Yargı GDO skandalını 7 sene sonra kabul etti.. Peki şimdi ne olacak?

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı 7 sene sonra GDO diye bilinen Genetiği Değiştirilmiş Organizma skandalı ile ilgili iddianame hazırlaması gündeme oturdu...

GDO'lu (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) pirinç skandalı ile gündeme gelen Mersin'de, 2010 ve 2011 yıllarında usulsüz şekilde ithal ve ihraç edilen gıda ürünleriyle ilgili Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame tamamlandı. İddianamede 192 kişinin “Resmi Evrakta Sahtecilik, Görevi Kötüye Kullanma, Rüşvet, Suç ve Delilleri Gizleme ve Değiştirme” gerekçeleriyle cezalandırılmaları istendi. İddianamede yer alan tespitler sofralarımıza kadar uzanan skandalları da ortaya çıkardı.

Ekonomist Tarık Ziya Samanyoluhaber.com'da 

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı 7 sene sonra GDO diye bilinen Genetiği Değiştirilmiş Organizma skandalının hesabını sormaya nihayet karar vermiş. 

2010 ve 2011 yıllarında usûlsüz şekilde ithal ve ihraç edilen gıda ürünleriyle ilgili hazırlanan iddianamede 192 kişi hakkında ‘Resmî Evrakta Sahtecilik’, ‘Görevi Kötüye Kullanma’, ‘Rüşvet’, ‘Suç ve Delilleri Gizleme ve Değiştirme’ suçlarından ayrı ayrı hapis cezası talep ediliyor. 

KANSERLİ PİRİNÇLERİ YEDİK!

İddianamenin hülasası şu: Gümrük memurundan gıda mühendisine, işadamından müşavirine kadar onlarca kişi Mersin Limanı’nda rüşvet havuzu kurmuş. 

İnsan sağlığı açısından zararlı olan GDO’lu mısır ve pirinç farklı metotlarla Türkiye’ye ithal edilmiş ve dönen dolaplardan bîhaber vatandaş bunları yemiş. Ben, sen, o, biz, siz, onlar… Herkes o kanserli pirinçleri pilav ya da sütlaç niyetine yemiş olabilir. 

Gel de bu rezalete veyl etme! 

Öyle ya! Vergilerimizle maaşlarını alan ve vazifesi halkın menfaatini müdafaa etmek olan memurların, amirlerin ‘zehirli gıdaları’ ‘temiz’ diyebileceğini nereden bilebilirdik ki!

VERGİ KAYBI YÜZ MİLYONLARCA DOLAR

Bu kirli münasebet, suyu tefessüh etmiş havuz yüzünden vatandaşın sağlığı hiçe sayılmış, devletin vergi kaybı da yüz milyonlarca lirayı bulmuş. 

Yeni hazırlanan iddianamede neler var neler… Limanda rüşvet çarkının nasıl işlediği anlatılıyor. 

Bazı firmalar yasak olduğunu bile bile ithal ettikleri gıda mamüllerini gümrükten geçirmenin yolunu bulmuş. Gümrük işlemleri takibi yapan şahıslar vasıtası ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kontrol Şube Müdürlüğü’nde görevli memurlara GDO analizi yapılması gereken numuneler yerine farklı ve kaliteli ürünü analiz ettirilmiş ve böylece ‘Uygunluk Belgesi’ alınmış. 

TUZ KOKMUŞSA…

Zehirli mamüllerin rüşvet mukabili alınan belgelerle piyasaya sürülmesi insanı dehşete düşürüyor. Üç kuruş fazla kazanma hırsına mağlup olmuş insanlara devlet de teslim olursa vatandaş hakkını nerede arayacak?

Kanunen yasak olduğu halde GDO’lu pirinç ve mısır ithal eden firmalar analiz yaptırırken normal pirinç ve mısırları numune olarak vermiş ve böylece tonlarca kanserli mamül gümrükten geçirilmiş. 

Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren D. firması, Arjantin’den ithal ettiği 156 bin kilogram cin mısırı (patlatılacak mısır) aynı metotla iç piyasaya sürmüş. Analizi yapılan numune, ürünün numunesiymiş gibi işlem yapılmış ve 20.10.2010’da GDO’lu mısırlar Türkiye’ye girmiş.

BEYANNAME: BUZAĞI YEMİ, MAMÜL: SÜT TOZU

Mersin’de rüşvet havuzunda çareler tükenmemiş. Y. Gıda Pazarlama tarafından yurt dışından getirilecek 50 bin kg süt tozu daha düşük vergisi olduğu için buzağı yemi olarak beyan edilmiş. Neyse ki son anda birileri (muhtemelen çarkın dışında olanlar) fark edince süt tozlarına el konulmuş. 

Mamafih suçüstü vak’ası, aynı firmanın başka tarihlerde toplam 200 bin kg süt tozunu ‘buzağı yemi’ olarak ithal ettiği ve değişik firmalara sattığı hakikatini değiştirmiyor. 

M. Tarım Ürn. Tic. Ltd. Şti. unvanlı firma tarafından 2 bin 590 kg çeltik getiren M. isimli gemi daha rıhtıma yanaşmadan dışarıdan kaliteli çeltik temin edilerek analizden ‘temiz’ raporu alınmış ve ithaline izin verilmiş.

MEMURLARIN KAŞEYİ GÜMRÜK MÜŞAVİRİNE VERMİŞ!

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü memurlarının kaşelerini gümrük müşavirliği çalışanlarına vermesi devletin Mersin Limanı’na gömüldüğünü ispat etmeye kâfi gelecektir. 

Onay alacak kişiler evrak tanzim ediyor, mühür basıyor ve vatandaşa kanserli pirinç, mısır, çeltik ne varsa yediriliyor. Bazı firmalar mamüllerin baştan ayarlanmış analizin neticesini bile bekleme ihtiyacı hissetmemiş. Hatta bazen hiç analiz yaptırmadan Türkiye’nin dört bir tarafına satış yapılmış.

AKP’NİN İFTİRALARININ İTİRAFNAMESİ

Esasında bu iddianame bir itirafnamedir. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının GDO’lu çeltik, pirinç ve mısırı vatandaşa yedirdiğinin itirafıdır. Aynı zamanda rüşvet çarkının devleti içten içe nasıl kemirdiğinin ibret vesikasıdır… 

Bu durumu fark edip 11 Ekim 2013’te Mersin Limanı’ndaki rüşvet havuzuna baskın düzenleyen savcı, emniyet amiri ve polis memurlarının hukukî zeminde vazifelerinin icabını yaptığını da itiraf ediyor bu iddianame. 

17/25 Aralık 2013’te ortaya saçılan ayakkabı kutularının ve milyon dolarların üstünü örtmek için AKP’nin başlattığı intikam operasyonlarından birinin Mersin’deki savcıları ve polisleri hedef alması şaşırtıcı gelmemişti. 

MAHMUT ARSAN HIRSIZ MI, KAHRAMAN MI?

Bu iddianameyi bugün yazanlara sual etmek lazım: Madem bu kadar rezalet işlendi, bugüne kadar neredeydiniz? 

Hani o polisler Mahmut Arsan’a tuzak kurmuştu? 

Mesut Barzani’nin parasını işlettiğini cümle âlemin bildiği bu zat AKP’nin sesi Akşam’a verdiği mülakatta, Hizmet Hareketi’ne himmet vermediği için polisler tarafından tuzağa düşürüldüğünü iddia etmişti. Hatta gazeteci Mehmet Baransu bu davadan da müebbet hapis talebi ile mahkeme önüne çıkarılmıştı. 

Şimdi hazırladığınız bu iddianame hiç de öyle demiyor. Polisler vazifesini yapmış, Baransu da gazeteciliğin hakkını vermiş. 

GDO SKANDALININ SİYASÎ AYAĞI EKSİK KALMASIN

‘Paralel’ dediğiniz safsataya halkı inandırmak için 2015’te ‘paralele en büyük operasyon Mersin’de’ başlıklı haberler yaptırmıştınız? Şimdi hepsinin düzmece olduğunu kendiniz ikrar ediyorsunuz…

Hepsi sizin uydurmanız, hepsi kuyruklu yalanlarınızmış demek. Yeni hazırladığınız iddianame bütün bunların itirafnamesi adeta. 

Hazır suçluların üzerine geç de olsa gitmeye karar verdiğinize göre hırsızları, rüşvet alan memurları ve düzenbaz işadamlarını kuvvetli delillerle kıskıvrak yakalayan polisleri serbest bırakabilecek misiniz? Geç de olsa zulmettiğiniz o insanlardan özür dileyecek misiniz? 

MEHDİ EKER KONUŞACAK MI?

Kanserli pirinçleri ithal eden, bunlara müsaade eden, alan ve satan herkesi tek tek teşhir ederken AKP’deki uzantıları unutulmasın. 

Mersin’de el konulan mamüllerde GDO olup olmadığına dair iki ayda beş farklı beyanat vererek o gün suçluların işini kolaylaştıran eski Tarım Bakanı Mehdi Eker’i ve diğer eli uzun siyasetçilerin millete bir izahat borcu var. 

Zira bütün bu dolapları sadece limandaki iki memur ve bir gümrük müşavirinin çevirdiğine kargalar bile güler. 

Evet, GDO skandalının siyasî ayağını da mahkeme önüne çıkaracağınız günü dört gözle bekliyoruz. 

Hakikatlerin böyle kötü bir huyu var işte. Er ya da geç ortaya çıkıyorlar…  

04 Eylül 2017 17:18
DİĞER HABERLER