Washington Post, Türkiye ile Rusya arasındaki İdlib anlaşmasının detaylarını yazdı

Erin Cunningham, Washington Post’ta yayınlanan makalesinde Rusya ve Türkiye’nin İdlib’i “askerden arındırılmış bölge” ilan etme kararını ele aldı. Soner Çağaptay’ın görüşüne yer verilen makalede, Rusya’nın saldırıyı geciktirmeyi kabul etmesinin “Türkiye için bir başarı” olduğu ama bunun sebebinin ABD’nin Suriye politikasındaki değişiklik olduğu vurgulandı.


Rusya ve Türkiye Suriye’de isyancıların elindeki İdlib ile ilgili potansiyel bir krizi önleyerek, şehirde Suriye hükümeti güçleriyle isyancıları birbirinden ayırıp bir çatışmanın başlamasını engelleyecek “askerden arındırılmış bölge” oluşturacaklarını açıkladı.

Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak basın toplantısında açıklanan karar, Suriye’nin son büyük muhalefet yerleşimine yönelik bir saldırının insani bir felakete yol açacağı yönündeki haftalar süren spekülasyonların ardından geldi.

BM’nin verilerine göre Suriye’nin kuzeybatısında, Türkiye sınırında bulunan İdlib’de binlerce isyancı savaşçıyla 3 milyon sivil bulunuyor. Yardım örgütleri Suriye ve Rus güçlerinin saldırısının büyük çaplı bir katliam ve binlerce insanın yerinden edilmesine yol açmasından korkuyor.

Uluslararası Kurtarma Komitesi’nin Suriye direktörü Lorraine Bramwell, Pazartesi günkü açıklamada “İdlim halkı yaklaşan bir taarruz yüzleşme ihtimallerinin daha az olduğunu bilerek bu gece daha kolay yataklarına yatacak” dedi, “Bu diplomasi için bir kazançtır ve Suriye’nin bu krizi çözmesi için daha fazlasına ihtiyacı var”.
Anlaşmanın detayları açıklanmadı.

Ama Putin, 12 mil uzunluğundaki bölgenin 15 Ekim’e kadar oluşturulacağını söyledi. İki lider de bölgenin ağır silahlar ve El Kaide bağlantılı militanlar gibi huzursuzluğa sebep veren unsurlardan temizleneceğini söyledi. Bölgede ayrıca Türk ve Rus güçleri devriye gezecek.

2011’deki ayaklanmanın başlangıcından beri yüzbinlerce Suriyeli öldürüldü, ülke dünya güçleri arasında bölündü. Suriye Başkanı Beşar Esad’ın müttefiki olan Rusya isyanı bastırmaya yardım etti. Türkiye ise muhalefet unsurlarını destekledi.

Putin, Suriye hükümetinin Pazartesi günü açıklanan planı desteklediğini söyledi.
Soçi’de gazetecilere konuşan Erdoğan “Suriye muhalefetinin kontrolündeki bölgenin askerden arınması gerekiyor” dedi, “Ama Rusya ile birlikte bu bölgeleri radikal unsurlardan temizleyeceğiz”.

SANA’nın haberine göre anlaşmanın açıklanmasından saatler sonra İsrail’den ateş edildiği tahmin edilen füzeler Lazkiye yakınındaki Suriye devletinin elindeki fabrikayı vurdu.

Birçok büyük patlama görüntüsü sosyal medyada yayınlandı ve SANA hedefin Technical Industries olduğunu, Suriye hava savunmasının denizden ateşlenen “düşmanca füzelerin” bazılarını yakaladığını yazdı.
Eğer teyit edilirse bu iki gün içinde Suriyeli hedeflere yönelik ikinci İsrail saldırısı olacak.

Her ne kadar İsrail, Suriye’ye yönelik bu saldırıları reddetse de ülke liderleri, İsrail'in İran’ın ve Hizbullah’ın genişlemesini engellemek için Suriye ve Lübnan'a saldırı düzenleme hakkını saklı tuttuğunu ileri sürdü.

İdlib hem Türkiye hem de Rusya için stratejik öneme sahip. Rusya, Suriye muhalefetini saf dışı etmek, Suriye hükümetinin bölgesini geri almaya yardım etmek, Avrupalı güçlerin ve diğerlerinin ülkeyi yeniden inşa etmeye ikna etmek istiyor. BM ve Suriye’deki müttefikleri ülkenin geleceğine karar verirken, Türkiye’nin de görüşme masasındaki yeri için Suriye’de bir tutunma noktasına ihtiyacı var. Türkiye ayrıca kendi sınırlarına mülteci akınını da önlemek istiyor.

Yine de Türkiye ve Rusya’nın isyancı savaşçıları ağır silahları bırakmaya nasıl ikna edecekleri hala net değil. Suriyeli muhalifler Rusya’nın Esad’a desteğinden hoşlanmıyor.

Plan ayrıca Türkiye’nin İslamcı militanları def etme ya da ağır şekilde izole etmesini de gerektiriyor. Bu yılın başında Türkiye, Rusya ve İran ile birlikte “gerilim düşürme bölgesi” ilan ettiği İdlib’e asker ve askeri ekipman göndermişti. Diğer üç gerilim düşürme bölgesiyle Suriye hükümetince geri alındı.

Ancak İdlib'de 12 gözlem görevini sürdüren Türkiye, birçoğu eski El Kaide üyesi olan Hayat Tahrir el-Şam'a ait olan aşırılıkçılarla doğrudan bir çatışmadan kaçındı. Bunun yerine İdlib’deki isyancılar için Türkiye alternatif bir çatı örgütü “Ulusal Kurtuluş Cephesi”ni (UKC) oluşturdu.

Analistler, Türk yetkililerin, bazı ılımlı İslamcı militanların daha ılımlı UKC'ye katılmalarını istediğini söylüyor.
Brüksel’deki Uluslararası Kriz Grubu’ndan Sam Heller “Şu anda ya da daha sonra Hayat Tahrir el-Şam aleyhinde başlatılan bir saldırı muhtemelen kuzeybatıda istikrarsızlığa, kanlı ve belki de sonuçsuz bir çatışmaya, potansiyel olarak da Türkiye içinde misilleme saldırılarına yol açacaktır”.

“Bu yüzden Türkler, statükoya yakın bir yönetim için bu kadar ısrarcılar” diyen Heller, Türkiye’nin bazı aşırı radikallere “güvenli çıkış” verebileceğini ekledi, “Çok zor bir pozisyondalar”.

Türkiye'nin bir kutu içinde yer almasına rağmen, bazı analistler Erdoğan'ın aslında Avrupa ve ABD tarafından desteklendiğini söyledi.

Ancak, Türkiye’nin sıkışmış görünmesine rağmen bazı analistler Erdoğan'ın aslında Avrupa ve ABD’nin desteğini aldığını söyledi. Bir başka göç krizinden de korkan Avrupa, Trump yönetimine, hükümet güçlerinin İdlib’de kimyasal silahlar kullanmasına sert bir karşılık vereceğine söz verdi. ABD geçtiğimiz günlerde, yıl sonuna kadar Suriye'deki birliklerini çekeceğine dair bir açıklamasından geri adım attı.
Dışişleri Bakanlığı’nın yeni Suriye elçisi James Jeffrey, bunun yerine ABD güçlerinin Suriye’de İran’ı itmeye devam edeceğini söyledi.

Washington Enstitüsü Yakın Doğu Politikası’ndaki Türk Araştırmaları Programı direktörü Soner Çağaptay, Rusya’nın saldırıyı geciktirmeyi kabul etmesinin “Türkiye için bir başarı” olduğunu söyledi, “Ama bu Türkiye’nin değil Suriye’de daha uzun kalmaya karar veren ABD politikasındaki değişiklik sayesinde”.
Çağaptay, ABD-Türkiye ilişkilerindeki gerilime rağmen “Bu Türkiye’nin nefes almasını sağlayacak” dedi. Şimdilik, bu “Türkiye'yi çok sayıda mülteci içeren potansiyel bir krizden kurtarıyor. Erdoğan'ın da ABD ile olan ilişkilerinde daha olumlu görünmesine neden olabilir. 
18 Eylül 2018 12:21
DİĞER HABERLER