiye’de kurulmasına karşı olanlar, ülkedeki insan hakları durumuna dikkat çekiyordu. Volkswagen’in merkezinin bulunduğu Aşağı Saksonya eyaletinin Başbakanı Weil ise “Türkiye’deki demokratlara Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzünden ülkenin tümden devre dışı bırakıldığı izlenimi verilmemesi” uyarısında bulunmuştu.

Son olarak Alman kamu yayıncılık kuruluşu ARD, Alman hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberde Passat, Skoda ve Seat modellerinin üretileceği yeni fabrika için Manisa’da karar kılındığını, Erdoğan’ın VW’nin tüm taleplerini karşılayarak devlet güvencesi verdiğini bildirmişti. Ayrıca Türkiye’nin makam aracı olarak üretilen Passat modellerinden alma garantisi verdiği iddiaları gündeme gelmişti.

Almanya’nın önde gelen otomobil sektörü uzmanlarından Prof. Dr. Ferdinand Dudenhöffer de Volkswagen’ın Türkiye’den yana karar aldığı yönündeki haberlere kuşkuyla yaklaşıyor. Dudenhöffer, Türkiye’nin avantajlarının yanı sıra dezavantajlarının da bulunduğuna dikkat çekerek Bulgaristan’dan yana bir seçimin de söz konusu olabileceğini belirtti.

Türkiye’nin coğrafi konumu, altyapısı, nitelikli işgücü, otomotivdeki deneyimi ve yedek parça ağının büyük avantaj sağladığını kaydeden Duisburg-Essen Üniversitesi Profesörü Dudenhöffer, “Ancak otomobil üreticileri uzun vadeli kararlar almaya çalışır. Bir fabrika kurulacaksa bunlar 15-20 yıllık bir dönemi kapsayan kararlardır. Türkiye’de ekonomi zor bir durumda. Otomobil piyasası çöktü. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda AB üyeliği pek olası görünmüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminde uluslararası bağlantılar çok güçlü değil. Siyasi belirsizlikler Türkiye için dezavantaj” diye konuştu.

Fabrikanın nereye kurulacağı konusundaki kararda VW Teftiş Kurulu, sendikalar ve iş yeri temsilciliğinin de ağırlıklı rol oynayacağını ve bunun Türkiye için dezavantaj anlamına gelebileceğini belirten Dudenhöffer, “Ben mevcut duruma bakıldığında Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda önemli iyileşmeler olacağını öngöremiyorum. Bunun VW’de ve Teftiş Kurulunda da detaylı bir şekilde tartışıldığını düşünüyorum. Erdoğan faktörü ve Erdoğan’la Batı arasındaki sorunlar VW’nin Bulgaristan’a yönelmesine yol açabilir” görüşünü dile getirdi.