İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, 4.4 büyüklüğündeki depremden önce bölgede 2.8 ve 3.0 büyüklüğünde depremler meydana geldiğini hatırlattı. Bu depremlerin herhangi bir fayı tetikleyecek öncü bir özellik taşımadığını kaydeden Gündoğdu, “Bu deprem, kırılacak bir fay üzerinde değil. Bunun öncü niteliği yok. Ardından artçı diyebileceğimiz bir deprem de olmadı. Kuzey Anadolu Fay hattındaki gerilmelere karşı bir işaret olarak değerlendirmek mümkün. 1999 depreminden sonra Marmara’nın tabiatı değişti. Çok sık deprem olmaya başladı. 4’ün altında çok sayıda depremler oldu. Bunlar hepsi bu fayın gerildiğini gösteren işaretler.” ifadelerini kullandı.

İTÜ Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, 4.4 büyüklüğündeki depremin mevcut fay hatlarını tetiklemeyeceğini söyledi. Kuzey Anadolu fay hattının 17 Ağustos depreminde tetiklendiğini ifade eden Tüysüz, “Günün birinde Marmara depremi olacaktır. Herhangi bir yeni tetiklemeye ihtiyacı yok. Deprem olabilmesi için bu fayda her şey mevcuttur. 7.2 ve 7.3 büyüklüğünde bir depremin olması öngörülüyor.” dedi.

Mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp de Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde 7 ve üzerinde bir deprem beklediklerini vurguladı. “1999 yılındaki depremler, Marmara’da yer alan öteki fay hatlarını tetikledi.” diyen Alp, Orta Marmara’da Büyükada’nın güneyinden geçen fay hattının kırılması durumunda 7.3 gibi bir depremin meydana geleceğini belirtti. Alp, olası bir İstanbul depreminde ise 100 bin vatandaşın hayatını kaybedebileceğini ve 300 bin yapının yıkılabileceğine dikkat çekti.

İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan da söz konusu depremin beklenen İstanbul depreminin öncüsü olmadığını belirterek şöyle konuştu: “1999 depreminde fay, Yalova’dan Yassıada’ya dek kırılmıştır. Dolayısıyla bu küçük depremin Kuzey Marmara Kolu ile ilişkisi yoktur. 5.7’e varan gerilim boşalmalarının olması olağandır. Küçük depremlerin ancak jeofizik bilimciler için, gelecek depremin işleyişini anlamak bakımından önemi vardır.”