Çetin Doğan'ın kızı Pınar Doğan ve damadı Dani Rodrik'in CD'ler hakkında iddiaları çürütüldü.
Zaman'ın 3 ve 4 Ocak tarihlerinde Balyoz darbe planı davasıyla ilgili yaptığı manşet haberler, bir süredir davanın düzmece deliller üstünden yürütüldüğünü dile getiren 1 numaralı sanık Çetin Doğan'ın kızı Pınar Doğan ve damadı Dani Rodrik'in hedefi haline geldi.
Katıldıkları her programda Balyoz belgelerinin 19 CD'den ibaret olduğunu; bunlardan üçünün (11, 16,17 numaralı CD'ler) yani davanın ana delillerin yer aldığı CD'lerin 'sahtekarlar çetesi' eliyle üretildiğini savunan Doğan ve Rodrik'in tezleri bu haberlerden sonra ellerinde kaldı. Çünkü Zaman, kamuoyunun bugüne kadar merak ettiği Balyoz davası delili CD'lerin orijinallerinin fotoğraflarını, 1. Ordu Askeri Savcılığı ve İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın ifade tutanakları ve Balyoz iddianamesinin eklerine giren TÜBİTAK, Emniyet Kriminal raporları ile birlikte haberleştirdi.
Rodrik ve Doğan ikilisi bu haberlere atıf yaparak http://cdogangercekler.wordpress.com isimli internet sitesinden Zaman'ı yalancılıkla suçlamaya kalkıyor. Belgeleri cımbızlamak yerine önünü arkasını da okuyarak delillere bakılsa, ifade tutanaklarını tam sayfa yayınlayabilseler; iki sivil memur Sevilay Erkani Bulut ile Melek Üçtepe'nin ifadelerinin CD'lerin 1. Ordu Komutanlığı Kozmik Bürosu'nda üretildiğinin teyitlerini de; Balyoz darbe planı davasının en kritik ana belgelerinin yer aldığı 11 nolu CD'nin üretim ve çıkış adresinin kozmik oda olduğunu da görecekler. Doğan ve Rodrik her iki sivil memurun ifadelerini cımbızlayarak 'reddiyeleri' üzerinden akıl yürütüp, savunma yapıyor. Oysa savcıların sorgusu ve delillerin ortaya koyduğu bilgilerin tamamı karşılaştırıldığında itiraf niteliğindeki ifadeler ayan beyan ortaya çıkacak. İşte Balyoz davasının CD'lerini ortaya çıkaran haberlere yönelik atılan iftira ve soruların cevapları:
Doğan ve Rodrik, 'Yine Zaman'ın yalanları' yazısında ilk şu cümleyi kaleme almış:
"Zaman'ın bahsettiği "delillerden" hiçbiri yeni değil, hepsi dava dosyasında var ve bu blogda daha evel değerlendirmiştik. Bu "deliller" bizim savımızı çürütmekten çok doğruluğunu gösteriyor. (Yeni olan tek şey, Zaman'da yayımlanan CD'lerin fotoğrafları; bu fotoğraflar istenmesine rağmen mahkeme tarafından sanıklara daha evel verilmemişti!)"
Cümleler kendini tekzip ediyor. Balyoz davasının delili CD'lerin fotoğrafları ilk kez yayınlandı. Ve bu CD fotoğrafları internet ve kağıt üstünden yürütülen dezenformasyon malzemelerinin hepsini ortadan kaldırıyor. Kaldı ki Zaman davanın ek klasörlerindeki bilgileri kullandığını haberinde belirtiyor. 'İki sivil memurun ifadelerini bir de CD'lerin fotoğraflarıyla değerlendirin' diyor. Haber, CD'lerin ortaya koyduğu gerçekleri, iddianameye yansıyan ifadelerle destekliyor. Sivil memur Sevilay Erkani Bulut, savcılıkların ve TÜBİTAK, Emniyet bilirkişilerinin kayıtlarına 11 numaralı CD olarak geçen ve üzerinde 'OR. K.'na yazan (TDK marka, CD-R74 Cd Recordable/650 Megabayt) CD'yi hazırladıklarını iki ayrı yerde kabul ediyor.
25 Şubat 2010 tarihli 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı Hazırlık Soruşturması Tespit Tutanağı'nın içinde bu ifadeler bakın nasıl yer alıyor. Hakim Albay Bülent Münger'in aldığı 3 sayfalık tanık ifadesinde Bulut, önce görev yaptığı yeri, plan semineri faaliyetlerini, kozmik odadaki görevini, bilgisayarları, kozmik odanın güvenliğini anlatan bir dizi bilgiyi sıralıyor. İfadesinin ikinci sayfasında 'Balyoz' ismini hatırlamadığını söylüyor, ancak CD'lerin içeriğini aynen şu cümlelerle anlatıyor:
"K.ÖZEL klasörü içerisinde Balyoz Güvenlik Harekat Planı adlı dosya içeriğindeki word belgelerini incelediğimde dosyanın içeriğinde bulunan araç çizelgelerini, diğer kiliseler ve sinagoglar adlı dosyayı hatırladım, yine bir çok harekat planı yazıyorduk, ancak "Balyoz" ismini hatırlamıyorum, yalnız Balyoz Güvenlik Harekat Planı adlı dosya içeriğine baktığımda yazım tekniğine uygundur, bu şekilde yazıyorduk, dosyaların yazılması yaptığımız çalışmalara uygundur, İstihbarat Başkanlığı tarafından ve Loj. Bşk.lığı tarafından yapılan çalışmalarda bize getiriliyordu, ortak çalışmalar yapılıyordu, yalnız şu anda net hatırlayamamakla birlikte bu belgelerin oluşturulduğu tarihlerde ben Hrk. Bşk.lığındaydım, bana verilen emirler doğrultusunda bu dosyaları hatırladığımı düşünüyorum. Çarşaf, Oraj, Sakal, Suga isimli dosyaları hatırlamıyorum, bunların bizim bilgisayarlarımızda kayıtlı olup olmadığını da bilemiyorum, ancak bizden habersiz kaydedilmiş olabilir, çıktı almak için veya birisine gösterilmek için bilgisayarımıza yüklenmiş olabilir, örneğin yarbaşkanı da bazen bizim odamıza gelirdi çalışmalar yapılırdı, istihbarat ve lojistikten de gelenler olurdu, komutan gösterme istedikleri bir şeyler olursa bizim bilgisayarlarımızdan gösterirlerdi, çıktılar alınabilirdi, Hrk. Bşk.nı, Hrk. Şb.Müdürü, Plan subayları mesai sonrasında da çalışmalara devam ederdik."
Rodrik ve Doğan, bu ifadelerin sadece bir kısmını alarak reddiyeleri öne çıkarıyor. Sevilay Bulut'un iki sivil savcılık biri de askeri savcılıkta ifade vermesine karşın, sadece Bulut'un sivil savcılıktaki birinci ifadesine atıf yapıyorlar.
Oysa Sevilay Erkani Bulut, askeri savcı ifade tutanağının 3. sayfasında üstünde OR.K.na yazılı 11 Numaralı CD ile ilgili de şu cümleleri kullanıyor:
"OR.K.na dosyası ordu komutanına takdim edilecek dosyaları içermektedir, bizim hazırlama tekniğimize uygundur, 1. Ordu klasörü içerisinde yer alan Balyoz Güvenlik Harekat Planı'nda yer alan dosyalar diğer dosyalarla uyumludur, kullanıcı adı olarak benim emekli sicil numaram, Hrk. Bşk., Nazlı gibi isimler yer almaktadır, yukarıda belirttiğim gibi yaptığımız çalışmalar benzemektedir....."
Sevilay Erkani Bulut, bir gün sonra 26 Şubat 2010 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları Ali Haydar ve Bilal Bayraktar tarafından iki kez sorgulanıyor. Savcı Ali Haydar'ın yaptığı ilk sorgu da Sevilay Erkani Bulut, (2. Sayfa) "Ben Balyoz Güvenlik Harekat Planını ilk defa basından duydum. Çalıştığım dönemde böyle bir Güvenlik Harekat Planı duymadım." diyor. Savcının 11 sayfalık belgeyle ilgili sorularını, tarihlerini ve kopya adetlerini belirtir işaretlerin ne işe yaradığını anlatıyor.
Ancak aynı gün Bilal Bayraktar tarafından alınan 3 sayfalık ek sorgusunda tereddütleri ortadan kaldıracak çok kritik ifadeler veriyor. Savcı Balyoz Harekat Planı belgesini tekrar gösterip soruyor. Bulut, "Genel olarak başta harekat başkanı ve ona bağlı kişiler bu şekilde yazılar veriyorlardı, biz de yazıyorduk. Ancak ben bu yazıyı ne zaman yazdığımı hatırlamıyorum, yazıp yazmadığımı da hatırlamıyorum." diyor. Savcı, TÜBİTAK 'ın Bilirkişi Raporu ve Taraf Gazetesi' tarafından teslim edilen 4 DVD den 4 numaralı olanının içerisinde bulunan 19 adet CD ve asıllarına ait fotoğrafları gösterip sorduğunda sivil memur Bulut neredeyse tüm CD'leri ilişkin itiraf niteliğinde bilgileri aktarıyor:
"Bu CD'ler bizim tarafımızdan hazırlanan CD'lerdir. Bu CD'lerin tamamı plan seminerinin bitmesine müteakip kozmiğe kaldırılmıştır. Bilgisayarımızda toplanan tüm word belgelerini, dosyaları, power point sunum ve yansıları bu CD'lere ben ve Melek Üçtepe aktarmıştık. Göstermiş olduğunuz CD'ler üzerinde; "OR.K."na yazılı CD'yi net olarak hatırladım. Bu CD Ordu Komutanına verilmek üzere hazırlanmıştı. "K.Özel" yazılı CD'yi de hatırladım, bu CD'yi de yine Komutana özel olarak verilmek üzere hazırlamıştık..."
Gelelim Melek Üçtepe ile ilgili iddialara. Sivil Memur Üçtepe'nin de 1. Ordu Askeri Savcılığı'nda iki ayrı tarihli ifade tutanakları Balyoz davası ek klasörlerinde yer alıyor. Üçtepe, 25 Şubat 2010 tarihli askeri savcılık sorgusunda, tıpkı Sevilay Bulut'un ifadelerinde olduğu gibi K.ÖZEL ve OR.K.na yazan CD'ler hakkında detaylı bilgiler veriyor. Balyoz ismini hatırlamadığını ancak üst yazı plan dosyalarını hatırladığını anlatıyor. İfadesinin 3. Sayfasında 3. Paragrafta "GÜVENLİK HAREKAT PLANI ORİJİNAL BELGELER klasöründe 'CD'lerin Kapakları' adlı dosya içeriğinde yer alan CD'lerin resimlerini incelediğimde söz konusu resimler bizim plan odasında yapılan çalışmaların kaydedildiği ve arşiv amacıyla numaralanarak evrak odasına koyduğumuz CD'lerdir, evrak odasında kilitli çekmeceli demir karteks dolabının içerisinde muhafaza edilmekteydi." diyor.
Ancak Üçtepe'nin bu ifadeleri Askeri Savcılığın ikinci kez ifadesine başvurduğu 3 Mart 2010'da değişiyor. Üçtepe, "Or.K.na yazılı CD. K.Özel yazılı CD., üzerinde yazı olmayan SmartBuy yazılı olan CD'lerdeki yazılar bana ait değildir. Bu CD'leri hatırlamıyorum. " diyor. Yani Üçtepe, askeri savcılığa daha bir hafta önce verdiği ifadesinde kabul ettiği CD'lerin üzerindeki yazıların kendisine ait olmadığı itirazını yapıyor. Bu ifade değişikliği sivil memura aradan geçen süre zarfında baskı mı yapıldı sorularını akıllara getiriyor.
Gelelim, Rodrik ve Doğan çiftinin kesinlikle yok dedikleri parmak izi ve imza tespitlerine . Zaman haberi ikilinin bahsettiği gibi değil. Haber metnindeki "Davanın en önemli delilleri arasında yer alan 19 CD'nin orijinal resimleri, üzerindeki el yazıları ve parmak izleri, plan CD'lerinin 2003 yılında oluşturulduğunu ispatlıyor." cümlesinin kaynağı da yine İstanbul Emniyeti'nin hazırladığı raporda yer alıyor. Balyoz ek iddianame delileri arasına giren 'Dijital Kullanıcı Yolları Raporu' ile ilgili 'Tespit Tutanağı'nın netice ve kanaat bölümünde 5 CD üzerindeki el yazılarının Melek Üçtepe'ye ait olduğuna dair önemli tespitler var. (22. Ek Klasör 228. Sayfa) O ifadeler aynen şu şekilde raporlaştırılmış: "İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü'nce düzenlenen 03.05.2010 tarihli ekspertiz raporunda; Melek Üçtepe'nin kendilerine ait olmadığını beyan ettiği 8 nolu CD üzerindeki el yazılarının Melek Üçtepe'nin eli mahsulü olduğu kanaatine varıldığı belirtilmektedir."
Ayrıca Emniyet Kriminal raporunda 3, 6, 8, 9 ve 19 nolu CD'lerinin üzerinde bulunan el yazılarının da kaligrafik ve grafolojik özellikler yönünden uygunluk ve benzerlikler bulunduğu belirtilerek "el yazılarının Melek Üçtepe'nin eli mahsulü olduğu kanaatine varılmıştır" deniliyor.
Göründüğü kadarıyla, bunca delile rağmen, belgelerden cımbızlayarak davaya reddiye düzen Rodrik ve Doğan'ın ek klasörlerde daha epey ince işçilik yapmaya ihtiyacı var. Önce Balyoz Darbe iddialarını CD'lerden ibaret sayarak alan daraltan, yazılı dökümanlar ve 1. Ordu Komutanlığı'nda alınan ses kayıtlarını, 'tepeleme' ifadelerini ve 'İstanbul'un üzerine çökme' hedef ve girişimlerini 'seminer planı' diye kamuoyuna takdim eden yazıların bittiği yer CD'lerin orijinal olduğuna ve gerçekliğine ilişkin yukarıda sıralanan bilgilerdir. Rodrik ve Doğan, internet sitesinden CD'lerin içindeki dosyalara ilişkin kayıt bilgileri tespiti olmadığını da ileri sürüyor. Ancak Zaman'ın 4 Ocak 2010 tarihli 'Balyoz CD'lerinde işlem yapan isimler iddianamede' haberindeki Balyoz Darbe Planı davasına temel teşkil eden ana belgelerin kimler tarafından hangi bilgisayarlarda oluşturulduğuna ilişkin bilgiler çok net. Planları hazırlayanların kimler olduğu, hangi bilgisayarda, kaç kayıt yaptıkları aşikar.
Dönemin MİT Müsteşarı'nın Ergenekon davasına yansıyan ifadelerini, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile Balyoz toplantılarının yapıldığı tarihte Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı olarak sınırların aşıldığını rapor eden İlker Başbuğ'un teyitlerini, ortaya çıkan ıslak imzalı belgeleri daha ne kadar görmezden gelecekler bilmiyoruz. Ancak artık kimse bu gerçekleri daha fazla gizlemeyecek.